Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesinin Ramazan etkinlikleri kapsamındaki Huzur Sohbetlerinin ikincisi geçtiğimiz Cumartesi teravih namazından sonra TYB Konya Evi bahçesinde gerçekleştirildi.
Müslüman Şahsiyetinin Oluşumunda Ramazan adlı programa konuşmacı olarak SÜ İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Önkal katıldı. TYB Konya Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Durdu tarafından düzenlenen etkinliğe seçkin bir dinleyici kitlesi katıldı.
Prof. Dr. Ahmet Önkal, programda oruçla ilgili hadisleri yorumladı. İki ünlü hadisçi olan Buhari ve Müslim'in müştereken rivayet ettikleri hadisleri derleyen Muhammed Fuad Abdülbaki'nin "El-Lü'lüü ve'l-Mercan" adlı hadis kitabının ikinci cildindeki "Kitab-ı Sıyam" bölümündeki hadisleri değerlendiren Ahmet Önkal, hadislerin yedi kategoride ele alındığını, bunların sırasıyla Buhari ve Müslimin birlikte rivayet ettiği hadisler, Buhari'nin rivayet ettiği hadisler, Müslimin rivayet ettiği hadisler, Buhari ve Müslim'in kriterlerine uyan hadisler, Buhari'nin kriterlerine uyan hadisler, Müslim'in kriterlerine uyan hadisler ve bunların haricindeki diğer sahih hadisler olduğunu söyleyerek sözlerine şöyle devam etti.
"El-Lü'lüü ve'l-Mercan" vaktiyle Konyalı İslami Kaya Hoca tarafından Türkçeye çevrilmiş idi. Bu hadis kitabında oruçla ilgili 77 hadis mevcuttur. Bunların bir kısmı mükerrerdir. Bu hadislerden bir tanesi şu şekildedir: "Ramazan ayı girince sema kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır, şeytanlar zincire vurulur." Bu hadise göre orucu hakkıyla tutanlara şeytanlar devre dışıdır."
MÜSLÜMANLAR KADER BİRLİĞİ İÇİNDE OLMALIDIR
Müslümanların kader birliği içinde olmaları gerektiğini ancak "Ru'yet-i Hilal" konusunda bile bir birlik oluşturamadıklarını söyleyen Ahmet Önkal şöyle devam etti:
"Vaktiyle, eski Diyanet İşleri Başkanı Tayyar Altıkulaç zamanında İstanbul'da bir Ru'yet-i Hilal konferansı düzenlenmişti. Orada "Ru'yet"in esas alınması kararlaştırılmıştı. Fakat bugün İslam ülkelerinde bu konuda bir birlik mevcut değildir. Hilalin görünmesinde iki şahit gereklidir ancak Caferi mezhebinde bir topluluğun hilali görmesi esastır. Gelişen teknolojiyi de hesaba katmamız gerekir."
"Sizden biriniz Ramazan'a bir gün veya iki gün önceden başlamasın. İtiyat hâline getirenler müstesnadır." hadisini de değerlendiren Ahmet Önkal, şüpheyi gidermek için ibadetlerin bina edilemeyeceğini, Cuma namazındaki "zuhr-i âhir" namazının da bu kapsamda olduğunu sözlerine ekledi.
ÜÇ MESCİT DIŞINDA KUTSAL MESCİT YOKTUR
İsra ve Mirac olayına da değinen Ahmet Önkal, "İsra ve Mirac hadiseleri bedenen ve ruhen gerçekleşmiş mucize kabilinden işlerdir." dedi. Yeryüzünde Kâbe, Mescid- Nebevî ve Mescid-i Aksa dışında kutsal mescidin olmadığını ifade eden Önkal, imsak vakti ile ilgili hadisi değerlendirirken de Hz. Peygamber'in "İbni Ümmü Mektum'un ezanı ile yemeyi içmeyi bırakın!" hadisini de yorumladı. Sabah namazı vaktinin girmesi ile ilgili mezheplerin kısmen farklı görüşlere sahip olduğunu Şafi mezhebinde fecir vaktinin girmesi ile sabah namazının kılınabileceğini ifade eden Önkal, İmam-ı Âzâm'ın "Eğer benim görüşüm bir hadise uygun değilse siz hadise uyun!" sözünü hatırlattı.
ORUÇ BİR KALKANDIR
Ramazan'ın bize güzel hasletler bıraktığını söyleyen Prof. Dr. Ahmet Önkal, "Oruç bizleri kötülüklerden koruyan bir kalkandır. Allah hepimizi orucu hakkıyla tutanlardan eylesin." dedi.
Programın sonunda Prof. Dr. Ahmet Önkal'a Doç. Dr. Oktay Sarı tarafından kitap hediyesi takdim edildi.