İLK ATOM MÜHENDİSİ, ÂLİM PROF.DR.AHMET YÜKSEL ÖZEMRE HAKKA YÜRÜDÜ
Üsküdar'ın dost ışığı söndü Bilim ve düşünce adamı, yazar Prof. Dr. Ahmed Yüksel Özemre, rahatsızlığı dolayısıyla yattığı hastanede dün...
Üsküdar'ın dost ışığı söndü
Bilim ve düşünce adamı, yazar Prof. Dr. Ahmed Yüksel Özemre, rahatsızlığı dolayısıyla yattığı hastanede dün vefat etti. Yetmiş üç yaşında hayata veda eden Özemre, ardında yalnız bir Üsküdar bıraktı. Zira yaşadığı semti onun kadar sahiplenen başka bir isim yoktu.
"Çocukluk ve gençlik günlerimin Üsküdar'ını, hiç kuşkusuz, büyük bir hasretle anıyorum. O günlerin Üsküdar'a has kokuları, sesleri, insanları, zarâfeti, tavırları yok artık ve hattâ o günlerin lodosu bile sahneden çekildi." Bu satırların sahibi düşünce adamı ve yazar Prof. Dr. Ahmed Yüksel Özemre, Üsküdar'dan çekilen tüm güzellikler gibi dünya sahnesinden dün sessizce ayrıldı. Perihan Yalçın Hastanesi'nde yetmiş üç yaşında hayata veda eden Özemre, ardında yalnız bir Üsküdar bıraktı. Zira yaşadığı semti onun kadar sahiplenen başka bir isim yoktu. Onun, çoğu eski İstanbul'u ve o dönemin sosyal-kültürel hayatını aktardığı kitapları pek çok kimsenin başucu eseriydi. Nasıl bir hayat yaşadığını kendi cümlelerinden okumak onu daha aşikâr kılacaktır şüphesiz; "Benim çocukluğumda ve gençliğimde Özbekler Tekkesi, Mevlevî dedesi rahmetli Ahmed Remzî Akyürek Efendi'nin müdürlüğü sırasında Hacı Selim Ağa Kütüphânesi ve Sâim ve Bekir Düzgünman kardeşlere ait, Hâkimiyet-i Millîye Caddesi'nde 104 numaradaki 'Attâr Dükkânı' irfân ve mârifet sâhibi zevâtın sohbet için buluştukları en güzîde yerlerdi. Ama artık ne Hacı Selim Ağa Kütüphânesi'nde sohbete mihrâk ve mihver olacak bir Remzî Dede var ne de 1991 yılında kapılarını kapatmış olan 'Aktar Hocalar' nâmıyla mârûf Attâr Dükkânı."
Özemre, 'Üsküdar'da Bir Attar Dükkanı' kitabında da zamanın bâzı meşhûr san'atkârlarının, âriflerinin, sırlı sôfîlerinin ve meşâyihinin muhabbet etmek üzere uğradıkları bu mekânı ve hasretini çektiği Üsküdar'ı anlatıyordu. Yakın dostu neyzen Niyâzi Sayın, bir gün ona "Yüksel'ciğim; biz bu dükkândan geçmemiş olsaydık şimdi yedi dükkân süprüntüsünden beter olurduk." der; Özemre'nin bu söz için yorumu "Ki bu söz, elhak, fakîr için de doğrudur!" olur.
Türkiye'nin ilk atom mühendisi
Büyük dedesi Münîb Paşa'nın Doğancılar Caddesi'ndeki konağında, Üsküdar tavrı Kur'an kıraatinin son temsilcilerinden Mehmet Nûrullah Bey'in oğlu olarak dünyaya gelen Ahmed Yüksel Özemre, 'akademi mesâbesinde bir mekân' dediği bu dükkânın tezgâhından geçmiş, nice tasavvuf ve sanat erbabıyla hemhal olmuştu. Son demlerinde ise Üsküdar onun için bir hasretti; lâkin artık Üsküdar semti de derin bir hasret içinde... Bu iki hasretten ise geriye Yahya Kemal'in 'Üsküdar'ın Dost Işıkları' adlı şiiri kaldı. Özemre'nin cenazesi bugün ikindi namazını müteakip Üsküdar Yeni Cami'nden kaldırılıp, Karacaahmet'te aile kabristanına defnedilecek.
Türkiye'nin ilk atom mühendisi olan Özemre, 1935'te Üsküdar'da doğdu. 1954'te Galatasaray Lisesi'nden, 1957'de İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nden ve 1958'de de Fransa Nükleer Bilimler ve Teknoloji Millî Enstitüsü'nden mezun oldu. İstanbul Üniversitesi'nde, Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi'nde, TÜBİTAK'ta, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'nda, NATO Bilim Komitesi'nde görev yaptı. Pozitif, sosyal ve dinî ilimler konularında 400 kadar makalesi bulunan Özemre'nin kırka yakın genel kültür meselelerine ait kitapları ve tercümeleri var. Üsküdar'da Bir Attâr Dükkânı isimli eseri, Türkiye Yazarlar Birliği tarafından 1996 yılında Hâtırat Dalı'nda ve Prof. Dr. Toshihiko İzutsu'dan çevirdiği İbn Arabî'nin Fusûs'undaki Anahtar Kavramlar başlıklı çevirisi ise 1998 yılında Çeviri Dalı'nda ödüle lâyık görüldü. Üsküdar Belediyesi ise Çengelköy'de inşâ ettirdiği Kültür Merkezi'ne Ahmed Yüksel Özemre Kültür Merkezi adını verdi. Özemre, Fransızca, İngilizce, İtalyanca, Almanca ve İspanyolca biliyordu.
Mehmet Nuri Yardım: Şifahi kültürü yazıya geçirdi
"Eski medeniyetimizi zapt etmiş bir yazardı. İstanbul'un eski güzelliklerini yaşamış ve eserlerinde bunları yansıtabilmiş bir münevverdi. Yaşadığı semtin medeniyetini gelecek nesillere taşıyan bir aydındı. Şifahi kültürü yazıya geçirmişti. Herkesle diyalog kuruyordu. Tasavvuftan aldığı neşveyi yaşayan ve yaşatan bir muhabbet ehliydi."
Beşir Ayvazoğlu: Keşfedilmesi gereken bir âlemdi
"Nefis Türkçesiyle dikkatimi çekerdi. 'Üsküdar'da Bir Attar Dükkanı' adlı eserini okuyuncaya kadar bir âlem olduğunu bilmiyordum. Keşfedilmesi gereken bir âlemdi, asıl âlemimizin son temsilcilerindendi. O hem bir sufi, hem fizik ve metafiziği bir elmanın iki yarısı gibi gören bir teorik fizikçi ve Türkiye'nin ilk atom mühendisiydi."
ZAMAN 26.06.2008
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.