Kazın Öztürk yazdı: YAZARLAR, OKURLARIYLA BULUŞUYOR!
Gelenek yine bozulmadı. Her yıl "Kütüphane
Haftası"nda, TYB Konya Şubesi, Kule Site'de "Konyalı Yazarlar Kitaplarını
İmzalıyor" programlarını icra...
Gelenek yine bozulmadı. Her yıl "Kütüphane Haftası"nda, TYB Konya Şubesi, Kule Site'de "Konyalı Yazarlar Kitaplarını İmzalıyor" programlarını icra etmektedir! Bu yıl da öyle oldu!
Konyalı yazarlar Duran Çetin, Hüzeyme Yeşim Koçak, Vural Kaya, Melahat Ürkmez, Cemil Paslı, Kazım Öztürk, Abdürrahim Küçük, Lütfi Şahin, Hande Dağ, Havvanur Kepir, Zeki Oğuz, Ayşe Ünüvar'ın katıldığı imza gününe kitapseverler ilgi gösterdiler.
Yazarları yalnız bırakmayan, onların alın terlerine, emeklerine saygı duyan gönül insanları AK Parti Konya Milletvekili Ahmet Sorgun, Vali Yardımcısı Fahri Oluk, ANAP eski Konya Milletvekili Ziya Ercan ve Hadim Müftüsü Ahmet Demirel'e kalbi şükranlarımı sunuyorum.
Aslında gözlerim; Kültür Müdürü, Büyükşehir Belediye Başkanı, Selçuklu, Meram, Karatay Belediye Başkanları veya temsilcilerini aradı. İl halk Kütüphanesi müdürü veya temsilcisinin programa katılması gerekirdi. Şehrin; kültürüne önem verenlerin yazarlarla buluşması en doğru olanıydı! Eğer; "biz geldik, programa katıldık" diyorlarsa, neden yazarlara uğramadılar? Neden onlarla hasbihal edip, kendilerini tanıtıp, imza günü hakkında, yazarların eserleriyle ilgili görüşlerini bildirmediler? Evet, gelen olmuşsa, mutlaka
Konya Milletvekili Ahmet Sorgun'un şu cümleleri gerçekten bilinmesi ve üzerinde düşünülmesi gereken önemli bir nokta. Şu tespiti yaptı konuşmasında;
"Dünyanın küçük bir köye dönüştüğü bir ortamda yazar ile okuyucuyu buluşturmak çok anlamlıdır. Türkiye Yazarlar Birliği imar ediyor, inşa ediyor ve ihya ediyorken birileri de imha ediyor, yakıp yıkıyor. Biz bu toprakların ev sahibiyiz ve bu medeniyetin çocuklarıyız. Bizim işimiz inşa etmek, imar etmek ve ihya etmektir. Bizler, öyle yaşa öyle yaşa ki; seni öldürmeye gelenler sende dirilsinler diyen bir medeniyetin ve kültürün varisleriyiz. Bu topraklara fitne tohumları ekmeye çalışanlar bugüne kadar nasıl başarılı olamamışlarsa bundan sonra da sırtını önce Allah'a, sonra da millete dayamış olan bizleri bölüp parçalayamayacaklardır. Bizim işimiz inşa ve ihya etmektir."
Yazarlar; aklı terleyen, her zaman elini değil, gövdesini; ilme, kültüre, vatanın bölünmez bütünlüğüne, barışa, kardeşliğe, dostluk ve sevgiye, birlik ve beraberliğe, "yaratılanı severiz yaratandan ötürü" ilkesine adamış değerlerdir!
Yazar; halkla iç içe, halkın yanında, halkın dertlerini bilen, anlayan, çözen ve kendini halkın derdiyle bütünleştiren...gönül insanıdır. Yazarlar, her zaman okurlarıyla buluşuyor; kitaplarıyla, konferanslarıyla, panelleriyle, söyleşi ve sohbetleriyle...
Yazar; olaylara karşı duyarlı, her yazdığını düşünen, düşündüğünü yazan, insanlık için hayatını adayan insandır. Yazarı anlamak için kitaplarını okumak gerekli. Kitaplar, yazarların gönül dünyasıdır. Kitap bir can, kitap heyecandır. Kitap imza gününe katılan, birbirinden değerli yazarların çocuğu niteliğindeki el emeği göz nuru, alın teri eserlerini görünce duygulanmamak mümkün değil! Zira her yazarın gözünün içi gülüyor, kitaplarını halka sunmaktan, eserlerini okurlarına arz etmekten, fikirlerini insanlarla paylaşmaktan!
Her kitap bir şey anlatır. Her kitapta alınacak dersler vardır. Elbette hiçbir kitap mükemmel değil. Mükemmel kitap Kur'an-ı Kerimdir. Ancak, bir yazar; bir ürün ortaya koymuşsa, bir eser meydana getirmişse kesinlikle onun bir değeri vardır, takdire şayandır.
İnternet, kitabın yerini tutmaz, tutamaz. Hele televizyonlar; asla insanı düşündürmez! Televizyona mahkûm olanlar, hayatlarını televizyon ekranı karşısında geçirenlerin; fikir üretmesi, düşünce geliştirmesi, olayları yorumlaması, meselelere çözüm bulması... mümkün değildir.
Kitaplar, unuttuğumuz; komşulukları, sevgiyi, saygıyı, kardeşliği, barışı, insani ilişkileri, ahlak ilkelerini, kaybolan sanatımızı gün yüzüne çıkartan değerli dostlardır. Dünyada terörün olmamasını mı istiyoruz, kitapla barışık olacağız. Yüce yaratanımız bu yüzden ilk emri "oku" olarak bize sunmuştur! Diyor ki; "oku, yaratan Rabbinin adıyla oku...." Ardından, "okuduğunu yaz" mesajı vererek, geçmişten geleceğe bilginin, kültürün, güzelliklerin aktarılması için durmadan çalışılması gerektiğini vurguluyor!
Okumak en büyük ibadet! Bunu ihmal etmek, dünyayı yangın yerine çevirmektir! Dünyayı, yazarlar, düşünürler ve fikir adamları imar eder!
Kaynak: Yeni Konya Gazetesi - Kazım Öztürk
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.