DAHA AĞIR YAZI
-D(olmak) ya da dolmamak, işte bütün mesele-
Hüsniye Şekspir Kaçak
Yukarıdaki "Yazarım, akîlim(!!) diye geçinen, sıkıcı,...
-D(olmak) ya da dolmamak, işte bütün mesele-
Hüsniye Şekspir Kaçak
Yukarıdaki "Yazarım, akîlim(!!) diye geçinen, sıkıcı, modası geçmiş kadına fazla aldırmayın.
Hakiki şair, müteşair, yazar(cık), meleştirmen, tercüman, köşe tutucu, kimyager, ödüllü aşçı Benim. Kimse boşuna heveslenmesin.
Onun fark etmediği birkaç tatlı olayı, müsaade etmeseniz de anlatayım. Mesela dondurmayı daima sevmişimdir. Ozanımız İsmail Detseli'nin okuduğu şiir sayesinde, göz koyduğumuz nefis bir dondurmayı yemek nasip oldu. Özellikle altını çizeyim; şairliğin kısmetlerindendir ne diyeyim.
Kendisinden, cömert idarecilerin olduğu seçkin mutfaklı bir ortamda, diğer lezzetlerle bağlantılı hassaten birkaç dörtlük daha rica ediyorum belirteyim. Dostlarla köpüklü kahveler nûş eyleyeyim.
Gazeteciliğimizin kalitesi açığa çıksın diye; ayriyeten seyahat sırasında kimsenin ulaşmadığı, gizli bazı bilgileri hemen ifade ediim.
Bendeniz başlangıçta da kuşkulanmıştım. Yanılmamışım. Halim selim bir muallim gibi gözüken Halil İbrahim Bey hepimizi şaşırttı.
Otobüsün arka taraflarında sessizce oturarak ve sevimli oğulcuğunu kamuflaj malzemesi şeklinde kullanarak, meğer herkesi dikizlemiş.
Dönüşte bir istihbarat numarasıyla, hakkımızda tuttuğu raporun bir kısmını okumak lütfunda bulunarak, ne kadar tehlikeli(paralel açılı), dikkate alınması gerekli bir zattır gösterdi. Gene de millet anlamadı, eğlencedir diye d(inledi).
Allah sizi inandırsın, dikkat çekmemek için derhal sağlıkçı kimliğine bürünerek, "kene kontrolü" deyip, adamları tek tek yerinden kaldırdım.
Koltukların altında böcek var mı diye hususen inceledim. Göremedim, böcekler mi köstebekler mi yoksa şebekler mi usta bilemedim.
Üstelik Halil İbrahim Bey, kendisinin bir türlü yemediği kayısıları, "Ahmet Köseoğlu'nun ikramıdır" diye üst üste dağıtmıştı.(İkide bir yurt dışına çıktığından bahsediyor. Ahmet Bey'den de şüphelendim)
Fakat Hüsniye kül yutmazzz (Durun başımda bir sinek dolaşıyor kovalayayım, yoksa uyutmaz).
Neticede "İbrahimzedelerden" olmadığıma şükrediyorum.
Tarihçi, aydınlatmacı hüviyetimle söylüyorum, malûmunuz Osmanlı zamanındaki ajanlar da cin fikirli mezkûr şahsa benzermiş. Zihniniz açılsın diye, bir dipnot veriyor, ç(alıntı) yapıyorum:
Timur zamanında da "bunlar .. hikmet ve münazara konusunda İbni Sina'ya parmak ısırtan, işler ters gittiğinde mantıkta yunanlıları susturan, iki düşmanı birbirine dost, iki dostu birbirine düşman yapan kişilerdi. Bunlar dört bir yanda dolaşır; oralarda olup biten olayları, bu olayların detayları hakkında Timur'a bilgi ulaştırır; oralarda ağırlık ölçüleri, fiyatlar, pazara satılan mallara varıncaya kadar bilgi toplar, menziller ve şehirler hakkında malûmat biriktirirlerdi."
Şüphelerimi kimseye aşikâr etmemiştim lâkin şimdi dayanamayıp, bilhassa Gaziantep yolcusu siyasilerimizden AKP İl Başkanı Sayın Ahmet Sorgun tarafından tedbir alınsın diye haber veriyorum.
Adı geçen kişinin alacağı ceza meçhulümdür, fakat belki Bozcaada'ya, Fizan'a filan sürerler. Kendileri bilirler.
Büyük sırrını ifşa ettim, fakat içime bir ateş düşmedi değil; bir sonraki geziye artık beni kim davet eder.
Memleketin edebiyatını kurtarırken, işte böylesi vahim vaziyetler de başımıza geliyor. Heyhat Kader!
Mühim Not: Gaziantep de ibret-i âlemlik, ilginç birkaç kuş vakası oldu. Aktarmadan geçmeyeyim. Yoksa Hüsniye dert çeker.
Kimse Kızmasın Kendimi Yazdım, "kuş seveceğim, dudu dilleri öğreneceğim" diye, parmağını güneydoğu kökenli bir papağana kaptırarak, kuşî bir darbeye maruz kalan bir hatun olarak; yaralı güvercinlerin hâmisi bütün hanımların, yufka yürekli GülŞahların yanındayız.
Tüm işaret parmakları ve üzerindeki izler, kuşları, muhabbeti gösterir. Tecrübeyle sabittir, görülebilir deliller.
Ferman Padişah'ınsa gönül dağlar(ı) bizimdir; ağır beyler bunu böyle bilsin.
Tizz al kalemi eline, çalıp vurup söylesin!
Çantamda ve kafamda aradığım şeyi bir türlü bulamıyorum. Aman Yarabbim ne kadar da doluymuşum. Ne kadar da zekiymişim.
Konya Mutfağı'ndan, baharatlı bir yazı okudunuz.
-3-
EN AĞIR YAZI
Nafile bekleyip durmayınız. Yazı ağırlığından ötürü çöktü.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.