Asım'ın nesli, Safahat okuyor
H. SALİH ZENGİNBugünlerde gençlere bir şeyler oluyor! Sınıflarda, parklarda, kütüphanelerde, kafe ve kampüslerde bir araya toplanan küçük gruplar yüksek...
H. SALİH ZENGİN
Bugünlerde gençlere bir şeyler oluyor! Sınıflarda, parklarda, kütüphanelerde, kafe ve kampüslerde bir araya toplanan küçük gruplar yüksek sesle milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un Safahat isimli eserini okuyorlar.
İnternet üzerinden başlayan bu ilginç oluşumun amacı Mehmet Akif Ersoy'u daha iyi tanımak ve şiirlerini birlikte okumak. Daha çok lise ve üniversiteli gençlerin ilgi gösterdiği "Bin Safahat Okuma Grubu", 18 Mart'a kadar haftanın bir günü bir araya gelerek Akif'in Safahat'ını okuyor. Bu tarihe kadar Türkiye'nin her yerinden gruba katılanlarla birlikte 1000 gruba ulaşmayı hedefleyen oluşuma katılmak çok basit. Bunun için en az iki kişi bularak www.binsafahat.com ve http://binsafahatgrubu.blogspot.com internet adresine girip grup kurduğunuzu beyan etmek. Biz de bu gruba katılarak Safahat okumaya başlayan üniversiteli ve liseli gençlerin bu ilginç buluşmalarına şahit olduk. Biz sorduk, onlar tanımaya çalıştıkları Mehmet Akif Ersoy'u anlattı.
Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un "Safahat'ımda, evet, şi'r arayan hiç bulamaz; / Yalınız, bir yeri hakkında 'Hazîn işte bu!" der. / Küfe? Yok. Kahve? Hayır. Hasta? Değil. Hangisi ya? / Üçbuçuk nazma gömülmüş koca bir ömr-i heder!" diye dillendirdiği itirafından gençler ne kadar haberdar bilinmez ama bugünlerde güzel şeyler oluyor. Türkiye'nin her yerinden yüzlerce kişi Mehmet Akif Ersoy'u yeniden anlamak ve yorumlamak için Safahat okuma grupları oluşturuyor. Genç yazarlardan Asım Gültekin'in öncülüğünde internet üzerinden başlatılan oluşuma Konya, Antep, Maraş Amasya, İstanbul, Bursa, Yozgat demeden Türkiye'nin bütün illerinden katılım oluyor. En az iki kişi bulan herkesin grup kurabildiği bu ilginç okuma seferberliğinde grup kuranlar internet sitesine girerek grubunu ilan ediyor ve okumalara başlıyorlar. Daha çok lise ve üniversite öğrencilerinin ilgi gösterdiği Safahat okumalarına katılan gruplar haftanın bir günü bir araya gelerek en az 15 dakika Safahat okuyorlar. Bunun için yer ve zaman sınırı yok. Parklar, bahçeler, camiler, sınıflar, kütüphaneler, kampüs ve yurtlar, sınıflar, evler birer okuma alanı olmuş durumda. 16 Şubat'ta başlayan ve şu ana kadar 100'e yakın grubun destek verdiği oluşumun hedefi 1000 gruba ulaşmak....
Bu ilginç fikri ortaya atan genç yazarlardan Asım Gültekin, gruba katılanların çoğunluğunun haftada bir gün bir araya gelerek Safahat okuduklarını belirterek, nişanlısına ya da eşine telefonda Safahat okuyan çok sayıda kimsenin de olduğunu belirtiyor. "Ülkesine ve halkına yabancılaşmış üniversite monarklarının açıklama yaptıkları günün gecesi başladık Safahat okumaya. Tüm kampüsler Safahat Evi diye başladık. Çatısız, 15 dakikalık Safahat Evleri dedik. Bizi özümüzden koparanlara tepki göstermekle daha anlamlı bir şey yapmış olacağımızı düşündük." diyerek grubun kuruluş öyküsünü aktaran Gültekin, 18 Mart'a kadar sürecek bu okuma eylemine dileyenlerin devam edebileceğini kaydediyor. Kimi üniversiteli Safahat okuma gruplarının rektörlerini de Safahat okumaya davet ettiğini ve TBMM çatısı altında da kampanyaya katılan milletvekilleri olduğunu belirten Gültekin, on beş dakikalık okuma için başlayanların zamanla bu süreleri artırıp her gün Safahat okumaya başladıklarını söylüyor.
Safahat okumalarına katılan gruplardan bir tanesi olan Beyoğlu Fındıklı Lisesi 3. sınıf öğrencilerini Taksim, Gezi Parkı'nda Safahat okurken bulduk. Okullarında yedi kişilik bir grup oluşturarak Safahat okumaya başlayan liseliler, haftada bir gün parkta, okulda, kütüphanede bir araya gelerek Safahat okuyorlar. Bu gruba kadar hiç Safahat okumadığını söyleyen Sinan Işık, "Mehmet Akif'i tanımak ve güzel insanlardan birisi olmayı istiyorum." derken, arkadaşı Mehmet Sarıboğa ise ilk başlarda dilinden dolayı sıkıcı bulduğu kitabı grup halinde okumanın anlamlı olduğunu belirtiyor. Aynı lisenin öğrencilerinden Duygu Suna ise öğretmeninden duyduğu gruba hemen katıldığını ve her beytin kendi arasındaki uyumdan keyif aldığını, anlamadığı kelimeler içinse sözlük kullandığını söylüyor. Mehmet Akif'in bir yurdun hislerini anlatan en iyi şair olduğunu belirten Kadir Kaba gibi Gökhan Ulutaş, Hacı Çetin ve Nurettin Çolak da Akif'in dünyasına girmeye çalışan ve bunun heyacanını taşıyan öğrencilerden...
"Akif sürekli yanımızda!"
Mehmet Akif'in davasını, şiirini ve derdini anlama gayreti içerisinde olan gruplardan bir tanesi de Marmara Üniversitesi öğrencilerinden oluşuyor. Ancak onların Akif'le tanışmaları eskiye dayanıyor. Kurdukları grupla fikir alışverişlerini daha da artırdıklarını belirten öğrencilerden Süleyman Ragıp Yazıcılar, din psikolojisi dalı yüksek lisans öğrencisi. Grubun oluşumunu ilk duyduğunda Mehmet Akif'i gerçekten tanımadığımıza inandığını belirten Yazıcılar, "Onun kahramanlığı, İstiklal Marşı şairi, hak çiğnendiği zaman elinden geleni yapardı." gibi birkaç klişe bilginin Akif'i anlamakta yeterli olmayacağını, önemli olanın onu kendi eserinden, birinci ağızdan tanımak olduğunu kaydediyor. Haftada sadece 15 dakika okumanın Akif'in dünyasına adıp atmak için cazip bir süre olduğunu belirten Yazıcılar, "İlk anne ve ablamla başladım ama ağırlığından dolayı onlar tahammül edemediler. Haliyle arkadaşlarla bir oluşum kurduk. Özellikle Zaman Gazetesi'nin verdiği Safahat çok iyi, orijinali ve sadesi yan yana sayfalarda veriliyor. Okumak daha kolay. Bu okumaların hayatımıza büyük katkısı olacağına inanıyorum. Kendi adıma Akif sürekli yanımda olacak. Bu grup sayesinde en üst raflardan indirdik, tekrar da yukarıya çıkmayacak inşallah." diyor. Dil inkılabından sonra Safahat'ı anlamanın zorlaştığını düşünen Yazıcılar, yakında sadeleştirilmiş olanı bile anlayamayacak yeni nesil olacak. 15 yıl sonra bu sadeleştirilmiş dil de sadeleştirilecek sanırım. Bunun suçlusu biz değiliz, eğitim sistemi." diyor. Safahat'ın, dil zenginliğini geliştirmek yönünden bir yüzleşme sağladığına dikkat çeken Yazıcılar'a, hukuk fakültesi 2. sınıf öğrencisi Selman Özçınar destek çıkıyor: "Akif'in bize bıraktığı mirası daha ileriye götüreceğiz. Bu grup bunun heyecanını taşıyor."
Marmara Üniversitesi İktisat Fakültesi 3. sınıf öğrencisi Ahmet Ekrem Kaya ise büyük insanları vefat yıldönümlerinde birkaç saatlik anma ile geçiştirmenin yanlış olduğunu ifade ederek, "Önemli olan onun verdiği ruha girebilmek. Bu bizi formatlayacak bir eser. Kendi kendime okuyordum, bu grupla da fikir alışverişimizi artırmış olduk. Bunlar Necip Fazıl, Mehmet Akif Ersoy ve Sezai Karakoç'u okumak derin ruha ulaşmak için bir araçtır." diyor. Kaya, Safahat okumanın kendisine zamanın kıymetini daha iyi anlama noktasında bir değer kazandırdığını da sözlerine ekliyor.
Marmara Üniversitesi Biyoloji Öğretmenliği öğrencisi Şule Aktan ise Safahat'ı grup kurulmadan önce zaten evde arkadaşlarıyla okuduklarını; ancak grubun bu okumalara yeni bir heyecan getirdiğini kaydediyor ve ekliyor: "Okudukça anlamasanız bile bazı kelimelere kulak alışıyor ve otomatik olarak dil ağır olmaktan çıkıyor. Mehmet Akif, Sezai Karakoç gibi insanların neslinden gelen insanlarız, onları tanımak için mutlaka okumalıyız. Okudukça yüreğimiz açılacak."
Küçük yaşından itibaren Safahat'ı yanından ayırmayacak kadar Akif hayranı olan İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi 2. sınıf öğrencisi Merve Akbayır ise çocukken defalarca anlamadan Safahat'ı okuduğunu; ancak anlamaya başladıktan sonra önünde yeni bir dünyanın açıldığını belirtiyor. "Ben sadeleştirilmişini değil orijinalini okuyorum. Kaç kere okuduğumu inanın bilmiyorum. Abartmak olacak belki ama ben bununla yaşıyorum. Akif bana isyan etmeyi, isyanın da bir adabı olduğunu öğretti. Onun 'Uğursuz gecenin yok mu sabahı' diye bir şiiri var, o bana çok şey kattı. İnanılmaz bir gelecek beklentisi var Akif'in, umudu var, bunu kazandım. Akif'in milliyetçilik düşmanı olması da hoşuma gidiyor. Bu kadar okumama rağmen tam olarak çözdüğümü söyleyemem." diyen Akbayır, yeni gruplar kurdurma noktasında da arkadaşlarını teşvik etmekten geri kalmıyor.
18 Mart'ta sona erecek Bin Safahat Grubu kampanyası aynı zamanda Mehmet Akif Platformu'nun oluşumunu da beraberinde getirdi. Mehmet Akif çalışmalarıyla tanınan Ertuğrul Düzdağ, şair Ahmet Mercan, Genç dergisinden Lütfi Arslan, Genç Öncüler dergisinden Zafer Özdemir, Eğitim-Bir Sendikası'ndan Erol Battal, yazar Hakan Albayrak, Burç FM yayın yönetmeni Bünyamin Şen, yazar Metin Karabaşoğlu, Kültür Dergisi Editörü Fatih Güldal, Türkiye Yazarlar Birliği Şeref Başkanı Mehmet Doğan, Gerçek Hayat dergisi editörü Ali Adakoğlu, Yeni Dünya dergisinden Mahmut Bıyıklı, gibi birçok isim bu platformda yer alıyor.
Şimdi ise yapılacak tek şey var: www.binsafahat.com ve http://binsafahatgrubu.blogspot.com internet adresine girerek okuma grubunuzu ilan etmek ve Safahat'a başlamak. s.zengin@zaman.com.tr
--------------------------------------------------------------------------------
Lise ve üniversiteliler Akif'e ilgi gösteriyor
Bin Safahat Grubu kurucusu Asım Gültekin: "Toplam bir ay sürecek okuma grubuyla Akif'i anlama ve onun felsefesini hayatımıza kazandırma gayretindeyiz. En az iki kişiyi bulan herkesin nerede grup kurduğunu, hangi günler toplanıp Safahat okumaya başladıklarını bildiren bir iletiyi sitemize yazmalarını istiyoruz. Tabii bir de düzenli okumalarını sürdürsünler yeterli. Daha çok üniversiteliler ve liseliler ilgi gösteriyorlar. Baba oğul, baba kız, ailece okuyanlar da var. Yüzde 90'ı 16-25 yaş arasında diyebiliriz. Çoğunluk haftada birbir araya geliyor. Her sabah namazdan sonra okuyanlar da var. Çoğunluk okurken ilkin bir hayli afallıyor. Dil çok zor geliyor, pes edeceklerinden korktuklarını söylüyorlar."
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.