Nereden gördülerse "Türkçemiz, milli kimliğimizin en güçlü ifadesidir." diye yazmışlar...

Sonra da "26 Eylül Türk Dil Bayramımız kutlu olsun!" demişler.

Afişte de "Karamanoğlu Mehmet Bey" var, elindeki fermanla...

Bir kere 26 Eylül'de kutlanan dil bayramı ile "Mehmet Bey"in direkt bir alakası yok.

Onunla ilgili olarak kutlanan bayram Mayıs ayında olanı...

Bundan daha vahimi de şu:

Karamanoğlu Mehmet Bey’in vezirliğini yaptığı Cimri lakaplı Alâeddin Siyavuş, Mayıs 1277'de Selçuklu tahtına "darbeyle" oturtulmuştu.

Siyavuş hakkında -bizimkilerin Türkçesiyle oluşturulan- "Konyapedia"da şu bilgi var:

"Kaynaklara göre bu kişi aslında Selçuklu hanedan ailesine mensup olmadığı hâlde kendisini bir şehzade olarak göster"miş.

Şöyle devam ediyor:

"Selçuklu Sultanı III. Gıyaseddin Keyhüsrev’e karşı harekete geçen Karamanoğlu Mehmet Bey yanında Alâeddin Siyavuş olduğu hâlde Konya üzerine yürüdü. Naib Emineddin Mikâil tarafından savunulan Konya’yı kuşatan Mehmet Bey 12 Mayıs 1277 tarihinde şehre girdi ve 19 Mayıs 1277 Salı günü sultan olarak Alâeddin Siyavuş’u Türkiye Selçuklu tahtına oturttu. Konya’da Siyavuş adına hutbe okutuldu ve para bastırıldı. Mehmet Bey de vezirliğe getirildi."

...

İşte Selçuklu tahtına yapılan bu "darbe" girişiminden sonra bir ferman yayımlanır...

Ferman, Cimri'nin tahtı ele geçirmesinin "Konya halkı ve Selçuklu bürokrasisi tarafından hoş görülmemesi üzerine bir güvenlik tedbiri mahiyetinde ve "darbecilerin" metnidir.

Metnin amacı da Türkçe'nin güneşini parlatmak değildir...

"Neden Türkçeden başka dil kullanılmayacak?" "Çünkü Selçuklu bürokrasisinin dilini bilmiyorum, -onlar Türkçenin yanı sıra Farsça da biliyorlar.- Farsça konuşup bana kumpas kurarlar! Ne dediklerini anlayayım ki, tedbirini alayım!" (D. Mehmet Doğan)

...

Selçuklu tahtına yapılan darbe otuz yedi gün sürer...

Moğol ordusunun Konya’ya doğru hareket ettiğini haber alan Mehmet Bey, onlara karşı koyamayacağını anlayarak Siyavuş ile birlikte Konya’dan çekilir.

Moğol askerleri tarafından dar bir geçitte sıkıştırılan Mehmet Bey, iki kardeşi ve amcasının oğluyla beraber burada oklanarak can verir.

...

"Kaçmaya çalışan Siyavuş, sultanlara mahsus kırmızı çizmelerinden ve yanındakilerin davranışlarından tanınarak Germiyanlı Alişir-oğlu Hüsameddin’in Türkmenleri tarafından yakalandı. Sultan III. Gıyaseddin Keyhüsrev’in huzuruna çıkarılan Siyavuş, daha sonra canlı canlı derisi yüzülerek öldürüldü ve içine saman doldurularak Konya ve diğer şehirlerde teşhir edildi.

Ölümünden sonra Konya’yı yağma ve tahribinden dolayı onu küçük düşürmek ve alay etmek için kendisine Türkçede ve Farsçada “eşkıya, serseri, dilenci, sefil” anlamlarına gelen “Cimri” lakabı veril"di. (Konyapedia)

...

Şimdi hemen her fırsatta Selçuklunun "başkentliği" ile övünen Konya'da "darbecilerin" bildirisini elinde tutan Karamanoğlu Mehmet Bey'in fermanından bahisle "bayram" kutlamak, akıl tutulması değilse Cimrilik değil midir!

Ezcümle: 26 Eylül Türk Dil Bayramı ile Mehmet Bey'in bir alakası yok. Mehmet Bey'le alakası kurulan ferman da darbe bildirisinden başka bir şey değil. Fakat biz, Türkçemizi hiçbir bayrama ihtiyaç duymadan da seviyoruz.