Radyo Gençlik'te Cumartesi günleri yayınlanan, program yapım ve sunuculunu yaptığım Pozitif Bakış'ın bu haftaki konuğu Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi Başkanı sayın Ahmet Köseoğlu idi. Ahmet Bey'in, Yazarlar Birliğinin etkinlikleri ve gündem hakkında görüşlerini aldık.

Kitap okumanın eksikliğinden yakınan Ahmet Köseoğlu okurken de seçici olmanın önemine dikkat çekti. Dinimizin de "OKU" emriyle başladığını vurguladıktan sonra düşünürken düşündürmenin olması gerektiğini söyledi. Yani kendi önünü görmeye çalışırken başkalarına da ışık olmanın insana vereceği hazzı belki de bir kez denemelerini istedi okurlardan. TYB'nin kapısının herkese açık olduğunu belirten Köseoğlu, bazen lise öğrencilerinden talep olduğunu ancak bunun beklenilenin altında olduğunu belirtmekte. Çünkü Selçuk Üniversitesi gibi takriben 100 bin nüfuslu bir üniversitenin başlı tabiî ki.Bir Rock programında ezilme tehlikesi yaşayan gençlerin "kültürel geçmiş ve geleceğimize" ışık başına bir potansiyel olduğunu, anma ve anlama etkinliklerinde deyim yerindeyse yaşayan efsaneleri programlara getirdiklerini, katılımın hayli fazla olması kendilerini ziyadesiyle memnun ettiğini yalnız insan umduğu yere küser mantığıyla, bir İskender Pala'nın katıldığı, bir İsmet Özel şiirleriyle coşmak adına bu potansiyelden neredeyse ilginin olmaması da aynı şekilde kendilerini üzdüğünü, çevresine ışık tutan insanların daha çok şeyleri hak ettiğini düşünerek bu potansiyelden daha çok ilgi beklediklerini söyledi.Özellikle kimlik sorununa çözüm getirme konusunda illaki gençlere duyulan özlemin her alanda çekildiğini ve geleceğimizin teminatı olan gençlerimize TYB olarak her zaman için kapılarının açık olduğunu vurguladı.

Sayın Köseoğlu'nun belki de bir ilk olacak isteği vardı; "Tüm Konya'nın sema etmesi"... Mevlana etkinliklerinin yaklaşması nedeniyle özellikle bunu gündeme getirmiştik ki, son zamanlarda bu konuda çeşitli tartışmalar içerisine giriliyor. Biz ise hiç tartışmaya girmeden farklı bir çözüm üretelim diyen Köseoğlu, "Semah" tartışmasına son vermek için Mayıs ayında da böyle bir etkinlik düzenlenebilir. Hem Konya'ya yeni kültür etkileşimi, hem de farklı bir hava yaratır.

Peki nedir bu bütün Konya'nın Sema'ya kalkması diye sorduk?

Las Vegas kentinden örnek vererek başladı söze Ahmet Bey. Bilindiği üzere Las Vegas kenti kumarhaneleriyle ünlü bir kenttir. Belki kötü bir örnek, ama konuya binaen çok yerinde bir örnek.Uçaktan inip daha aprondan çıkmadan Las Vegas'ın sembolü olan kumar alet ve makinalarının resimlerini, maketlerini görebilirsiniz. Konya'ya da neden böyle bir şey olmasın. Konya'nın belirli yerlerine Mevlana'yı anlatacak ve anımsatacak şekiller yapılsa, esnafımız Mevlana ziyaretçilerine tebessüm ederek bir çay ikram ediverse, konuşma dilini bilmiyorsa bile vücut dilini kullanarak bizi ve Konya'yı daha iyi anlatıverse ne güzel olur diyor Köseoğlu.

Açık söyleyeyim "İslâm'dan önceki İslâm" ibaresini ben yeni duydum. Bu tür etkinlikler ve birliktelikler daha da artırılırsa daha neler dinleyip öğreneceğiz. Sayın Köseoğlu demek ki boşuna söylememiş, en çok ben dinliyorum ve yine en çok öğrenenlerden birisi de benim. Tabi ki sadece kendi yazar, düşünür, aydınlarımızla kalmıyoruz Bazen yurtdışı seyahatlerimiz oluyor. İşte bu da en büyük kültür etkileşimi ve bizim kültür zenginliğimiz ortaya çıkıyor. Yabancı memleketlerde de bizim kültürümüzden örnekler görmek ayrıca gurur kaynağımız oluyor.

Nedir "İslam'dan önceki İslâm"? "Tüm Konya nasıl sema eder"?

Bunlar ve nice ayrıntılar, alternatif çözümler Yazarlar Birliği Konya Şubesinde var.Zaten Şube Başkanı da bunu söylüyor. Merak edenler için tüm kapılar sonuna kadar açık.Gidin ve tüm merak ettikleriniz dahil bu kültür etkileşiminden siz de yararlanın.
Hakimiyet