Gezmek, görmek, bilmek, anlamak, muhabbet etmek... her birisi cana can katan kavramlar! Bendeniz; "gelenekselleşti" diyorum, TYB Konya Şubesi'nin; "Yazacak çok şeyimiz var" başlığıyla devam eden; insanlarla tanışma, yeni yerler görme, kültür kaynaşması... daha önemlisi; bizi biz yapan özümüzün dünya gözüyle müşahede edilmesi, gelecek nesillere aktarılması, unutulmaya yüz tutmuş; "dostluk, muhabbet, kaynaşma" kültürümüzün canlı tutulması şuurunu bir kez daha yaşadık! Böylesine bir organizasyon yaptıkları için başta TYB Konya şubesi'ne, bu kültür gezisinde ulaşımımızı sağlayan sevgili otobüs kaptanlarına, TYB'nin görünmeyen kahramanına, gezide koordinatörlük yapan sevgili kardeşime en içten ve samimi duygularımla teşekkür etmeyi bir borç biliyorum.

Asıl teşekkürlerim; 2 ay kadar önce Muğla Basın ilan Kurumu Müdürlüğüne atanan, TYB Konya Şubesi Başkanı sevgili M. Ali Köseoğlu, Muğla il Milli Eğitim Müdürü Celalettin Ekinci, Köyceğiz İlçe Milli Eğitim Müdür Fazıl Karabağ, Bodrum İlçe Milli Eğitim Müdürü; Emin Geçim ve ekibine, Köyceğiz, Bodrum, Muğla Öğretmenevi yöneticilerine de özel olarak şükranlarımı sunuyorum.

Yukarıda; "görmek ve bilmek" kavramlarını belirttim, buna dayalı olarak; iaşe ve ibadetimizde bizlere gerekli ihtimamı gösteren; Köyceğiz Turizm Uygulama Oteli personeline, Turgut Reis Anadolu Otelcilik Turizm Meslek Lisesi Uygulama Oteli yönetici ve personeline de ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

Toplu geziler, insanların bir birleriyle kaynaşmak, tanışmak, konuşmak ve sıcak ilişkiler kurmak açısından son derece önem arz eder! İnsanları tanımak için; "ya yolculuk yapacaksın, ya yemek yiyeceksin veya ticarette bulanacaksın" prensibi gerçekten geçerliliğini koruyor, tazeliğini muhafazaediyor! Her ne kadar geçici, 2 günlük kısa bir gezi de olsa, bu prensip değişmez! TYB'nin her gezisine imkânlarım ölçüsünde katılmaya çalışırım. Her gezi güzel olur, huzur içinde ve muhabbet havasında geçer!

Ülkeler ve devletler de; aynen otobüsle yolculuk yapan insanlar gibidir. Yolcular içinde her düşünceden, her fikirden, her anlayıştan, hatta her inançtan insan mevcut olur. Önemli olan bu insanlarla iyi bir iletişim kurmak, iyi bir diyalog ortamı tesis etmektir. Aynı fikir, düşünce ve inançtan insanlarla diyalog kurmaktan öte, değişik inançtan insanlarla diyalog kurmaya çalışmak, bu "diyalog müessesesi"ni ikame etmek zorunluluğu vardır.

İnsanları ötekileştirmeden, Rabbimizin yarattığı güzel varlıklara ön yargıyla yaklaşmadan, bütün güzellikleri birlikte paylaşmak daha güzel değil mi? Yüce Mevla isteseydi insanların hepsini aynı inanç, aynı düşünce, aynı fikir, aynı grupta yaratamaz mıydı? Buna yetmez mi? Halbuki hepimizi değişik kavimlere, değişik ırklara ayırmış; tanışalım, anlaşalım, görüşüp konuşalım, birlikte paylaşalım... diye!

Yurdumun her yeri ayrı güzel! Fırsat meydana getirip, çalışma hayatının, sıkıcı, monoton, içe kapatan... stresinden sıyrılıp; Allah'ın; "yeryüzünde gezip dolaşın" ilkesi doğrultusunda, her yere adım atmak, her şehrimize gitmek, her insanımıza selam verip hal hatır sormak, değişik fikir ve düşüncede de olsa-ki değişik fikirler, değişik düşünceler birer zenginliktir- her insanın elini tutmak, gönlüne girmek... çok önemli diye düşünüyorum. Armudun sapı, üzümün çöpü var diyerek, bu adam benim gibi düşünmüyor hamakatından sıyrılıp, her insanın; Allah'ın kulu olduğu, Hz. Âdem'den gelen bir kardeşlik bağının bulunduğunu idrak ederek hareket etmek sanırım; çoğumuzun dert yandığı, toplumsal bir yara haline getirilmeye çalışılan; kamplara ayırma hususunun; "empati" bilinci içinde çözümleneceğini düşünenlerdenim.

Yazacak Çok Şeyimiz var, konuşacak çok sözümüz mevcut, el ele verecek, gönül kapılarımızı açacak çok muhabbetimiz var ve olacak!

Kaynak: Yeni Konya Gazetesi - KAZIM ÖZTÜRK