19. Yüzyılda Konya'da Sosyal ve Ekonomik Hayat Konuşuldu
TYB Konya şubesinin bu haftaki programında SÜ Tarih Bölümü Yakın Çağ Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhittin Tuş 19. Yüzyılda Konya'da Sosyal...
TYB Konya şubesinin bu haftaki programında SÜ Tarih Bölümü Yakın Çağ Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhittin Tuş 19. Yüzyılda Konya'da Sosyal ve Ekonomik Hayat konulu bir konuşma yaptı.
TYB Konya Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Durdu'nun düzenlediği program TYB Konya Evinde saat 16,00'da gerçekleştirildi. Etkinliğe TYB Konya Şube Başkanı Bekir Şahin, Konya Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, gazeteciler, yazarlar ve seçkin bir topluluk katıldı.
Konya'nın son âyânının Ekmekçizade Süleyman Ağa olduğunu belirten Muhittin Tuş sözlerine şöyle devam etti:
"19. yüzyılda Konya'da yönetimin başında vali vardır. Vali, 16. Yüzyıldan 19. Yüzyıla Beylerbeyliği statüsünden gelmiştir. Daha önce vilayet makamı söz konusu değil iken on dokuzuncu yüzyılda valilik kurum olarak ortaya çıkmıştır. Valilerin çevresinde kapu halkı denilen personeli vardı. Bunların sayısı iki bine ulaştığı tahmin edilmektedir. Validen sonra şehirde önemli isim olarak 'ayan' gelmektedir. Konya ayanı Anadolu'nun başka yerlerindeki kadar önemli olmasa da birçok işi yerine getiriyordu. Ekmekçizade Süleyman Ağa son Konya ayanı olarak görev yapmıştır. Ayanlık kaldırıldıktan sonra da Süleyman Ağa'nın itibarı devam ediyordu. Sandık sarrafı Silleli Rum asıllı Osmanlı vatandaşı, bu itibarını çekemeyerek Süleyman Ağa'nın arkasından çeşitli tezviratta bulunmuştur.
1835 yılında Konya'da ilk defa muhtarlık teşkilatı kurulmuş, mahalle muhtarlarına İstanbul'dan mahalle muhtarı mührü kazınarak verilmiştir. Her mahalleye birinci muhtar, ikinci muhtar adı ile iki muhtar görevlendirilerek ortadan kaldırılan ayanların görevleri, yaptıkları işler bunlara verilmiştir.
Konya'nın Osmanlı Dönemindeki Nüfusu
Konya nüfusu zaman içinde inişli çıkışlı bir seyir izlemiştir. Selçuklular döneminde başkent olması nedeni ile Konya önemli bir nüfusa sahip iken Osmanlıların eline geçtiğinde bu rakam iki - üç bine kadar düşmüştür. 16. asırda altı bine, on altıncı yüzyılın sonunda ise 18500'e çıkmıştır. 19. Yüzyılın ortalarında ise otuz bin civarında oldu tahmin edilmektedir. Bu nüfusun içinde gayrimüslimler, Selçuklular zamanında her milletten her dinden adam söz konusu iken on altıncı asra gelindiğinde yirmi iki hane tespit edilmiştir. On yedinci yüzyılda iki yüz otuz beş cizye mükellefi vardır. On dokuzuncu yüzyıla gelindiğinde bu rakam 466 cizye mükellefin çıkmıştır. Şehirde ekserisi Çiftemerdiven Mahallesi ile Gazialemşah Mahallesinde ikamet ediyordu.
Medreseler Azalıyor
Selçuklular döneminde eğitim önemli bir husustur. Bunun için en köklü ve gösterişli binalar inşa etmişlerdir. Konya'dakli Selçuklu dönemi medreseleri günümüze kadar gelebilmiştir. Ancak Osmanlılar döneminde medrese eğitimi Konya'da aynı önemi sürdürememiştir. Bunda hali ile şehrin başkent olmaması ve ekonomik zenginlik etkili olmuştur. Osmanlı dönemindeki medreseler daha ziyade toprak yapılardan teşekkül ediyordu. Bu yapıların da ömürleri en fazla yetmiş seken yıl idi. On sekizinci yüzyılda Konya'da 47 medrese varken 19. asırda bu yirmi yediye düşmüştür. Bu medreselerde toplam 386 oda varken bu odalarda 260 öğrenci, 270 de çömez olmak üzere toplam 530 öğrenci öğrenim görüyordu.
Hanyalı Yusuf Ağa Aslen Konyalı
Kütüphane de eğitimin önemli bir parçasıdır. Bu dönemde toplam altı tane kütüphanede 3264 kitap bulunmaktaydı. Bu kütüphanelerin en önemlisi Yusuf Ağa kütüphanesi idi. Valide Sultan Kethüdası olan Yusuf Ağa Girit'in Hanya kazasında doğmuştu. Muhtemelen Konya bölgesinden götürülen ailelerin torunlarından olduğu için hiç Konya'ya gelmediği hâlde ata yurdu olan memleketine hizmet adına bir kütüphane inşa ettirmiş, buraya 904 kitap bağışlamıştır." dedi. Programdan sonra Araştırmacı Yazar Ali Işık, konuşmacı Prof. Dr. Muhittin Tuş'a kitap hediyesi takdim etti.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.