Selçuklu Belediyesi tarafından düzenlenen sempozyuma Devlet Bakanı Mehmet Aydın da katıldı. Bakan Aydın "Medeniyetimizi anlatmadaki açığımızı en az 100 senede kapatabiliriz" dedi.
Selçuklu Belediyesi tarafından düzenlenen "Anadolu Selçuklu Şehirleri ve Uygarlığı Sempozyumu", Devlet Bakanı Mehmet Aydın'ın da katılımıyla başladı. Rixos Otel'de düzenlenen sempozyuma Bakan Aydın'ın yanı sıra Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı Nadir Alparslan, Vali Yardımcısı Nevzat Dalkıran, Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, Rektör Prof. Dr. Süleyman Okudan, AK Parti Konya milletvekilleri, Selçuklu Belediye Başkanı Adem Esen, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak, davetli belediye başkanları, akademisyenler, öğrenciler ve davetliler katıldı.
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Selçuklu Belediye Başkanı Adem Esen, belediye olarak kullandıkları ismin ağırlığı ve sorumluluğu çerçevesinde çalıştıklarını belirterek, "İlçe sınırlarımız içinde bulunan ve Selçuklu döneminden kalan tarihi eserleri koruma konusunda çalışmalarımız sürüyor. Özellikle restorasyon ve eserlerin geri kazanımı konusunda önemli adımlar attık ve atmaya da devam edeceğiz. Anadolu'yu bize vatan yapan atalarımız olan Selçuklu dönemiyle ilgili böyle bir proje hazırlamayı düşündük. Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül Konya'ya geldiğinde, bu projeyi kendisine sunduk ve o da projeye hamilik yapacağını söylemişti. Gerçekten de gerek hazırladığımız fotoğraf albümü, gerekse bu sempozyuma hamilik yaparak bize çok yardımcı oldu. Biz bu sempozyumun ardından yurt dışında bulunan Selçuklu eserleriyle ilgili de bir proje hazırlamak istiyoruz" dedi.
"KÜRESELLEŞMENİN GETİRDİĞİ YIPRATMA MANEVİ BİRİKİME DOKUNAMIYOR"
Devlet Bakanı Mehmet Aydın, küreselleşmenin getirdiği yıpratmanın manevi birikime dokunamadığını ifade ederek, "Artık ülkeler küreselleşiyoruz diye manevi birikimini geride bırakmıyor. Kültür konuları artık diplomatik ve siyasi bir konu haline gelmiştir. Bizim hem geçmişimize vefa ve ahlaki borcumuz var ve bu borç bizlerin stratejik vazifemizdir. Gelecek kuşaklara karşı da vazifemiz vardır. Kültür ve tarih sadece mazi bilgisi değildir. Bugün Türkiye'de ve İslam dünyasında yaşanan bu huzursuzluklar
geçmişimizden kaynaklanıyor. Büyük milletlerin, büyük medeniyetler inşa etmiş devletlerin büyük olmaktan başka seçeneği yoktur. Osmanlı, Selçuklu gibi bir geçmişiniz olacak; ancak bugün yaşadığınız dünyada o kadar büyük bir yerde olmayacaksınız. Bu insana ızdırap verir. Son birkaç yılda bu ızdırabı yaşayarak gördük. Ben bu konunun hasbelkader tam ortasında bulundum. Türkiye, Avrupa Birliği'ne girme konusunda bir çaba ortaya koyuyor ve önümüze daha önce hiç olmayan engellerin çıktığını görüyorsunuz.
Önce nüfusunuz çok dediler. Bu büyüklüğün avantajlarını düşünmek gerek. Böyle genç nüfusla neler yapılmaz ki. Daha sonra çok fakirsiniz dediler. O çok lafını geri alın dedik. Ekonomimiz gelişen ekonomiler içinde yer alıyor, her türlü zorluğa rağmen geleceğini parlak görüyorum. Dediler ki kültürünüz çok farklı. Benim 3,5 senem bunu ispat etmekle geçti. AB söz konusu olduğunda 2 alana 3. alan ilave edildi. Ekonomi ve siyasi sürecin ardından bir de kültürü ortaya çıkardılar. Kültür konusu Avrupa'nın sokaklarında değil, artık karar verici mercilerde de konuşulmaya başlandı. 3,5 sene içinde 150 yere gittim. Şunu söylememiz gerekir; kültürü en az bilinen kültürler arasındayız. Büyük bir medeniyetimiz var ama bilgi birikimi çok az. Konya, Hz. Mevlana ile şanslı olan bir yer. Bugün Mesnevi olmasaydı kendimizi anlatmakta gerçekten zorluk çekerdik. Mesnevi ile AB'ye giderseniz söyleyecekleri şey, 'Böyle bir eserin vücut bulduğu medeniyet sıradan bir medeniyet olamaz' der. Bu eserde 72 milletin bilgi birikimi ve duygu zenginliği var. Büyük bir medeniyet sermayesi yoksa Mevlanalar yetişmez. Biz Türkiye olarak aynı zamanda medeniyetler ittifakına sahip çıktık. Kendi medeniyetimizi anlatma şansımız olacak. Ancak kültürümüzü anlatmakta açığımızı 100 senede ancak kapatabiliriz" diye konuştu.
"ANADOLU'NUN MEDENİYETLEŞMESİNDE EN ÖNEMLİ MÜHRÜ SELÇUKLULAR VURMUŞTUR"
Tarihi Kentler Birliği Başkanı ve Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki, Anadolu Selçuklu Devleti'nin geldiği Anadolu topraklarına mührünü vurduğunu dile getirerek, "Selçuklu sadece kavimlerle ve kendi iç hesaplaşmalarıyla değil Anadolu'da Türklerin yaşamasını istemeyen Haçlı ordularıyla mücadele etti. Ancak bu mücadelelere rağmen Selçuklu gittiği her yere mührünü vurmuştur, eserler bırakmıştır. En önemli konu ise Anadolu'nun medeniyetleşmesinde en önemli mührü Selçuklular vurmuştur" şeklinde konuştu. Belediyeler Birliği Başkanı ve Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak, belediyeler olarak tarihe ve tarihi eserlere eskiden sahip çıkmadıklarını ifade ederek, "O zamanlar kendi ellerimizle tarihi yok ettik. Daha sonra şehirleşmeyle tarihi değerlerimizin birer birer yok olduğunu yaşadık. Bu değişimde tarihi değerlerimiz geri dönmemek üzere yok edildi. Ben şunu söylüyorum: Eğer tarihi eserlerimizi koruyamıyorsak, şehirleşmeyi tarihi eserlerin uzağına doğru yaparak onları koruyabiliriz" dedi. Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, sempozyuma davet edilen belediyeler olarak büyük bir tarihi mirası taşıdıklarını vurgulayarak, "Tarihi eserlerin korunması konusunda artık büyük bir uyanış yaşanıyor. Bu eserleri koruma, güçlendirme ve geri kazanımı yolunda belediyelerimizin büyük gayretleri var. Birkaç ay önce düzenlediğimiz Tarihi Kentler Birliği Konferansı'nda yerli ve yabancı herkesin aynı düşünceleri paylaştığını gördük. Biz belediyeler olarak Konya'da güzel bir işbirliği içinde çalışıyoruz. Selçuklu Belediyesi, Selçuklu eserlerinin geri kazanımında büyük gayret gösteriyor. Biz de elimizden gelen desteği veriyoruz" diye konuştu. Selçuklu Belediyesi tarafından hazırlanan belgeselin ardından sempozyumun ilk oturumuna geçildi. iha