Erdem Bayazıt Ve Vefa
Ey bir emre hazırlanan simsiyah gecede
Karanlığı emip emip de gebe kalan
Ey her depremden sonra biraz daha doğrulan
Herkesin
Veba girmiş bir şehrin hem...
Ey bir emre hazırlanan simsiyah gecede
Karanlığı emip emip de gebe kalan
Ey her depremden sonra biraz daha doğrulan
Herkesin
Veba girmiş bir şehrin hem halkı
Hem seyircisi olduğu bir günde
Ey düştüğü yerden kalkmaya hazırlanan ülke.
Her damlası bir zafer müjdecisi
Bir posta eri gibi
Yağmur yüzümüze değince
Çıkacağız yola.
Çıkacağız yola
Hesap günü gelince
Yağmur yüzümüze değince
Güneş bir mızrak boyu yükselince.
Onun bir şiiri ile başladım yazıma. Esas meseleye gelince:
Sanat camiasının en büyük sıkıntısı ve serzenişi bu değil mi? hatırlanmamak, umursanmamak, hastane köşelerinde ya da yapayalnız hayata veda etmek... En büyük korkuları bu galiba. Etrafındaki insanların samimiyet testi sonucunda kaybedenler ve kazananlar da var. Zirvedeyken, herkes ondan bahsederken, televizyon ekranlarında ya da beyaz perdede onlar varken etrafında sayısız dostları var gibi görünüyor. Ne zaman ki düştü ne zamanki güncelliğini kaybetti, işte o zaman yalnızlık dehlizlerinde kaybolup gidiyor. Etrafında bir kelebek gibi dönenlerden kimse kalmıyor ortada.
Anlaşılan o ki çıkar ilişkileri doğrultusunda oluşan yalancı dostluklar kuranlar yanlızlık dünyasına mahkûm kalıyorlar. Aslında bunların durumunu vefasızlık duygusuyla açıklamak doğru olmayacaktır. Yanlış tercihler, yanlış kişiler, yanlış yerler denebilir durumu açıklamak için...
Dostluklarda vefa esastır. Vefasızlık kaldırılabilir bir yük değil. Vefasızlık insanı iç dünyasını yıkar bitirir. Güveni ortadan kaldırır. Şükür ki Erdem Bayazıt'ın dostları ona vefayı daha hayattayken örnek teşkil edecek biçimde olarak ortaya koyuyor.
Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Konya Şubesi 2008 Kültürel
Etkinlikleri çerçevesinde Konya Ticaret Odası salonunda gerçekleşen
'San'atının 50. Yılında Erdem Bayazat' programında; Rasım Özdöneren, Prof. Dr. Turan Koç, Prof. Dr. Ramazan Kaplan ve şair Arif Ay birlikte konuştular. Panel güzeldi. Vefanın örneğiydi. Ağabeylere olan saygıydı...
Erdem Bayazıt'ı anmak onun sanat içinde geçen ellinci yılını kutlamak bir vefa borcu olarak ortada duruyor.
Rasim Özdöneren'in akıcı üslubu, mizahi yaklaşımı dinleyenler kendine bağlıdı. Sade, tatlı hatıraları, sanat camiası için düşüncelerinizde izler bırakıyor.
Panelden bir gün önce, Cumhurbaşkanlığı Köşkünde yaşadıklarını anlatırken basında çıkanların, içerde konuşulanlardan farklı olduğunu, bu farklılığın diğer insanlar üzerindeki mahalle baskısının en güzel örneklerini oluşturduğunu söylemesi olayın ilginçliğini oraya seriyordu. Yazarlar ile Cumhurbaşkanı arasındaki yemekte konuşulanlar canım ülkemin halini anlatmaya yetiyordu.
Belki de şair Arif Ay'ın salonun dolmaması serzenişi de vefasızlığın tezahürlerinden sayılabilirdi. Aslında salondaki sayı azımsanmayacak kadar vardı. Tabi ki bu konulara daha hassas davranarak salonların doldurulması dileğimizdir. "Sanat tebliğ değil tekliftir." Cümlesi de kayda değerdi.
Erdem Bayazıt'ın şiirlerinin çok fazla olmadığını, şiirinin özelliklerini Prof. Dr. Ramazan Kaplan'dan dinledikten sonra iyi bir şiir tahlilcisi olduğunu da anlıyorsunuz. Erdem Bayazıt'ın modern şiirin yolcusu olduğunu, şiirin metafizik anlam kazandığını, imge kullanmada kendine has bir özelliğinin olduğunu ve şiirlerinde zihniyet eleştirisi yaptığını ve şiirinin son kısmında anlatmak istediği konuyu genellikle verdiğini öğreniyorsunuz.
Prof. Dr. Turan Koç'un şairliği ve felsefe ile şiiri bağdaştırması ve hatırları anlatırken o zamanı yaşaması gözlerden kaçmıyordu. Edebiyat ve sanatta ağabeylik sisteminin de vermek, geleceğe miras bırakmak, yetiştirmek anlamını taşıdığını da konuşmacıların ifadelerinin satır ararlından çıkartıyorsunuz.
Erdem Bayazıt'ın sanatta ellinci yılını kutlarken hastalığından kurtuluşu için acil şifalar diliyorum. Kısaca, sizlere Erdem Bayazıt hakkında bilgi sunmak istiyorum.
Erdem Bayazıt:
1939'da Maraş'ta doğdu. İlkokul ve Lise öğrenimini Kahramanmaraş'ta tamamladı. Yüksek öğrenimine 1959 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde başladı. Geçim zorluğu yüzünden 1961'de öğrenimini devam mecburiyeti olmayan Ankara Hukuk Fakültesine naklederek askere gitti. Askerlik dönüşü fakülte değiştirerek yüksek öğrenimini Ankara Üniversitesi DTCF Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde tamamladı. Edebiyat öğretmenliği, kütüphane müdürlüğü yaptı. 1987 Milletvekili seçimlerinde Kahramanmaraş'tan milletvekili seçildi. TBMM'nin 18. Dönem çalışmaları süresince Milli Eğitim ve Çevre Komisyonlarında görev aldı. Evli ve dört çocuk babasıdır.
Eserleri: Sebeb Ey İlk şiir kitabı 1972'de Edebiyat Dergisi Yayınları, Risaleler son şiirleri adı altında Akabe Yayınları arasında 1987 yılında çıktı, Şiirler (Sebep Ey ve Risaleler iki kitap bir arada) İz Yayıncılık tarafından 1992 yılında basıldı, İpek Yolundan Afganistan'a:1981'de İran, Pakistan, Afganistan ve Hindistan'ı içeren iki aylık gezi ile ilgili izlenimlerini kitaplaştırdı, Gelecek Zaman Risalesi - 1998 İz Yayınları. Şiirler
Gerçekten güzel bir organizasyon yapan Konya yazarlar Birliği Başkanı Ahmet Kseoğlu'nu ve Programın Organizasyonunda görevli Abdullah Harmancı'yı tebrik ediyorum. Bu önemli faaliyetten dolayı emeği geçenleri kutluyorum.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.