Gül Devri'ne Yolculuk
Kutlu doğum etkinlikleri coşku ve heyecanla devam ediyor. Önceleri bu adla yapılmayan bir güzel adet, ülkemizin her tarafında ve yaygın bir şekilde hem...
Kutlu doğum etkinlikleri coşku ve heyecanla devam ediyor. Önceleri bu adla yapılmayan bir güzel adet, ülkemizin her tarafında ve yaygın bir şekilde hem de öze dönük biçimde icra edilmektedir. Yurt dışına da taşan bu kutlamalar başka inanç sahibi kimselerin de dikkatini çeker olmuştur.
Hazreti Peygamber sevgisi, O'na tabii olmak ve O'nun sünnetini yaşamakla kendini gösterebilir. Elbette insan tanımadığının düşmanıdır. Eğer insanlar Hz. Muhammed (a.s.)'ı tanımış olsalar sevgiyi ve sevmeyi de öğrenecekler. Nitekim resmi sivil her noktada yapılan Kutlu Doğum etkinlikleri O'nu biraz daha anlamaya ve tanımaya katkı sağlayacaktır. Başta Müftülüklerimiz olmak üzere okullar, vakıflar, dernekler, sendikalar kendi güç ve ilgi alanlarında Peygamberimizi anlatan konuşmalar, konferanslar, yarışmalar, kitap sergileri ya da bir gül dağıtım organizeleri ile Kutlu Doğum heyecanına katıldılar. Ne mutlu...
Baharın tüm güzellikleriyle kendini sergilediği bu günlerde Yazarlar Birliği'nin tertiplediği ehl-i dil(gönül) İskender Pala Bey'in dilinden "Gül Sohbeti"ne, Anadolu Gençlik Derneği'nin konferans, yarışma ve Kayalı Park'ta açtığı "Kitap Sergisi"ne katılma imkanı bulduk. Bu sayede gönlümüz yeniden aydınlandı, mesrur olduk Yine Üniversitemizin Hikmet Öğrenci topluluğu tarafından Alaaddin Yerleşkesi ile Eğitim-İlahiyat Fakülteleri yerleşkelerindeki Kur'an-ı Kerim meali ve gül dağıtım faaliyetleri öğrencilerden ve öğretim elemanlarından çok yoğun ilgi görmektedir. Elbette bu tür etkinliklerin her yıl artarak yaşatılması bir zarurettir. O'nu tanıma ve tanıtma adına çaba sarf eden herkese binlerce teşekkür.
Yeryüzünün en şerefli yaratığı, insanların en hayırlısı, kainatın yaratılış sebebi son Peygamber Muhammed (a.s.) daha dünyayı teşrif eder etmez zulüm adına ne tür bir emare varsa hepsi Nur'a gark olmuş ve insanlık karanlıktan aydınlığa doğru merhale merhale çıkmıştır. Ne var ki şeytan ve şeytanın dostları da boş durmuyor. Görevleri olan zulme devam ediyorlar. Elbette kıyamete dek, bu mücadele devam edecektir. Çölün ortasında taş ve kayalıklar içindedeki Mekke şehrinin nurla dolduğunu Süleyman Çelebi'nin dilinde ifadesini bulur. Peygamberimiz için sayısız Na't yazılmasına rağmen bunlardan en güzeli Süleyman Çelebi'nin Vesiletü-n Necat'ıdır. İşte bu kıymetli eserden alınan birkaç beyitle sözü sahibine bırakalım:
Didi gördüm ol habibin anesi/Bir aceb nur kim güneş pervanesi.
Berk urup çıkdı evimden nâgehân/Göklere irdi vü nûr oldı cihan.
İndi göklerden melekler saf u saf/Ka'be gibi evim kıldılar tavaf.
Üç alem dahı dikildi üç yire/Her birisi eydeyim nire nire.
Mağrib ü maşrıkda ikisi anun/Biri damında dikildi Ka'benin
Yarılıp divar çıkdı nâgehân/Üç bile huri oldı bana âyan.
Çevre yanuma gelip oturdular/Mustafa'yı birbirine muştılar.
Didiler oğlun gibi hiçbir oğul/Yaradılalı cihan gelmiş değül.
Bu senin oğlun gibi kadri cemil/Bir anaya virmemişdir ol Celîl.
Bu gelen ilm-i ledün sultanıdur/Bu gelen tevhid ü irfan kânıdur
Bu gelen ışkına devri der felek/Yüzine müştakdur ins ü melek...
Ger dilersiz bulasız oddan necat/Aşk ile derdi dün es-salât.
Memleket 25 Nisan 2008 Cuma
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.