S. Mücahit İYİYOLBULAN yazdı: Cennetin provası Muğla
Gitmeden
görebilirsin, duyabilirsin ama kokusunu alamazsın. Türkülere ve şiirlere ilham
kaynağı olan Muğla'nın akasya kokulu Arasta Çarşısından geçmedikçe
kartpostallarda...
Gitmeden
görebilirsin, duyabilirsin ama kokusunu alamazsın. Türkülere ve şiirlere ilham
kaynağı olan Muğla'nın akasya kokulu Arasta Çarşısından geçmedikçe
kartpostallarda Muğla'yı görmek bir şey ifade etmeyecektir. Tarihi Kurşunlu
Camisinden bir Mevlevi Tekkesi olan Şahidi Camisine giden daracık sokaklarda
beyaza bürünmüş evler bir gelin misali görücüye çıkıyor. Ve sizi tarihe
bir yolculuğa çıkarırken, binlerce yıldır güzelliğinden zerre kaybetmeyen
doğasına davet ediyor.
Dalyan tekne turunda sazlıklar eşlik ediyor size. Ney olamadığı için kendini
rüzgara teslim eden ve rüzgar sesinde salınan sazlıklar. Gözlerinizi yukarı
kaldırdığınızda ölüsünün bile size tepeden baktığı kralların mezarları
görülüyor dağlarda. Kaunos Kral Mezarlarını döven dalgalarda kaç medeniyetin
silueti battı kim bilir? Turun sonunda yolcular İz Tuzu Plajına kavuşurken,
Köyceğiz Gölünün de Akdeniz'le buluşmasına tanıklık ediyorlar. Tatlı su bir
iplik gibi ayrılıyor tuzlu sudan ve kumsalın sahibi Caretta Caretta
Kaplumbağaları bir miras gibi bırakıyor yumurtalarını toprağın en yumuşağına.
Akyaka dağlarının üzerine yükselen sislerin bulutlarla izdivacına şahitlik
ediyor yeşilin her tonu. Ve meydan okuyorlar modern dünya bacalarının çıkardığı
dumanlara. Sıra sıra apartmanların sıra dağları gölgelemesine izin verilmemiş
bu topraklarda. Tek katlı evler haddini biliyor kumunu, demirini ve mermerini
aldığı dağlar karşısında. Evlerin cumbalarından aşağı renk renk çiçekler
sarkarken, uzun çam ağaçlarının gövdesine sarılarak yukarıya çıkıyor
sarmaşıklar. Ağaç gövdeleri sarmaşıklar arasında kaybolurken güneş de yavaş
yavaş eksiliyor denizin üzerinden. Ve renkler yerini alıyor fotoğraflanacak en
güzel günbatımı için.
Bodrum Kalesi tüm ihtişamını koruyor. Her ne kadar kendisini koruyan
kadırgalar başka rüzgarlara teslim olup gittilerse de taşlar istifini hiç
bozmamış. Ve seyrine dalmışlar onlarca yelkenlinin aynı anda süzülmesine.
İçinde yüzyıllardır tazeliğini koruyan eserlerle kucak açıyorlar
ziyaretçilerine.
Yel değirmenleriyle kavgaya tutuşmamış bu sıcak yörenin insanları. Don Kişot'un
kılıç çektiği değirmenlere selfie çubuğuyla yaklaşıyorlar. Gümbet
Tepesinden bizleri selamlayan değirmenler "Hangi rüzgar attı seni
buraya?" demek için ziyaretçilerini bekliyor.
Selçuklu Hükümdarı Alaaddin Keykubat Beyşehir için "Cennet ya burasıdır ya
da buranın altındadır" demiş. Biz de ondan mülhem diyoruz ki "Cennet ya
Muğla'dır ya da Muğla'nın altında bir yerdedir." Cennetin provasını yapmak
isteyenler için Muğla mutlaka ama mutlaka gidilip görülmesi ve kokusunun içine
çekilmesi gereken bir yerdir.
Yukarıda ki satırların yazılmasında bizlere vesile olan Türkiye Yazarlar
Birliği Konya Şube Başkanı ve Muğla Basın İlan Kurumu Müdürü Mehmet Ali
KÖSEOĞLU, Muğla İl Milli Eğitim Müdürü Celalettin EKİNCİ, Muğla İl Milli Eğitim
Şube Müdürü Tarık TÜFEKÇİ, Köyceğiz İlçe Milli Eğitim Müdürü Fazıl KARABAĞ ve
Bodrum İlçe Milli Eğitim Müdürü Emin GEÇİM başta olmak üzere, TYB Konya
Şubesinin düzenlediği bu iki günlük gezide Konyalı yazarlara mihmandarlık yapan
herkese şükranlarımı sunuyorum.
Kaynak: Belge.com.tr - S. Mücahit İYİYOLBULAN
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.