AHMET KÖSEOĞLU

AHMET KÖSEOĞLU

KONYA FOLKLORUNDA IŞIK ALİ IŞIK (D.1954-)

A+A-

Kimi hocalar, akademisyenler pek üretken olurlar. Takdire şâyan bir durum bu, velâkin bir yandan da akademik hayatlarının ürünlerini vermiş olurlar ki, işlerini tekâmül ettiriyorlar da diyebiliriz buna. Derdim bu güzel çalışmaları yapanları tahfif değil, bilâkis birçok akademisyen de sevki tâbi yapabileceği çalışmaları bile yap(a)mıyorlar.

Bir de Ali IŞIK gibi hâlkıyat ve harsıyat ameliyelerinin içinde yer almaktan imtina etmeyip bunu “ulvi vazife” edinmiş güzel insanlar var. Son yirmi yılda aziz şehrimiz Konya’ya dair kültürel ve folklorik çalışmaların birçoğunun başında ya da içinde Ali IŞIK abiyi görebiliyoruz. Mehmet Ali Uz abimizi de bu tanımlamanın başında gelen isimlerden sayabiliriz. Uz Abi, bendenizi arayıp Ali IŞIK için bir şeyler yazmak ister misiniz diye kibarca-birazda emri vâki-sorar gibi yapıp hemen akabinde filan tarihe kadar yazıver olur mu diyerek cevabı da kendisi vermiş oldu. İyi de oldu, çalışkanlığı, araştırmacılığı ve gayretine tanık olduğum değerli bir büyüğüme yaşarken hissiyatımı ve kalbî düşüncelerimi ifade etme ve birlikte yaptığımız çalışmalar vesilesiyle medyun-u şükranımı izhar etme fırsatını da bulmuş oldum.

Cemil Meriç Jurnal kitabında kendisini “Kimin ben! Hayatını, Türk irfanına adayan münzevi ve mütecessis bir fikir işçisi” sözleriyle tanımlarken bir anlamda Ali IŞIK abi’lerinde içine girebileceği bir tanımlamayı yapmış diyebiliriz.

Ali IŞIK abi ile Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi’ndeki beraberliğimiz ve müşterek çalışmalarımız 2000’li yılların başına isabet eder, lâkin kendisinin Yerel gazetelerden Yeni Gazete’de doksanlı yılların sonuna doğru (98-99 yılları) Konya kültürüne, folklorüne değinen yazılarından tanıyor idim. Ve hâtta önceleri Edip Yörükoğlu müstearıyla siyasi yazıları yazdığını da öğrenmiştim.

Konya sevdalısı rahmetli Yalçın Dikilitaş’ın tavsiye/önerisiyle siyasi yazılardan kültürel yazılara geçiş yaptığını da Ali IŞIK abi bilvesile bana söylemişti.

Ali IŞIK’ın Yeni Gazete ’de yazmasını isteyen ve gazeteye tavassutta bulunan kısa süreli Türkiye Yazarlar Birliği Konya başkanlığı da yapan Yusuf Türkalp’te aynı gazetede Mahir Cıkcıkoğlu müstearıyla yazıyordu. Her iki değerli hocamız aynı zamanda öğretmenlik yaptıkları için müstearla yazıyorlardı.

Ali IŞIK’ın 2001 yılından itibaren TYB’ye gelip gitmesi kültürel faaliyetlere katılması ve bazı programları organize etmesi 2003 yılında görev yaptığı, Konya Lisesi edebiyat öğretmenliğinden emekli olmasıyla daha da artarak devam etti

2005 yılında Konya Büyükşehir Belediyesinin “Konya Ansiklopedisi” hazırlama çalışmasına karar vermesiyle ansiklopedinin yayın kurulu ve redaktörlüğü göreviyle kendisini yoğun bir çalışmanın içinde buldu. Başta Mehmet Ali Uz abi olmak üzere ciddi bir ekiple uzun ve yorucu bir çalışmayla 10 yıla yakın bir zamanda Konya Ansiklopedisi’ni tamamladılar. Ansiklopedi çalışmaları esnasında bütün maddeleri okumak, redakte etmek Ali IŞIK abinin Konya tarihi, kültürü geleneği geçmişi hakkında ciddi bilgi sahibi yaptığı da âşikar. Bu arada belki de bu bilgilenmenin zekâtı mesabesinde olan Konya’ya dair 10 kıymetli eseri de kültür ve folklorumüze kazandırmıştır.

Konya Mutfak Kültürü ve Konya Yemekleri (2006), Mevlevi Mektupları (2010), Ayaşlı Şakir Hayatı ve Şiirleri (2011), Konya’nın 40 Çocuk oyunu (2015), Vali İngiliz Sait Paşa’nın Konya günleri (2018), Bir Katre Konya (2018), Geçmişten Günümüze Konya’nın Gülleri/Deliler, Meczuplarm (2018), Beden Sağlığının Korunması/Gâyetü’l-beyan fi Tedbiri Bedeni’l-İnsan (2019), Âh Mine’l-Mevt/Konya Ahiret kapıları Kitabeleri (2019) ve Konya’da Kültürel Hayat (2020) adıyla herbiri birbirinden değerli eserlerinden Ayaşlı Şakir, Âh Mine’l Mevt, Konya’nın Gülleri ve Konya’da Kültürel Hayat adlı eserleri kaynak kitap olarak Konya Folkloründe geleceğe IŞIK tutacaktır.

Ali IŞIK abi ile ne zaman görüşsek yeni çalışmalar, yeni konular gündeminde olur ve her daim heyecanlıdır. Konya’ya sevdalı, şehrine kaygılı ve aynı zamanda etrafına neşe ve ışık saçan, kendiyle barışık bir huzur yolcusudur Ali abi. Çalışkanlığı, gayreti, beşeri ilişkilerinin müspetliği kendisini ilk defa görenlerin dahi hemen hissedebilecekleri hususiyetlerindendir.

Ali IŞIK abi vefalıdır, gelenekçidir, tarihin ders alınmasının iyi bilinmesini savunan münevver bir öğretmendir.

“Âh Mine’l Mevt” isimli çalışmanın uzun basım hikâyesi ve yoruculuğu bir yana nihayetinde yıllar sonra kitaplaşması sevindirici olup bu değerli eserin önsözündeki ifadelerden de anlaşılacağı üzere Ali IŞIK abi, her dem “Kökü mazide olan âtiyiz” sözüne sadık bir hayat felsefesiyle araştırıyor, yazıyor yaşıyor.

“Toprağı vatan yapmasını bilmiş, bu kutsal emaneti devraldığında toprakları vatan yapanlara lâyık olarak onların ruhlarını şad etmiş, büyük vakıfları ve türlü mimari eserleri ile bu vatanı bayındırlaştırmış, bilgili ve bilgin varlıkları ve güzel telifleri ile millî, ahlâkî niteliklerimize sahip çıkmayı öğretip öğütlemiş olanlarımızla, karaların karşısında ak kalmasını, aklığı daima karalığa üstün kılmasını sağlamışlarımız, kısacası, saymakla bitmeyecek kadar çok olan ilim, irfan, fazilet, meziyet, yetki ve yetenek sahiplerimiz hep buralarda, bu yerlerdedir.”

“Dirilerimize yol gösterip onları yönetenlerimizin sessiz ve hareketsiz yattıkları yerler oldukları için buralara “mezarlık” diyoruz. Tümsekleri ile birbirlerine benzeyen mezarlardan her birinde yatanların farklı meziyet ve hizmetlerini olanca genişliği ile değerlendirir ve değer ölçülerimizi korumasını bilirsek, mezarlık adının anlamındaki enginliği tümüyle kavramış oluruz. Tabiata nakşedilmiş bir tapu senedi mesabesindeki bu alanlar, her biri sosyal bilimlere bir kaynak, bir belge durumunda olan, aynı zamanda söz ve çizginin hayat verdiği sanat harikalarını saklayan açık hava kütüphaneleri ve müzeleri konumundadırlar. Bunun için buraların korunup en güzel şekilde geleceğe aktarılmasını sağlamak medenî millet olmanın gereklerindedir.”

“Biz, geçmişini öğrenmekten aciz insanımızın yakarışıyla başladığımız mezarlık gezilerini; tarihin yok edici acımasız darbeleri karşısında toprağa karışacakları zaman dilimini bekleyen naçar, ancak vakur abidelerin sessiz çığlığını gönlümüzün derinliklerinde duyarak tamamladık.” IŞIK hoca burada ilim irfan yolunda hizmet etmenin ve cihad aşkıyla yaşamanın hedef olduğunu da-uğrunda ölen varsa vatandır-diye tarifliyor.

Şimdilik son çalışması olarak henüz elimize ulaşan “Konya’ da Kültürel Hayat” adlı kitabın önsözünde “Garip bir tesadüfle altmışların sonlarına doğru Konya televizyon ve kentsel dönüşümle tanıştı. Konya kültürü ilk darbeyi bu yıllarda aldı. Bu yıllar, sekiz bin yıllık temel üzerinde bin yılda inşa edilen köklü bir kültürün yozlaşmaya başlamasının da miladı oldu. Yaklaşık on yıl sonra kurulan Selçuk Üniversitesi ise Konya’nın nüfus yapısını oldukça çeşitlendirdiği gibi yeni kültürlerin Konya’ya dâhil olmasına yol açtı. İlerleyen yıllarda gelişen Konya sanayisi Konya’ya insan göçünü hızlandırdı. Çok geçmeden Konya şehir merkezinde, her biri çocukluğumuzun üç beş Konya nüfusunu barındıran, üç ilçe oluştu. Bu süreçte Konya kültürünün muhafızları mesabesindeki- çoğu Osmanlı bakiyesi- aile büyüklerinin birer rahmet-i Rahman’a kavuşmaları da Konya kültürünün yozlaşmaya karşı koyacak mukavemetini iyice zayıflattı. Beton bloklar arasında zaten steril bir hayat süren “çekirdekleşen aileler” yozlaştırıcı popüler kültürlerin taarruzları karşısında daha bir savunmasız kaldılar.”

“Konya kültürü adına bu olumsuz gelişmeleri doksanlı yıllarda iliklerimize kadar hissetmeye başladık. Ve hemen, sinsice ilerleyen kültür yangınından hazineler kurtarmaya çalışan bir avuç Konyalı yazarçizerin arasında yerimizi aldık” diye ifade eden Ali IŞIK hoca, halkıyat (folklor) ve harsıyatımızın (kültür-irfan) kaybolup gitmesine gölünün râzı olamayacağını, yüzeyselleşmeye, küresel yıkıma kendince karşı gelebilmenin yolunun “Konyalı yazar-çizerlerin arasında girerek” ve bu nev’i çalışmaların içinde ve başında olarak sorumluluk bilinciyle karınca misali uğrunda ölemezmiyim sadedinde bir düşünceyle eserlerini vermeye devam ediyor. Nice yeni çalışmalar vermenizi bu mübarek şehir bekler IŞIK hocam

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.