"Aç susuz, muhtaç, mazlum, bîçare..." diyorum yeryüzü Müslümanlarına; Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm'ın ümmeti olarak bugün düştüğümüz zelil, içler acısı duruma bakarak...
İskender Pala; konuşmasının bir yerinde Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm'ın "ömrü boyunca aynı anda iki kat elbisesi olmadı..." deyince salonda nefesler tutuldu, duygular doruğa ulaştı, tüm çehreleri suçluluk duygusu kapladı... Ama salondaki herkes, istisnasız sınıfta kaldı...
Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm'ı ecdadımızın tarihteki sevgi ölçüsüyle örneklendiren sevgili İskender Pala; bugüne münhasır tek bir örnek bile verememenin çaresizliğiyle, hiç olmazsa O'nu sevmek adına bir kötülüğü terk etmeyi ya da bir iyilik yapmayı tavsiye ederek sözlerini bitirdi.
Hz. Peygamber Efendimiz(sav)'in bugün mahrum kaldığımız bazı özellikleri de şöyledir:
Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm, imandan sonra eda etmemiz, dosdoğru kılmamız gereken beş vakit namazı emreder.
Hz. Aişe (ra), O'nu(sav) şöyle tarif eder:
"O, sizlerin konuştuğunuz gibi lafları çabuk çabuk ve peş peşe sıralamazdı, sözleri az ve özdü. Halbuki sizler cümleleri birbirine ekleyip duruyorsunuz."
"Allah Resülü çok veciz (kısa, öz, az sözle çok mana ifadesi) konuşurdu."
Böyle konuşmasını kendisine Allah(cc) katından Cebrail getirmişti. Kısa cümleler içinde bütün maksadını yansıtırdı.
Etkileyici bir üslup, hikmetli ve kuvvetli bir hitâb sahibiydi; veciz sözlü cümleler söylerdi, sözlerinde ne fazlalık ne de eksiklik bulunurdu.
Hz. Peygamber Efendimiz(sav) bize nefs-i emmâremizle yani kötülükleri çok emreden benliğimizle cihad yapmayı emrederdi.
Mübarek sesi gürdü ve tatlıydı. Gerekmedikçe konuşmaz; ancak gerektiği zaman konuşurdu. Kötü ve çirkin sözler söylemezdi. Hiddetli ve hiddetsiz anlarında nefsi için değil, Allah(cc) için hep hakkı söylerdi.
Hz. Peygamber Efendimiz(sav) bize iyi ahlâklı, erdemli (faziletli), yüksek karakterli olmayı; kötü ahlâktan, huylardan, alışkanlıklardan kaçınmayı emreder.
O(sav) bize gururlu, kibirli olmayı yasaklamış; mütevâzi, alçakgönüllü olmayı emr ve tavsiye etmiş; iyiliği, cömertliği, misafirperverliği, yardımlaşmayı, paylaşmayı emir buyurmuştur.
Adiyy b. Hatim(ra)'den rivayete göre:
"Yarım hurma ile de olsa kendinizi cehennem ateşinden koruyunuz" buyurur. Cömertliği, keremi övmüş, cimriliği yermiştir.
Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm bize lisan(dil) âfetlerinden korunmamızı, ya hayırlı sözler söylememizi, ya da susmamızı emretmiş; bizleri gevezelik, zevzeklik, gıybet, yalan, iftira, lâf ve söz taşımak, fitne ve fesada, nifak ve şikaka yol açacak konuşmalardan kaçınmamızı kesinlikle tenbih etmiştir.
Netice itibariyle hayat tarzı, yaşama biçimi bakımından çok güzel bir örnek ve model olmuştur. Allah(cc)'ın biz kullarından istediği de bu değil mi zaten?...
Gerçek, tasdikî bir imana sahip olmamız, cemaat olarak yaşamamız, bizden olan emir sahiplerine itaat etmemiz, saldırgan küffar ile cihad etmemiz gerektiğini; lüksü, israfı, saçıp savurmayı, Nemrud ve Firavun gibi yaşamamayı; kanaatli olmayı, ihtiyacımızdan fazla tüketmemeyi, din düşmanlarını dost ve veli edinmemeyi ancak Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm'ı örnek alarak gerçekleştirebileceğimizi aklımızdan çıkarmayalım. Aksi halde "Aç susuz, muhtaç, mazlum, bîçareliğimiz"den şikayet etmeye hakkımız yoktur.
Hakimiyet