TYB Konya Şubesinin bu sezonki kısa film gösterimi, "Kesebilene Kısa Film" adı altında Akif Kuruçay'ın seçkisiyle gerçekleştirildi. Seçilenler birbirinden güzel temalı ve manidardı. Yok oluşu, var olma mücadelesini anlatan filmlerden bir tanesi, eğitimci olmamız hasebiyle de dikkatimizi daha çok çekti. Bu filmin adı "İllet". Filmin yönetmeni Konya' da ve üstelik bir doktor. Selçuklu Belediyesinde doktor olan Mustafa Kılınçel, 12 dakikalık bu filmiyle, zamanımızı dolayısıyla kendimizi nasıl öldürdüğümüzü ve doğrudan medya eleştirisini ortaya koymuş. Kısıtlı imkânlarla, kısa bir zamanda televizyon illeti, ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi. Gerçekten çok hoşuma gitti. Bu vesileyle Mustafa bey'i canı gönülden tebrik ediyorum. Bu filmi izlerken yıllar önce okuduğum bir makale geldi aklıma. "1095 saat" adlı bu makalede; günlük ortalama üç saat televizyon karşısında geçirebileceğiz zamanda neler yapabileceklerimiz anlatılıyor. Örneğin; bu süre zarfında bir yabancı dili iyi bir şekilde öğrenebileceğimiz, normal bir okuyuşla yirmi beş bin sayfa kitap okuyabileceğimiz gibi yüzlerce faydalı işler yapabileceğimiz ortaya konuyor. Siz bu sürede yapabileceklerinizi kendinize göre çoğaltabilirsiniz. Bir hastalık sonrası sağlığımızı geri kazanmamız mümkün. Ama kaybettiğimiz zamanın geri gelmeyeceği muhakkak. Zamanımızın kıymetini bilelim. Konya da ki kültür boşluğunu Yazarlar Birliği ve benzeri kuruluşların doldurduğunu görmek beni her zaman mutlu ediyor. Yaşadığım şehirde iyi ki Yazarlar Birliği, Aydınlar ocağı, Bilkad gibi kültürümüze, sanatımıza, önemli şahsiyetlerimize sahip çıkan sivil toplum kuruluşları var. Bu kurumların yöneticilerini, üyelerini, çalışanlarını takdir ediyor ve kutluyorum.