Ömrünü Kitaplara Adamış Bir Mevlevî...

Ömrünü Kitaplara Adamış Bir Mevlevî...

Program, yazma Eserler Kütüphanesi Müdürü ve TYB Konya Şubesi Yönetim Kurulu üyelerinden Bekir Şahin'in organizatörlüğünde yapılmış. Programın açılışında...

A+A-

Program, yazma Eserler Kütüphanesi Müdürü ve TYB Konya Şubesi Yönetim Kurulu üyelerinden Bekir Şahin'in organizatörlüğünde yapılmış. Programın açılışında bir konuşma yapan Bekir Şahin, katılımcılara Hasan Çopur'un hayatını anlattı:

"Sessiz esen rüzgar hayat vericidir, serinletir nefes aldırır. Sessiz ırmağın derinliği, altındadır. Çağlamak köpürmek yerine dinlendirici ve güven vericidir. Kaynağından itibaren bereket ve hayat dağıtır. Sessiz ve yavaş yağan kar taneleri metrelerce yükselir. Ağır ağır erir ve akar, ama toprağın derinliklerine kadar inerek canlılara hayat verir.

Konya'mızda Konya kültürünün sevdalısı, şehrimizin hafızası, belge, bilgi ve kaynak toplama tutkunu, Hasan ÇOPUR sessiz sedasız mütevazı bir şekilde Konya tarih ve kültürünün yedieminliğini üstlenmiştir.

Örnek bir Konya çelebisi olan Hasan ÇOPUR; 1934 Konya-Pürçüklü Mahallesi doğumlu. Esas nüfusa kayıtlı olduğu yer, bugünkü Kurbucedid Mahallesi. Hasan ÇOPUR' un babası Hüseyin, dört kardeşler; birisi kız üç oğlan. Beş batın önceki dedeleri Alanya'dan Konya'ya göçmüşler. Konya'ya tahsile gelip Konya'da bir medrese kurmuşlardır. Keleş Hoca Medresesi, Kurdoğlu Medresesi diye de bilinen bu medrese bu günkü Migros'un yakınındaydı. Bu medresede Hacı Çopurzade Mustafa Efendi uzun süre müderrislik yaptı. Önceki dedeleri de Çaybaşı tarafında bezirhane işletmişlerdir. Babası Hüseyin ÇOPUR, Yüksek Ticaret Mektebi'nden mezun olmuş, bir süre İş Bankası'nda memur olarak çalışmıştır. Hasan Çopur, Sanat Okulu'nun orta kısmını bitirince, babasıyla birlikte Pürçüklü Mahallesi'nde eski adıyla, Pürçüklü Sokak, yeni adıyla Kadılar Sokağı'nda, daha önce Konya'da Almanların yaptığı nikelajcılık işini yapmaya başladılar. Bu arada İstanbul Caddesi'ndeki Hacı Çopur İşhanı'nın bulunduğu yerde yıkılmış olan Şems Oteli'ni de işlettiler.

Hasan ÇOPUR, bu işleri yürütürken musikiye merak sarar ve ney üflemeye başlar. Eşref Yazgan, Neyzen Kuyumcu Kemal Bey gibi musikişinaslarla birlikte "Yatağanlı" Mustafa Özdemir'den nota meşk eder.1962'de Turizm Derneği Ahmet Bican'ı Konya'ya getirerek Kapı Camii yakınındaki Hasan Çopur'un evinde sema eğitimini başlatır.

Bu yıllarda müzikle ilgili kitapları toplamaya ve Mevlevî kültürüyle ilgilenmeye başlar. Hz. Mevlânâ ile ilgili yazılan çizilen ne bulursa arşivine kazandırır. Böylece eskiyle haşir neşir olmaya ve Konya ile ilgili nerede ne bulursa almaya çalışır. Özellikle Konya ile ilgili fotoğraflara meraklıdır. Eski Konya ve Konyalılara ait fotoğrafları toplamaya başlar.

Hasan Çopur 1954 yılından bu yana ihtifal fotoğraflarını toplamıştır. Elinde Konya ile ilgili yüzlerce fotoğraf, binlerce kitap ve değişik belgeler mevcuttur. Fotoğraf, makale, harita, Konya giysileri; mıhlama, kırkpare seccade, Kıvratma damat ve ihtiyar gömlekleri, Libade, Konya'da dedesinin Ermenilere dokuttuğu halılar, değişik mektup örnekleri vb...tarihi eşyalar koleksiyonunda bulunmaktadır.Konya ile ilgili bulduğu belgelerin, dökümanların %70'ini İstanbul'dan toplamıştır."

Yaklaşık 700 kitap bulunan sergide TYB Konya Şubesi Başkanı Ahmet Köseoğlu da özetle; "Şehrini seven, şehri için arşiv hazırlayan, şehri için her yıl altı ayını İstanbul'da geçiren Hasan çopur ağabeyimizi hatırlamak ve Konyalı adına şükranlarımızı sunmak için böyle anlamlı bir günde, Kütüphaneler haftasında TYB Konya Şubesi olarak etkilik düzenledik"lerini söyledi.

Bir ömürde derlenen, toplanan ve korunan Hasan Çopur'un Konya Kitapları Koleksiyonu ve Eskimeyen Konya Fotoğraf Sergisi meraklıları için Ticaret Odası sergi salonunda 11 Nisan Cuma gününe kadar açık kalacak.

PAYLAŞMAK...

Kütüphaneler Haftası münasebetiyle MSN'me gelen bir mesajı ilginç ve faydalı bulduğum için sizlerle paylaşmak istiyorum.

Amerika'da yeni bir moda çıkmış. Bazı meçhul kişiler, kamuya açık yerlere birtakım kitaplar bırakıyorlarmış. Bir parka gidip bir banka oturuyorsunuz ve bankta bir kitapla karşılaşıyorsunuz. Mahallede yasayan birçok kadının ortaklaşa kullandığı 'çamaşır yıkama merkezine' gidiyorsunuz, makinelerden birinin üstünde bir kitap... Trene biniyorsunuz, koltuğunda bir kitap... Marketten alışveriş ederken elinizi atıyorsunuz, birisi bisküvi paketleriyle cips paketlerinin arasına bir kitap yerleştirmiş... Telefon kulübesine giriyorsunuz, telefonun yanında bir kitap... Define bulmak gibi!.. Roman, şiir, hikâye, deneme... Artık bahtına ne çıkarsa...

Bu moda İtalya'da ve Fransa'da da yayılmaktaymış. Kitabı bırakan kişi kimliğini gizli tutuyor, kitabın parasını da helâl ediyor. Tek ricası var: Siz de okuduktan sonra buna benzer
bir yere bırakacaksınız ki; başkaları da yararlansınlar... Fakat bunu başlatan kişi belli: Ron Hornbaker adında, Missouri eyaletinden bir bilgisayarcı. Bu olaya 'BookCrossing' deniyormuş. 'Kitap gezdirme' diye tercüme ediliyor... Fransa'da böyle 'crossing' yapan dokuz bin kişi varmış ve daha şimdiden ortalıkta dolaşan serseri kitap sayısı da on bini geçmiş...

Bu nedir biliyor musunuz?

Bu bir çeşit "kitap okuma ve okutma kampanyasıdır." "Paylaşmaktır." Ve başlı başına bir "proje"dir.

Mesajı gönderen dostum bu uygulamanın Bodrum Türkbükü'nde de başladığını anlatıyor:

"Türkbükü'nde plajdayım. Bir baktım, yattığım yerde bir kitap var.. Adı,'Yıldızlı, Yağmurlu Geceler'.. 'Ah, biri unutmuş' derken, kapağını açıp içine bakmak istedim ve beni
şaşırtan bir yazı gördüm; 'Ben bu kitabi severek okudum. Ve bitirdiğim yerde bırakıyorum. Sizin de seveceğinize eminim. Severseniz okuyun, sevmezseniz aynen bulduğunuz yede bırakın. Okursanız, numara verdikten sonra siz de olduğunuz yerde bırakın lütfen.. 03 / 2005 Türkbükü/03.."

Üçüncü kişinin bu kitabı bıraktığını belirtiyor. Diğer iki kişiden biri İstanbul'da, diğeri ise Bodrum'da bırakmış.. Ben aldım kitabı İstanbul'a geldim ve hala okuyorum. Bitirince ben de '04' ve nerede okumuşsam yazıp bırakacağım. . Meğerse bu yeni âdetmis.. Özellikle Londra'da çok yaygınmış. Parklarda bırakıyorlarmış okudukları kitapları insanlar. Londra'da bırakılan bir kitap Kuzey İrlanda'dan çıkmış.. Bakalım benim bırakacağım kitap nereden çıkacak?" diyor.

Bu uygulama ciddi bir şekilde Türkiye'de de sürdürülebilirse; tüm dünyanın bir kütüphaneye dönüştüğünü hep birlikte görebiliriz... Böyle bir Türkiye'nin hâyâli bile insanı mutlu etmeye yetip de artıyor...

Hakimiyet

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.