Beyşehir

Beyşehir

Farklı zamanlarda farklı guruplarla Beyşehir'i gezdim. Bir defasında da çocuklarımı arabaya bindirdim geldim. Yol kenarlarında dinlene dinlene gezdim. Çok...

A+A-

Farklı zamanlarda farklı guruplarla Beyşehir'i gezdim. Bir defasında da çocuklarımı arabaya bindirdim geldim. Yol kenarlarında dinlene dinlene gezdim. Çok beğenmiştim Beyşehir'i çocuklarım da öyle...

Bu defa TYB Konya Şubesinin düzenlediği "Yazılacak Çok Şeyimiz Var" gezisi için yazar arkadaşlarla birlikte gezdik Beyşehir'i.

Her gelişim de farklı bir yönünü gördüm. Şimdi de Beyşehir'in güzelleştiğini, şehircilik adına ilerleme kaydetmiş olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.

İzzet Taşcı'yı genç ve kararlı bir başkan olarak gördüm. Yaptıklarını ve yapacaklarını anlatırken, beklentilerini dile getirirken istekli oluşu, yapacak çok şeyinin olduğunu gösteriyor. Başkanın konuşmalarında sürekli tasarruftan bahsediyor olmasını manidar buldum. Daha az harcayarak daha çok hizmet üretmek anlamı taşıyordu söyledikleri. Sadece Beyşehir için değil bütün ülke için bu prensibin geçerli olduğunu ve en önemli mesele olduğunu dile getirmeliyim. Bazılarının üç yüz elli liraya mal ettiğini biz kırk beş liraya yaptık, demesi yapılanların ve yapılacakların göstergesi gibiydi. Tasarruf ve daha çok üretmek, daha çok hizmet etmek ya da hizmet satın almak... Beyşehir bu yolunda devam ederse hak ettiği yere daha çabuk ulaşacaktır eminim.

Göl en büyük nimet bölge için. Hiç böyle görmemiştim. Nerdeyse tam dolu denecek kadar. Sadece Beyşehir açısından değil önemi, Konya ovası ve Çumra sulaması açısından da çok değeli bir göl. Ne kadar da büyükmüş meğer. Saatler süren göl etrafındaki, yolculukta anlıyorsunuz büyüklüğünü. Cennet gibi koylar var, harika dinlence yerlerine rastlıyor ve içinizden, "şurada kamp kuracak, dinlenecek, düşüneceksin uyarısı zihnimin orta yerinde parlayıveriyor.

Güzellikler var yaşanacak... Beyler oturmuş göl kenarında. Seyretmiş doyumsuz göl maviliğini, dağ yeşilliğini. Saray yaptırmış göle nazır. Devlet işlerini yürütmüş, planlar yapılmış, dinlenilmiş... İçimden şöyle oturacaksın kalemi eline alacaksın bir roman yazacaksın içinde göl olan, Selçuklular bulunan, Alâeddinlerle yoğrulmuş bir roman... Kim bilir belki bir gün olur!

Bu güzelliği Konya'nın ve ülkenin hizmetine sunmak gerek. Turizm açısından konu ele alınıp değerlendirmeler yapılmalı. Konya Beyşehir arası uzak sayılmaz. Daha kısa sürede ulaşım sağlansa Konya'nın dinlenme merkezi oluvereceği muhakkak. Yetkiler bu işe el atsa diyorum.

Yalnız Kurucuova'ya giderken o muhteşem görüntünün nakisası sayılabilecek bir konudan bahsetmek de fayda var. Gidecekler için dikkatli olmaları konusunda fayda sağlayabilir: Yollar keskin virajlı ve çok dar. Bazen otobüsümüz geçerken zorlandı. Kubadabad saray kalıntısının içinde Prof. Dr. Mikail Bayram'ı dinlerken gözümde tarih canlandı. Entrikaların tarihinin yeni olmadığı gerçeğiyle karşılaşmamız bizlere çok şey anlattı.

Beyşehir demişken göl kenarındaki nadide örneklerden olan Eşrefoğlu camiden bahsetmezsek doğru olmaz. 1296-1299 yıllarında Süleyman Beyin yaptırmış olduğu camide ahşap dikkat çekici. Bir de cami imamının anlattıklarını buraya yazmak belki de kayıt düşme adına önemli: Minber bilindiği gibi abanoz ağacından değil, bölgede yetişen ceviz ağacından yapılmıştır. Abanoz ağacı Hindistan da yetişir, demesi ilginçti. 6 metre yüksekliğinde, çini mozaik ile kaplı çok görkemli mihrabını da unutmamak gerekir. Minberi tamamen ceviz ağacından, oymalı ve çatmalı tutkalsız yapılmıştır. İnanılmaz bir düzgünlük ve incelikte yapılan minber geometrik şekiller ve bitkisel bezemelerle kaplıdır.

Göldeki tekne gezimiz unutulacak cinsten değildi. Harikaydı münazara, bir de çay güzel olsaydı...

Mehmet Akif Ersoy Milli Parkına söylenecek söz yok. Temiz bakımlı ve dinlendirici. Yeşil ve göl kucaklaşmış burada. Başkan İzzet Taşcı'nın ikramlarını bu parkta yapmış olması, buranın önemini bir kez daha ortaya koymaya yeter sanırım.

Köprüden seyre doyum olmuyor. Oldum olası suyu severim. Balık tutmayı da hakeza...

Çocukluğumun geçtiği Apasaraycık köyündeki yaşadıklarım gözümün önünden akıp geçti. Apa baraj gölünde yüzmelerim, balık tutmalarım, kayıklarda geçen yıllarım...

Yıllarca Beyşehir gölünden gelen suyu içtim, balıklarla beslendim. Belki de Beyşehir için güzel duygular beslememin temelinde bunlar vardır kim bilir...

Beyşehir gezisi boyunca bizleri yalnız bırakmayan İzzet Taşcı'ya, Kurucuova'dan sonra bizlerle olan Kurucuova Belediye Başkanı Vedat Sabırlı ve Gölyaka Belediye Başkanı Ramazan Erdoğan'a gösterdikleri alakadan ve misafirperverliklerinden dolayı teşekkür ediyorum.
http://www.hakimiyet.com/yazi/17934/Beysehir.html

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.