Kentsel belleğin en önemli kolektif mekanları olarak bazı yerler vardır ki hiç unutulmazlar. Araplar mahallesi denilince en başta Araplar çeşmesi akla gelir. Araplar çeşmesi ile birlikte Ak cami, Kavak altı, Saksağanlar sokak ve camisi ile şimdi yerinde yeller esen Cıngırıklı Kuyu Araplar semtinin en önemli simgeleri ve hatıra merkezi demektir.
Konya'nın kadim semtlerinden olan Araplar Mahallesi'ndeki hafızalarda yer eden tüm tarihsel doku benzer birçok mahallede olduğu gibi birbirine benzerdi. 1950’li yıllardan 2010’lara kadar 60 yıldır bir iki katlı bahçeli, bitişik nizam, hayatlı ve tandırlı, kerpiç ve tuğla evler olarak bilinirdi. Kadim mahalleler ve orada yaşayanlar ne kadar zamana ve betonarme yapılara dirense de son 5-10 yılda birdenbire görünümleri değişti. Eskiyi anımsatan hiçbir ev ve sokak görüntüsü kalmadı.
Güzel bir hizmet olarak Ak cami restore edildi. Araplar çeşmesi ise kör tapalı, suları kesik, cephesi boyalı ve etrafı çöplük içinde kaldı. Son 5 yıl içinde bu kötü durumu sosyal medyada dile getirdim. Yerel medyada yer almasına vesile oldum. Araplar çeşmesi hakkında fakiri pür taksir olarak kitabesini çözümleme çalışması yaptım. Araplar çeşmesi hakkında bu anlamda bir ilk olan araştırma dosyası yayınladım. Bunca dile getirilmesine rağmen Araplar çeşmesi hala restore edilmeyi ve makus kaderinden kurtarılmayı bekliyor. (https://www.yenihaberden.com/konyadaki-152-yillik-yapi-virane-hale-geldi-1810829h.htm)
1872 yılında Ali Ağa tarafından yaptırılan tarihi Araplar çeşmesinin kitabesinde:
Maşâallah/1314
Bu çeşmeyi üç mahallâtın şurbuna kıldım ayân
Kayacık Sinân dahi Orta Sinân
Ehl-i hayrât Sa' idüb ta’mîrine
İki tarafdan suyu oldu revân
HAK rızasına muvafık eylesün
Bin üç yüz dahi on dört temâm.
Yazılıdır.
Çeşmenin banisi Ali Ağa’nın kim olduğu ise bilinmemektedir. Mahalleye Küçük Sinan çeşmesi ve Karakayış çeşmesini de yaptırdığına göre maddi durumu iyi olan bir kişi olmalıdır. Bu çeşmelerin vakfiyeleri ve hayırsever Ali Ağa’nın biyografisi ile kabrinin Konya’da olup olmadığı meçhuldür. Vakıflar Bölge Müdürlüğü, KOSKİ ve yerel yönetimlerce Ali Ağa’nın kimliği araştırılmalıdır. Bu çalışma mahalleye asırlık çeşmeler hediye eden ve hayır yapan bir kişiye her şeyden önce bir şükran ve ahd-e vefa göstergesi olacaktır.
Kavak altında ise kavak ağacı kalmadığı gibi aynı ismi taşıyan cami ile Sedirlere giden sokak başındaki meşhur Cıngırıklı kuyu bile kalmadı. Önce At arabaları trafikten kalktı. Sonra onların kullandığı çeşme kapatıldı. Bir süre öyle kaldı. Sonra yerine ufak bir tatlı su çeşmesi koyup üzerine minyatür Cıngırıklı kuyu sembolü konulmuştu. En son o kuyu sembolü de ortadan kalktı. Vasıfsız bir çeşme insanlarda bir çağrışım yapmadan öylece kaldırımda durmaktadır.
Çıngırıklı kuyunun arkasındaki bahçe içinde dönme dolapla çıkarılan kuyu ve havuz vardı. Bizim çocukluk yaramazlığı ile hep bahçesine atlayıp çağla kayısı, badem yolduğumuz rahmetli Ali Ağa'nın bahçesi ise toplu konut alanı oldu. Önünden Sedirlere giden ve sol tarafı üzüm bağları olan puştalar ise biz ilkokulu bitirirken çoktan ortadan kalkmıştı. Önce bahçeli ev ortadan kalktı, sonra apartman ile kaplandı. Üstelik Sedirlere giden ara bağlantı yolu da site duvarları ile kapatılmış. (https://www.yenihaberden.com/araplar-saksagan-sokak-derler-15578yy.htm)
Zaman içinde Ak cami ile Araplar çeşmesi arası trafik yoğunluğu ile lambalı dört yol oldu. Araplar çeşmesi ile Kavak altı arasındaki Kayacık Araplar sok/ Saksağanlar sokaktaki evler ise sağlı sollu komple yıkıldı. Beton makineleri ile harıl harıl yeni apartmanlar yükseliyor. Devran tabi ki dönecek, kentler ve semtler yenilenecektir. Ancak yerel yönetimlerce kentsel dönüşüm yapılırken kent belleğini korumak gerekir. Yeni imar ve çevre düzenlemesi hazırlanırken toplumsal hafızanın yaşatılmasına özen göstermek gerekir. Mahalleyi temsil eden sembol mimari eserleri ayakta tutmak ve mahalleyi özüne yabancı hale getirmemek gerekir. Bu yaklaşım tarihe saygı ve mimari bir gereklilik olduğu kadar insani bir vecibedir.
Yerel yönetimler ve mülk sahipleri nitelikli ev, konak, yeşil alan ve kültürel miras unsuru olan cami, çeşme ve mıntıkaya adını veren noktaları ve doğal unsurları (İlyasın Kavakları da yok artık) muhafaza etmelidir. Yazımız konu olan 153 yıllık tarihi Araplar çeşmesini ve Saksağanlar çeşmesini ve imitasyon dahi olsa Cıngırıklı kuyuyu koruma altına alıp yenilenmelidir. Yani bugünden yarına intikal etmesini sağlamalıdırlar.
Saksağanlar sokak gibi sadece tabelada ismi ve bir tek tarihi Saksağanlar cami ve Saksağanlar çeşmesi dışında hiçbir şey olmayan bir çıplak mıntıka haline dönüşmemeliydi. Mesela Araplar çeşmesinden Kavak altına doğru giderken yıllardır ayakta olan tek katlı ve hayatlı kerpiç evler koruma altına alınmalı idi. Saksağan caminin karşısındaki iki katlı kerpiçten otantik Vadıkların evi ile biraz daha ilerdeki iki katlı fiskiyeli havuzlu Dokumacı Mehmet Aracan evi, Koreli Hasan ve Aşık Ömer’in evi bu tür evlerdendi. Yıkılmak ve müteahhite verilmek yerine ilgili kurumlarca istimlak edilip restore edilmeli idi. Kentsel dönüşüm kapsamında geleneksel Konya evleri ile yeni apartman blokları harmonize edilmeli idi.
Artık Araplar, Karaciğan, Küçük Sinan, Büyük Sinan, Sedirler, Sarı Yakup, Topraklık gibi kadim semtlerde saymaca ve çok az Konya evi kaldı. Hatta Türbe önünde türkülere pelesenk olan eski Konya evleri de kalmadı. Bazı noktalarda kısmen restore edilen ve içinde oturulan 15-20 civarında Konya evi kaldı. Tıpkı Meram'da, Dere’de, Aşkan, Uluırmak, Evdireşe ve Hoca Fakıh tarafında elle gösterilecek doğru dürüst bir Konya bağ evi kalmadığı gibi.
1952 yılında Mimar Celile Berk, 50 civarında Konya evini fotoğraflayıp doktora tezi olarak yayınlamıştı. Bu evlerden de 1-2 tanesi kaldı. O evlerden biri virane halde tamir edilmeyi bekleyen Nakipoğlu evidir. Karatay ve Meram'da ise restore edilmeyi bekleyen sayılı evler dışında Konya evi bulunmuyor. Şehir merkezi dışında ise tarafımdan fotoğraflanan Hatıp ve Gödene'deki kerpiç evler dışında maalesef orijinal Konya evi bulunmuyor. Buradaki kerpiç ve ahşap evlerin çoğunluğu ise metruk durumda bulunuyor. Zamanla plastik cephe giydirme yapılmış ya da yıkılıp gidiyor. Yerlerine modern evler inşa ediliyor. Kentsel bellek açısından tamir ve bakıma ihtiyaç duyan otantik evleri sağlıklı biçimde restore etmek ve modern doku ile uyumlu tutan ve koruyan bir imar politikası izlenmelidir. (https://www.yenihaberden.com/godene-mahallesinde-son-kerpic-evler-14196yy.htm)
Hülasa bir kenti yaşanılır kılan kadim mahalleleri şehir hafızası yönünden korumak kuşaklar arası bir iletişime imkân verecektir. Yıllar önce Prof. Dr. Saim Sakaoğlu hocam çocukluğumun sokağı ve evi yok diye Çaybaşı semtini, sokakları ve yıkılan evlerini yazarak hüzünle kitaplaştırmıştı. Hayfa ki benim ve birçok kişinin çocukluğunun geçtiği Saksağanlar sokakta artık yok.
Çeşmeler bizim bu topraklardaki ecdat yadigarı mimari ve sanat tarihi yönünden tapu senetlerimizdir. Ali Ağanın yaptırdığı Araplar çeşmesi ve Şehit Sadık İlkokulu karşısındaki 1908 tarihli Karakayış çeşmesi ile 1920 tarihli Saksağanlar sokak çeşmesi gibi tarihi çeşmeler duvar yazıları için kullanmamalıdır. Bu davranışlar ecdat yadigarı tarihi eserlere karşı saygısızlık ve vandalizmdir. Kamera ile kontrol ve polisiye takip yapılmalıdır. Mevzuatta yer alan adli ve idari hapis cezaları ve para cezaları ivedilikle uygulanmalıdır.
Araplar çeşmesi bu anlamda ilgili kurum ve kuruluşlardan bir dokunuş, bir çözüm ve kelimenin tam anlamıyla yıllardır bir himmet bekliyor. Allah ondan razı olsun Ali Ağa'nın sadaka-i cariyesi olarak mahalle halkına ve Konya’mıza kazandırdığı tarihi Araplar çeşmesi kör tapalardan kurtarılmalıdır. İki lülesinden su akıtılmalıdır. Çeşmeyi adeta kuşatan etrafındaki çöp konteynerleri kaldırılmalı ve çeşme temizlenmelidir. Araplar çeşmesini hem erişim kolaylığı sağlamak hem yaşatmak için yol ortasından Ak cami müştemilatı içine taşınmalıdır. Bu sayede Araplar mahallesi denilince Araplar çeşmesi ile birlikte anılan en önemli mekân olan Ak cami ile bütünleşmiş olacaktır.
Her zaman dile getirdiğim gibi bu tür tarihi eserlerin üzerinde mutlaka orijinal kitabesini açıklayan ve tanıtan barkod konulmalıdır. Akıllı telefonlar üzerinden web sayfasına erişim sağlanmalıdır. Bu hem mahalle insanının hem gelip geçen kişilerin tarihi eser hakkında doğrudan bilgi edinmesine vesile olacaktır. Konya’da bulunan asırlık tarihi çeşmelerin turistik gezi rotaları içine dahil edilmeleri Konya turizmi için bir kazanç olacaktır.