Din politikalarımız
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. İsmail Kara, üç döneme ayırdığı Cumhuriyet Devri Din Politikalarını Yazarlar...
A+A-
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. İsmail Kara, üç döneme ayırdığı Cumhuriyet Devri Din Politikalarını Yazarlar Birliği'nde anlattı
Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Konya Şubesi tarafından düzenlenen 'Cumhuriyet Dönemi Din Politikaları' konulu konferansa konuşmacı olarak katılan Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Kara, cumhuriyet dönemi din politikalarının temelinin cumhuriyetten yaklaşık olarak bir asır öncesine dayandığını bildirdi. İsmail Kara, din ile modernleşme arasında fiili olarak etkileri pek görülmese de felsefi olarak fikir ayrılıklarının söz konusu olduğunu belirtti. Cumhuriyet dönemi din politikalarının daha iyi anlaşılması için kronolojik bir sıra oluşturulması ve bu sıraya göre inceleme yapılması gerektiğini vurgulayan Prof. Kara, geniş çaplı bir araştırma ile bilgilerin derinliklerine inilmesi halinde cumhuriyet dönemi din politikalarının doğru anlaşılabileceğini söyledi.
DİN, 3 KRONOLOJİK ZAMANDA İNCELENMELİ
Cumhuriyet dönemi din politikalarını doğru anlayabilmek için sınıflandırma yapmanın da önemli olduğunu söyleyen Prof. Dr. İsmail Kara, Türkiye'de din konusunun doğru anlaşılması için 3 ayrı zaman dilimi içinde inceleme yapılması gerektiğini ifade etti. Bu üç zaman dilimini cumhuriyetin kuruluş aşamasında olduğu 1920 yılı ile kurulduktan sonraki ilk yılları olan 1924 yılları arası ilk dönem, 1924 yılı ile 1950'lere varan dönemi ikinci dönem, 1950'den sonra günümüze kadar gelen süreci de üçüncü dönem olarak adlandıran Prof. Dr. İsmail Kara, bu sınıflandırmaların siyasi oluşumlara göre şekillendiğini ifade etti. İlk dönemin Osmanlı modernleşme çabalarının devamı niteliğinde olduğunu belirten Kara, bu dönemin Osmanlı dönemine oranla daha dindar bir karakter sergilediğini dile getirdi. İkinci dönemin ise 3 Mart 1924 tarihi ile 1950'li yılların sonuna kadara varan tek partili rejim dönemini kapsadığını bildiren Prof. Kara, "Günümüzdeki bazı uygulamaların temelleri bu dönemde atılmıştır. Bu dönemde cumhuriyetin ikinci kuruluşundan da bahsetmek mümkündür. Büyük ölçüde Lozan Mütarekesi dahilinde bazı düşüncelerin yeniden gündeme taşındığı, sıkıntılı bir dönemdir. Bu dönemde din, biraz daha geri plana alınmış, siyasi olgular ön planda tutulmuştur. Bunun nedeni ise dini çatışmaların baş göstermesidir" diye konuştu.
TEŞKİLAT-I ESASİ, LAİKLİK DEMİYOR
Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk anayasası olan Teşkilat-ı Esasi'de laiklik olgusundan bahsedilmediğini söyleyen Prof. Dr. İsmail Kara, bu anayasada Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi dininin İslam olduğunun belirtildiğini söyleyerek, "Bugün bazıları, 'laik olmayan bir cumhuriyetten bahsedilemez. Laik olmayan cumhuriyet yoktur, cumhuriyetin temeli laiktir' diyorlar. Bunu diyenler Teşkilat-ı Esasi'den haberdar değiller mi?" diyerek tepki gösterdi. Cumhuriyetin laiklik olmadan kurulduğunu ifade eden Prof. Kara, 1937'li yıllara gelinceye kadar laikliğin söz konusu bile olmadığını belirtti. 1937'li yıllardan sonra tefsirlerin ön plana çıktığını bildiren Kara, "Mehmet Akif Ersoy, Babanzade Ahmet Zaim ve Elmalılı Hamdi Yazır gibi isimler yayınladıkları tefsir kitaplarıyla din konularına yön vermişlerdir" ifadelerini kullandı. Üçüncü dönemin ise, 1950'lerden başlayıp 1960'lı yıllarda biraz sönük geçse de günümüze kadar gelen süreci temsil ettiğini belirten Kara, "Bu dönemde ilk olarak Ankara'da bir İlahiyat Fakültesi kurulmuştur. Döviz yokluğu, bulaşıcı hastalıklar ve benzeri nedenlerle izin verilmeyen hacca serbestlik bu dönemde getirilmiştir. Halkın harekete geçmesiyle bir normalleşme süreci yaşanmış ve din politikalarında yeni bir dönem başlamıştır. Bundan sonra Diyanet İşleri Başkanlığı kurumsallaşmış ve günümüz dini konumuna gelinmiştir" diye konuştu.
Merhaba 13.07.2008
Önceki ve Sonraki Haberler
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.