Dede Efendi'nin Mevlevi ayinleri ilk kez bir arada
'Mevlevi Sesler' adıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yayınlanan albüm, Akça'nın beş yıldır üzerinde çalıştığı Dede Efendi külliyatının...
'Mevlevi Sesler' adıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yayınlanan albüm, Akça'nın beş yıldır üzerinde çalıştığı Dede Efendi külliyatının en önemli bölümü.
İsmail Dede Efendi'nin ferahfezâ, hüzzam, nevâ, sabâ bûselik, şevk-ü tarâb, sabâ ve bestenigâr ayinleri sekiz CD'lik bir albüm olarak yayınlandı. Albümde Mehmet Akça, ayinlerin çoğu Mevlânâ'ya ait olan güftelerini ilk kez solo olarak seslendirdi.
Hz. Mevlânâ'nın, 'düğün gecesi' dediği vefatının 734. yıldönümünü dün idrak ettik. Mevlânâ için bu yıl birçok etkinlik yapıldı, çok şey söylendi, tartışıldı. Çok konuşulan konulardan biri de 'sema'nın aslına uygun yapılıp yapılmadığı, folklorik bir öğeye dönüştürülüp dönüştürülmediğiydi. Mevlevi müziği ise pek gündeme gelmedi '2007 Mevlânâ Yılı'nda. Oysa Mevlevi ayinleri Türk musikisinin en sanatlı ve en büyük formdaki eserleri. Bu ayinler içinde, kendisi de bir Mevlevi olan Türk müziğinin zirve isimlerinden İsmail Dede Efendi'nin besteledikleri büyük önem taşıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür AŞ tarafından, İsmail Dede Efendi'ye ait Mevlevi ayinleri 8 CD halinde ilk kez bir araya getirildi. 'Dede Efendi Mevlevi Sesler' adıyla yayınlanan çalışmada, ayin güftelerini Mehmet Akça seslendirdi. Yedi Mevlevi ayininin ilk kez solo olarak seslendirildiği çalışmada, Mehmet Akça'ya Dede Efendi Türk Müziği Topluluğu eşlik etti. Ferahfezâ, hüzzam, nevâ, sabâ bûselik, şevk-ü tarâb, sabâ ve bestenigâr Mevlevi ayinleri ile birlikte bir de enstrümantal Mevlevi ayininin bulunduğu 'Mevlevi Sesler', ilk olmasının ötesinde, bu önemli mirasın gelecek kuşaklara aktarılmasında önemli bir kaynak olma özelliği taşıyor.
Albüm, özellikle 2007 Mevlânâ Yılı için oluşturulmuş bir çalışma değil. Ses sanatçısı Mehmet Akça'nın 2002 yılında başlandığı 'Dede Efendi Koleksiyonu' projesinin belki de en önemli aşaması. Mevlevi Sesler'in ilk kaydının yapılmaya başladığı 2006 yılının sonunda, 2007'nin Mevlânâ Yılı ilan edilmesi Akça için tevafuk olmuş. Diğer bir tevafuk ise çalışmanın Şeb-i Arus'tan üç gün önce sona ermesi. Kurban Bayramı'nın birinci günü doğup yine birinci günü vefat eden İsmail Dede Efendi için de bir doğum günü hediyesi niteliği taşıyor çalışma. Akça, "Biz bu sene Mevlânâ Yılı diyerek çıkmadık yola. 2002 yılında başladığımız proje ile Dede Efendi'nin bütün eserlerini bir külliyatta toplamayı düşünmüştük. Bundan önce Dede'nin eserlerinden oluşan Hazine isimli bir albüm çıkarmıştık." diyor.
Mehmet Akça, Mevlevi ayinlerinin Türk musikisinin en önemli eserleri olduğunu ve Batı'daki senfonilere benzediğini söylüyor. Dede Efendi ve Itri gibi büyük bestekârlarımızın Mozart kadar, Beethoven kadar bilinmemesinin üzücü bir durum olduğuna değinen Akça, "Bizim gönül dünyamızın, medeniyetimizin, birikimimizin bu nadide insanları, maalesef bizim ülkemizden çok yurtdışında talep görüyor." diyor ve bir özeleştiride bulunuyor: "Sanatçılar ve müzikle ilgilenenler, bu büyük değerleri topluma yeterince tanıtamıyor. Geçtiğimiz yıl Mozart'ın ölümünün 250. yılı için ülkemizde birçok etkinlik yapıldı; fakat bizim dünyamızın insanları garip ve yetim. Bu insanları sadece doğum ve vefat yıllarında anmak doğru değil."
Koro halinde söylenen ayinlerin dinleyiciyi yakalayamadığını ifade eden Akça, ayinlerin solo olarak icra edilmesinin daha iyi anlaşılmaları için önemli bir fırsat olduğunu söylüyor. 'Mevlevi Sesler' albümünün müzikle ilgilenen genç kuşağa rehberlik edeceğini dile getiren sanatçı, "Albümü elime aldığımda konservatuar yıllarım aklıma geldi. Sınavlardan önce keşke bu notaların kaydı olsa da dinlesek, diyorduk. Bugün bir müzik markete gitseniz Mozart'la ilgili yüzlerce farklı seste eser bulursunuz. Ama Dede Efendi ile ilgili çalışmalar bir elin parmağını geçmez." diyor.
Bu yıl Mevlânâ ile ilgili birçok etkinlik yapıldığına ve çoğunun daha şimdiden unutulduğuna dikkat çeken Mehmet Akça'nın bundan sonraki hedefi, 2008'de Itri'nin eserlerini kayıt altına almak ve 2010 yılına kadar Dede Efendi Külliyatı'nı tamamlamak.
Gençlerde klasikmusikiye yöneliş var
"Bugünün insanının en çok ruhi dinginliğe ihtiyacı var. Müzik, insanı buhrana ve bunalıma sürüklememeli. Dinlediğimiz müzik bizi ulvi duygulara iletmeli. İşte bizim yaptığımız çalışma buna yönelik. Fakat, insanımız zihnini ve gönlünü bu müziklere açık hale getirmeli. Son yıllarda genç kuşaklar gözle görülür bir şekilde özlerine dönüyor. Gençler bugün klasik müzikle, ebru ve hat gibi sanatlarla uğraşıyor. Kendi dünyamıza bir dönüş var. Özümüzü korursak bize kaynaklık edecek çok şey var. Bunları korumazsak, semazenleri oyun havalarına benzeyen eserlerle döndürmeye devam ederiz."
Zaman 06.04.2009
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.