Kendini Arayan Şehir
Kendini arayan Şehir, TYB (Türkiye Yazarlar Birliği) Konya Şube Başkanımızın yazdığı bir kitap...
“Gezginlerin, farklı yerleri görerek gezdikleri ve bunları insanlara aktardıkları kitaplara ‘gezi kitapları’ deniliyor. Bunlar içerisinde ‘seyahatname’ en bilindik ve en popüler gezi kitapları içerisinde yer alıyor” diye alıntı bir paragrafla başlayayım yazıma...
Kendini arayan Şehir, 16X24 cm. ebadında tasarlanmış... Ön kapakta, David Roberts (1796-1864)’e ait bir Kudüs resmi yer alıyor. Arka kapağında ise yazarın, şehir gezilerine ait bir değerlendirme yazısı bulunmakta... Kapak tasarımı Harun Tan tarafından yapılmış. Kitap, Çizgi Kitabevi’nden çıkmış.
İçerikte, anlatıma konu olan şehirlerle ilgili oldukça fazla resim yer almış. Doğal olarak da fotoğrafların temin edildiği kurum ve kişilere “teşekkür” ile başlanılmış.
Elbette; “Eşim Betül’e; kızlarım Ayşe Tuba, Feyza, Zeynep ve Gül Nihal’ime...” ibaresi, kitaba başlarken, yazarın, sevgi yüklü bir cümlesi olarak çıktı karşıma.
“Şehirlere Yolculuğum” başlıklı yazısı ile kitabın içeriğine dair bir giriş yapmış yazar.
“Gökte Yapılan Şehirler” gruplaması ile kitapta ilk olarak Kudüs’e ‘Gökte Yapılıp Yere İndirilen Şehir’, ardından Konya ‘Huzur Şehri’, devamla; Şam ‘Zamanın Şehri, Şanlıurfa ‘Efsane Şehir’, Bursa ‘Tarih Kokulu Şehir’ tanımlamalarıyla bu grupta yer alıyor.
Ardından “Umran Şehirler” grubunda Üsküp ‘Kaybolmayan Şehir’, Kütahya ‘Çinili Şehir’, Aksaray ‘Tarihin Kucağındaki Şehir’, Tokat ‘Kadirşinas Şehir’, Amasya ‘Saklı Şehir’, Balıkesir ‘Bereketli Şehir’ tanımlamalarıyla ikinci gruba yerleştirilmiş.
“Şehirden Uzakta Şehre Yakın” gruplamasında ise İznik ‘Minyatür Şehir’, Tuz Gölü ‘Tuz Şehirleri’ ve nihayet Ereğli ‘Hayal Şehir’ tanımlamalarıyla kitabın son bölümünde anlatılmışlar.
“Şehrin Yerlisi Olmak” başlığıyla da ‘şehir’, ‘şehirlilik’, ‘köylülük’ tanımlamalarıyla da kitap hitam bulmuş.
Kimi insan vardır; şehir gezilerinde tabiri caiz ise ‘çayca gider, gölce gelir.’ Şehrin tarihi, mistik havası, tabi güzellikleri bile onun için hiç önem arz etmez. Şehrin kimliği bile umurunda değildir. O, sadece yiyeceği yemeği, içeceği suyu, alacağı hediyeleri düşünür gezilerinde... Gerçi bu düşünceler bile bir şeydir ama yüzeysel bir şeydir kanımca...
Kimisi de vardır, adım attığı her yerde tarih arar, görsel ve manevi hazine arar, kendisini her yönüyle tatmin edecek değerler peşindedir hep...- Çocukluğunda, öğrenciliklerinde duyduğu bilgileri, bu gezilerinde yani gerçek hayatta görmesinden, bizzat yaşamasından dolayı mest olur, heyecanlanır, gezdiği zaman diliminin her saniyesinden haz almaya çalışır.
Mesela, gördüğü tarihi binalarda, yüzlerce, binlerce yıl önceki taş ustalarının çekiç seslerini, o inşaatın yapılması anında usta-amele arasında yapılan latifeleri duymaya gayret eder. “Taş getir, helik getir, çamur getir! Yemek vakti geldi hamur getir!”
O ustaların o amelelerin arasında dolaşmaya, kullanılan her köşe taşının ölçümlerini onlarla birlikte yapmaya, köşe taşları arasına dökülen heliklerin ‘çağıltısını’ dinlemeye, horasan malzemesinin içindeki emeği görmeye çalışır. Onlarla birlikte adeta o binayı inşa eder, her bir santimetrekaresi üzerinde yapanların parmak izlerini, taşlar arasındaki boşluklara gizlenmiş seslerini arar.
İşte, ‘Kendini Arayan Şehir’ kitabının yazarı Ahmet Köseoğlu Başkanımız da kitap okununca anlaşılıyor ki bahsettiğimiz o ikinci kısımdaki grubun içine giren gezgin ve gözlemci özelliklerini taşımaktadır.
Şehirleri anlatırken; bir gönül insanı, edebiyat adamı ve dahası bir belediyeci olduğunu iliklerimize, yüreklerimize kadar hissettirmiş yazar...
Her şehrin tanıtımını yapmaya, ünlü bir şairimizin şiirlerinin en vurucu bentleriyle başlamış. Devamla o şehrin tarihine; kültürüne parmağını basmış, damgasını kazımış, sokaklarına terlerini akıtmış insanların isimlerinden bahsederek, onlara olan vefa borcunu ödemeye gayret etmiş adeta. Dünya gezginler listesine adını altın harflerle yazdırmış olan “Seyahatnamesi” ile ünlü Evliya Çelebi’ye, ‘Bursa’da Zaman’ şaheserinin şairi, Ahmet Hamdi Tanpınar’a sık sık atıflarda bulunarak kitabında zaten var olan zenginliği daha da artırmaya, okuyucuya sunmaya çalışmış...
Çok sade ve anlaşılır bir dil kullanmış eserinde. Kitabı elinize aldığınızda başından sonuna kadar okumadan bırakabileceğiniz bir kitap değil Kendini Arayan Şehir... Ayrıca, kaliteli resim, fotoğraf ve minyatürlerle süslemiş sayfaları.
Daha fazla içerikten bahsedip merakınızı yok etmeyeyim ve yazımı burada noktalayayım.
Bu eseri hem Çizgi Kitabevi’nden hem de internet kitap sitelerinden kitabın ve yazarın ismiyle sorgulayarak temin etmek mümkün.
İyi okumalar diliyor, Yazarımız Ahmet Köseoğlu Beyefendi’ye bizlere böyle bir eseri kazandırmış olduğu için teşekkürlerimi sunuyorum.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.