Konya, Süheyl Ünver'e neler borçlu neler...
Kubbealtı Neşriyat, Ünver Hoca’nın defterlerinden seçkiler oluşturup yeni nesillerin istifadesine sunmakla, Türk kültürü için çok değerli bir hizmeti yerine getirmiş oldu. Yasemin Dutoğlu, ''Süheyl Ünver'in Konya Defterleri'' üzerine yazdı.
Medeniyetlerin yeni nesillere aktarılmasında kemerlerin kilit taşı gibi görev üstlenmiş insanlar vardır. Sanki yeryüzüne özel bir vazifeyi ifa etmek üzere çok özel bir donanımla gönderilmiş gibidirler. İşte muhterem Süheyl Ünver hocamız da bu gibi insanların bir numunesi olarak Türk medeniyet tarihinin son yüzyılında bir yol gösterici, bir ışık kaynağı, adeta ismiyle müsemma bir yıldız olarak parlamaktadır. Onun hakkında daha fazla bilgi almak isteyen okurlarımız, kitabi sanatlarımız başta olmak üzere Türk mimarlık ve sanat tarihi alanında yeri doldurulamaz hizmetleri olan Ünver Hoca hakkında daha önce sitemizde yayınlanmış yazılara, ve özellikle de şu yazıya bakabilirler: Kızı Gülbün Mesara'nın dilinden Süheyl Ünver.
Süheyl Hoca’nın güzel sanatlarla alakasını izah ettiği şu cümleleri, onun ince ruhu ve erdemli kişiliği hakkında fikir sahibi olmaya yetiyor: “Irsen gelişen ve ruhuma işleyen sanat hevesim beni mütevazı, sessiz, mücadelesiz bambaşka bir adam yaptı; ahlakımı düzeltmeye amil oldu. Mesleğim dışında meşgalem oldu. Hekimliğimin insanlık tarafını geliştirirken, insanlara karşı şefkat ve bağlılık hislerim arttı. Beni dinlendiren ve ruhumu ilâ eden sanat kimliğim, benim zevk ve his cephemdir.”
Konya kültür havzasına dair düşülen notlar
Kubbealtı Neşriyat, Ünver Hoca’nın defterlerinden seçkiler oluşturup yeni nesillerin istifadesine sunmakla, Türk kültürü için çok değerli bir hizmeti yerine getirmiş oldu. Bu defterlerden Kubbealtı Neşriyat tarafından yayınlanan ilk seçki 2006 yılında çıkan ve 2013 de ikinci baskısını yapan Konya Defterleri’dir. Kızı Gülgün Mesara ve Mine Esiner Özen tarafından yayına hazırlanan eserin tasarımını Ersu Pekin yapmış. 280 sayfadan müteşekkil olan eser, Ünver Hocanın 1956 ile 1975 arasında müteaddid defalar yaptığı Konya seyahatlerinde tuttuğu ve bugün Süleymaniye Kütüphanesi’nde bulunan 10 ayrı defterden, Gülgün Mesara arşivinde bulunan Ünver Hoca tarafından yapılmış Konya resimlerinden, yine Hocanın manevi evladı olarak bazı Konya yolculuklarına eşlik etmiş olan ve geçtiğimiz günlerde rahmeti Rahman’a kavuşan ressam Ahmet Yakuboğlu imzalı Konya resimlerinden bir seçki oluşturmaktadır. Ünver Hoca’nın özellikle Selçuklu sanatına ait motiflerden esinlenerek yaptığı bazı tezhip ve minyatür örnekleri de içeren eser, “Eski Konya”, “Selçuklu Çinileri”, “Hz. Mevlana”, “Karaman”, “Akşehir- Ilgın” ve “Tezyinat” başlıkları altında 6 bölüm halinde düzenlenmiş.
Kitap, Ünver hocanın çeşitli dergilerde yayınlanmış Anadolu Selçukluları’yla ilgili makaleleri ve kongrelerde sunmuş olduğu bildirilerden bazılarını da içeriyor. Ayrıca Hocanın Konya seyahatleri sırasında tuttuğu defterlerde, Konya ve ilçelerindeki abidevi yapıların Ünver Hoca tarafından yapılmış suluboya veya karakalem resimleri, bunlar hakkında bazen eski, bazen yeni Türkçe ile tutulmuş notlar ve detay çizimler yer alıyor. Hocanın o temiz ve güzel Türkçesi ile kah bir aile babası, kah bir sanat tarihçisi, kah bir sosyolog edası ile düştüğü notlardan alıntılar da yapılmış. Aktardığı Konya folkloruna ait bazı espriler ve yer yer kullandığı beyitler, Ünver Hoca’nın renkli ve çok yönlü kişiliğinin göstergesi olsa gerek.
Yeri geldikçe Konya’daki eserlerin gereğince korunamaması, hatta yöneticiler eliyle yıkılması üzerine eleştiriler yapmaktan da geri kalmamış Ünver. Medeniyetin düz ve geniş yol ve inşaattan ibaret sayıldığı 40-50’li yıllarda dahi, tarihi eserlerimizi tespit ve koruma bilinci oluşturma noktasında büyük çaba harcamış nadir münevverlerimizden olan Süheyl Ünver Hocamızın düşüncelerinde, bugünün idarecilerinin de alması gereken dersler olduğu muhakkak.
Mevlanamız
Ünver Hoca, ismi Konya’dan ayrı düşünülemeyecek büyük veli Hz. Mevlana hakkında şöyle yazmış: “Onun sözleri tükenmez bir hazine. Bunların dedikoducusu olmayıp da takbikçisi olanlar ne kadar bahtiyar. Hele menkıbeleri ne derece özlü. Adeta cemiyete örnek insan olmamızın anayasa maddeleri. Bunları bilmeden çok onlarla yaşamanın bir mükafatı da var. İnsan farkında olmadan Hüdavendigarımızın sohbet yârânından oluveriyor. Bunu duymak değil olmak ne güzel.” Ayrıca birçok defa içtenlikle “Mevlanamız” deyişinden, aşk burcunun sultanı Hz. Mevlana’ya gönülden bağlı olduğu anlaşılıyor.
Selçukluların başkenti Konyamıza dair Ünver Hocamızın eşsiz mirasından derlenerek meydana getirilen bu güzel eser, Türk kültürü, mimarlık ve sanat tarihi yahut kitabi sanatlarımızla ilgili olanlar başta olmak üzere herkesin kütüphanesinde bulunması gereken bir kitap-albüm olmuş.
Uzun ve birkaç ömre bedel olacak kadar bereketli bir hayat sürmüş olan Süheyl Hocamız, âlem-i Cemal’e göçüşünün üzerinden 30 yıl geçmiş olmasına rağmen, eserleri ile ve kızı Gülgün Mesara, gelini Dürdane Ünver Hanımefendiler başta olmak üzere yetiştirdiği öğrenciler vasıtasıyla dipdiri aramızdadır. Ruhu şad, makamı âli, rahmeti ziyade olsun.
Hocamızın bugüne kadar yayınlanmış olan Bursa, Edirne ve Orta Anadolu defterleri dışındaki diğer şehirlere ait defterlerinin de en kısa sürede yayınlanıp istifademize sunulmasını umutla ve sabırsızlıkla beklemekteyiz.
Yasemin Dutoğlu
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.