Büyük İslam Şairi Yad Edildi

Büyük İslam Şairi Yad Edildi

Geçtiğimiz Cumartesi saat 16.00'da Türkiye Yazarlar Birliği Konya Evi Bahçesinde "Hakikât Adamı Mehmet Âkif'e Armağan" adlı bir panel düzenlendi. SÜ...

A+A-

Geçtiğimiz Cumartesi saat 16.00'da Türkiye Yazarlar Birliği Konya Evi Bahçesinde "Hakikât Adamı Mehmet Âkif'e Armağan" adlı bir panel düzenlendi. SÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Bayyiğit'in editörlüğünü, Doç. Dr. Ahmet Çaycı'nın da editör yardımcılığını yaptığı "Hakikat Adamı Mehmet Âkif'e Armağan" adlı kitabın da tanıtıldığı panele, Prof. Dr. Mehmet Bayyiğit, Doç. Dr. Caner Arabacı, Dr. İbrahim Demirci, Doç. Dr. Ahmet Çaycı konuşmacı olarak katıldı. Yoğun katılımın gözlendiği programa TYB Konya Şube Başkanı Bekir Şahin, Konya Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, Niğde Belediye Başkan Yardımcısı Ahmet Köseoğlu, İl Sosyal Hizmetler Müdürü İzzet Güneş başta olmak üzere çok sayıda yazar, akademisyen, eğitimci ve gazeteci katıldı.

İlk konuşmayı ve panel başkanlığını yapan Prof. Dr. Mehmet Bayyiğit, "Mehmet Âkif'te Din ve Toplum Sorunu" konulu konuşmasında Mehmet Âkif'in yaşadığı zamanı ve mekânı olumlu-olumsuz bütün boyutları ile eserine aksettiren, sorunları tespitle yetinmeyip, çareler ve çözüm yolları arayan bir düşünce ve eylem adamı olduğunu ifade etti. Bayyiğit sözlerini şöyle sürdürdü:

SANAT HAKİKAT FEDA EDİLEMEZ

"Mehmet Âkif Safahat'tan önce, (ilki 1911 yılında) gençlik yıllarında birçok şiir yazmasında rağmen, toplum sorunlarına yönelmesiyle bütün bu şiirlerden vazgeçer, bunları yayınlamadığı gibi birçoğunu da imha eder. Şair, dönemin şiir anlayışının artık değişmesi gerektiği görüşündedir. Şiir, sanat kaygısından çok sosyal realiteye yönelmelidir. Çünkü, sözün güzelliği için gerçek feda edilemez. Sanat yapayım derken samimiyetin, başka bir ifade ile gerçeğin yok edilmesine tahammülü yoktur."

Panelin diğer bir konuşmacısı olan Dr. İbrahim Demirci de "İstiklal Marşı" konulu bir konuşma yaptı. Demirci, dünyada millî marşların serüveni hakkında bilgi verdikten sonra Osmanlıda 1826'dan sonra Mehteran Bölüğünün kaldırılması ile birlikte Muzıka-yı Hümâyûn'un kurulduğunu ve başına da İtalyan müzisyen Giuseppe Donizetti'nin getirildiğini; Donizetti'nin İkinci Mahmut için Mahmudiye Marşı'nı, Abdülmecid için de Mecidiye Marşı'nı bestelediğini söyledi. İstiklal Marşı'nın Büyük Millet Meclisinde kabul ediliş serüvenini ve bestelenmesinden de söz eden Demirci, sözlerine şöyle devam etti:

YENİ BİR BESTE

"1930 yılında müziğimizin batılılaşması yönündeki çabaların bir yansıması olarak Cumhurbaşkanlığı Orkestrası Şefi Osman Zeki Üngör tarafından yeni bir beste yapıldı. Armonik düzenlemesi Edgar Manas, bando düzenlemesi İhsan Servet Künçer tarafından yapılan yeni beste, o günden bugüne icra edilegelmiştir. Ancak İstiklal Marşı'nın bugün de yürürlükte olan bestesi, öğrenme ve söyleme güçlüğü, prozodi hataları gibi eleştirilerle zaman zaman karşılaşmış ve yeni bir beste arayışı söz konusu olmuştur. Eğitim kurumlarında en az haftada iki kere okunan İstiklal Marşı'nı öğrencilerimizin başarılı ve güzel seslendirdiklerini söyleyebilir miyiz? Bu soruya evet demek kolay olmasa gerek."

Panelin bir diğer konuşmacısı olan Doç. Dr. Caner Arabacı da "Millî Mücadelede Âkif" konulu bir konuşma yaptı. Âkif'in millî konularda hassas bir vatansever olduğunu söyleyen Arabacı, herkesin ümitsizlik için de olduğu bir zamanda bir avuç vatanseverin Balıkesir'de harekete geçmelerini önemseyen ve millî hareketin büyüyeceğine inanan Âkif'in Balıkesir Zağanos Paşa Camiinde bir konuşma yaptığını ifade etti. Âkif'in Konya'ya da geldiğini ifade eden Arabacı sözlerine şöyle devam etti:

BİZ SELÇUK OĞULLARINDANIZ

"Âkif'in Konya'ya ilk gelişi 25 Mayıs 1920 yılıdır. Çeşitli toplantılara katılır. Memleketin içinde bulunduğu durum anlatılır. Konyalılar heyetin 3 Haziran'a kadar kalmasını rica ederler. Öğüd gazetesi, o günlere ait Mev'ize başlıklı bir haberi baş sayfasının sol altından şöyle verir. 'Önümüzdeki Çarşamba günü öğle namazından sonra Kapu Cami-i Şerifinde Antalya Mebusu Hamdullah Suphi Bey tarafından bir mev'ize irad edilecektir.'

Eşref Edib, şöyle der :'Âkif'e göre, Müslüman olan ve iyi insanlar bulunan Konyalılar üstadı dinlemişlerdir. İkna da olmuşlardır. Fakat Âkif'e verilen bir cevap gariptir: 'Biz Selçuk oğullarındanız. Bizden olmayan bir hükümetin yıkılmasından bize ne?' Üstad bunu her zaman anlatır ve gözleri dolarak: 'Allah bir hükümeti zayıf bırakmasın. En büyük felaket budur. Hükümet zaafa düşünce her yer oğul verir.' demektedir.

Panelin son konuşmacısı da Doç. Dr. Ahmet Çaycı oldu. Aynı zamanda, hazırlanan prestij kitabın editör yardımcısı olan Çaycı,"Taceddin Dergâhı" konulu bir konuşma yaptı. Taceddin Dergâhının cami, türbe, çeşme, mesken ve hazireden oluştuğunu ifade eden Çaycı şöyle devam etti:

BİR HORASAN ERENİ

"Taceddin Sultan, Horasan'dan Anadolu'ya, Bursa'ya yerleşmiş, burada Üftade Hazretlerine intisap etmiştir. Daha sonra İstanbul'a geçen Taceddin Sultan, eğitim faaliyetlerine devam etmiştir. Celveti tarikatının bir üyesi olan Taceddin Sultan daha sonra Ankara'ya gelmiştir. Burada dergâhını inşa etmiştir. Buradaki cami, yapılar topluluğunun merkezini teşkil eder. Cami tamamen kesme taştan inşa edilmiştir. Harim kısmı oldukça sade bir görünümdedir. Türbe ise caminin batı bölümündedir. Bu da kesme taştan inşa edilmiştir. Burada bir de mesken bulunur. Bu mesken bizim için son derece önemlidir, zira, Hasan Bari Çantay'ın zorlamaları ile İstiklal Marşını yazmaya ikna edilen Âkif, bu marşı bu buradaki meskende tamamlamıştır. Bunun yanında Âkif'in 'Süleyman Nazif'e ve Bülbül' adlı şiirlerini de bu meskende yazmıştır."

Programın sonunda panelistlere Konya Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü tarafından kitap hediyesi takdim edildi.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.