Bu yıl, aziz şairimiz Yahya Kemal Beyatlı'nın vefatının 50. yıldönümü. Kültür ve Turizm Ba-kanlığı, 2008'i,"Yahya Kemal Beyatlı Yılı" ilân etti. Yerinde ve her türlü takdire, tebrike şâyân bir karar. Kişiliği, fikirleri, sanat hayatı, değişik açılardan ve yeni yaklaşımlarla ele alınacak. Millî ve milletlerarası sergi ve sempozyumlar düzenlenecek. Armağan kitaplar yayınlanacak. Eserleri yeniden basılacak. Şiirleri CD halinde sunulacak. Başka şiirleri de bestelenilecek. Böylece, Türk kültür ve tefekkürünün bu büyük şahsiyeti medâr-ı iftihârımız, yıl boyunca daha farklı şekilde anılacak.
Büyük şairimizin bir bakıma "ba'sü ba'de'l-mevt"i demek olan bu kararda bizi gerçekten heyecanlandıran bir başka güzellik de, büyük şairimizin hayatında yer alan tarihî mekânların bir bir tespit edilerek, hatıralarının canlandırılması düşüncesidir.
Ünlü sosyolog ıbn-i Haldun : "Büyüklerine hürmet etmiyen milletler, büyük adam yetiştire-mezler. " der. ılim, fikir ve sanata değer veren toplumlar, büyüklerine ve onların hatıralarına sahip çıkarlar. Bu hassasiyyet, Batı'da çok yaygın. Bizde de çok güzel örnekleri var. Frankfurt'ta "Goethe Evi", Nürnberg 'de "Albrecht - Dürer Evi", birer meşhur müzedir. Her gün hayranları tarafından ziyaret edilirler. Bizim bu tür vefakârlığımıza örnek olarak bir çokları arasında, ıstanbul'da" ısmail Dede Efendi Evi"ni, "Sakıp Sabancı Köşkü"nü; Selânik başta olmak üzere birçok ilimizdeki "Ata-türk Evi"ni; Ankara'da Taceddin Efendi Dergâhı'ndaki" Mehmet Âkif Ersoy Evi"ni; Bursa'da" Fâtih Sultan Mehmet Köşkü"nü, Konya'da" A. R. ızzet Koyunoğlu Evi"ni gösterebiliriz.
Yahya Kemal Beyatlı'nın unutulmaz hatıralarını taşıyan yerlerden birisi de, Paris. O dönemde de Paris, her kesin hayal ve arzu ettiği bir şehir. Paris gitmeyenin ömrünün yarısı boşa gitmiş sayılırdı. Nitekim bir zamanlar Paris Sefaretimiz'de imamlık görevi yapan şair Tahsin Efendi:
"Paris'e git hey efendi, akl u fikrin var ise;
Âleme gelmiş sayılmaz gitmeyenler Paris'e . "
şeklinde hararetli tenbih ve tavsiyede bulunur. Buna paralel ileri görüş ve düşüncelerinden, Paris'e ve Parisliler'e hayranlığından dolayı "Mösyö Tahsin" diye anılmıştır. 19 'uncu ve 20'inci asırlarda aydınlarımıza hâkim olan görüş budur.
Yahya Kemal de, eğitim ve öğretim yapmak için Paris'e gitmiştir. Daha sonraları da orada uzun süre kalmıştır. Paris yıllarını sık sık yâd ederek, "Eski Paris'te bir ömür geçti" derdi. Orayı çok sevmiştir. Pek çok dost edinmiştir. Unutulmaz hatıraları vardır .
Öğrencilik yıllarında oradan babasına kartpostallar gönderir. Bunlar arasında ressam Yvon 'nıun," Napolleon ordusunun Rusya'dan çekilişi", Jean - Paul Laurens 'ın "Musiki" tablolarının; Victor Hugo, Beethoven, Tolstoi, General Lafayette, Danton, Rouget de L'ısle, De Max, Jeanne Hading, Paul Verlaine, Victorien Sardou, Edmond Rostand, Sorel, Paul Mounet, Mounet Solly, Georges Rodenbach, Camille Desmoulins, Leloir, Max Dearly, Sarah Berhard, Rembrandt, Leonardo da Vinci, Cécile Sorel, Michelangelo gibi kültür, sanat, fikir ve siyaset tarihinde büyük izleri olan daha birçok ünlü şahsiyetin resimleri bunlardan. Louvre, Trokadero müzelerinin, Paris Opera binası-nın, Eifel Kulesi'nin, Brüksel'in, Ostende'nin, Liége 'nin, Spa'nın genel görünümleri de var.
Bu resimlerin seçilip, tercih edilmesinden, arkasındaki notlarından ve yazdığı mektuplarından, onun o yaş ve yıllardaki düşünce, ilgi ve bilgileri hakkında çeşitli kanaatler edinmekteyiz. Yine bunların satır ve satır aralarında, kendisini oralarda okutmak için elinden gelen her türlü fedakârlığı gösteren babaya duyulan sevgi, saygı ve minnet duygularını okumak mümkün.
Onun son derece vefalı ve kadirşinas dostları, yıllar önce bir "Yahya Kemal Enstitüsü" kurmuşlardı. Değerli edebiyatçımız Nihad Sami Banarlı'nın üstün gayretleri ile, Çarşıkapı'da faali-yete geçirilen bu enstitü, ulu şairimize dair kıymetli eserler yayınladı. Her yıl kabri başında ve çeşitli salonlarda anma törenleri düzenledi. Yüce şairimizin zâtî eşyalarından oluşan özel müzeyi ve zengin arşivi hayranlarına sundu. Türk Edebiyatı Derneği ve Vakfı, Türk Musikî Birliği, Ya-zarlar Birliği, Kubbealtı Akademisi gibi kuruluşlar, çeşitli törenler yaparak, sevgi ve saygısının yeni nesillerin gönüllerine yerleştirilmesine ve ölümsüz ruhuna Fatiha'lar gönderilmesine büyük gayret gösterdiler.
Bu yıl daha geniş, köklü ve kapsamlı; gelecek nesillere ışık tutacak mânâ ve mâhiyette, kalıcı, yurt dışına da yansıyıcı faaliyetler gerçekleştirilecek .
Böylece, aziz şairimize olan şükran borcumuzu ödemeye özen gösterilecek .
Bilirsiniz Paris kahveleri, buraya devamlı gelip, sohbetler yapan ünlü şahsiyetlerle meşhurdur. . Yahya Kemal'in de hemen her gün gittiği bir kahve vardır: "La Closerie des Lilas". Montparnesse Bulvarı'ndadır. ıki yüz yıllık maziye, otantik mimariye sahiptir . Zevkle döşenmiş geniş salonu ; bol ve gür yapraklı, serin gölgeli ağaçların altındaki rahat koltuk, kanepe ve ma-saları ile tam bir mola, buluşma ve sohbet yeridir. Kışın tatlı bir sıcaklığı, yazın doyulmaz serinliği vardır.
Şairimiz, buranın müdavimlerindendir. Tanınmış şair Jean Moreas başta olmak üzere daha bir çok ünlü kişilerle burada saatlerce süren fikir, sanat sohbetleri yapardı.
Benim burada temas etmek istediğim şey, ayakta alkışlanılacak bir vefa örneği; Kahve sahibi-nin ona olan sevgi, saygısına ve vefa duygusuna bakınız ki, şairimizin her zaman oturduğu masanın üzerine, pirinçten bir "Yahya Kemal"plâketi yerleştirmiş olmasıdır.
Bu yılki programda, bu kahvede kısa bir anma konuşması yapılarak, o masaya bir zarif çiçek buketinin bırakılması ve bu günkü sahibine bir teşekkür şiltinin armağan edilmesi, bize yakışan bir şükran ifadesi olacaktır. Bunun aynı zamanda, bize düşen bir vefa ve kadirşinaslık hareketi ve değerlerimize sahip çıkışımızın nezih bir tezahürü olacağı düşüncesindeyim. .
Tabii ki, şairimizin Üsküp'deki doğduğu evi de hatırlamamak mümkün değil. .
Hoş sedaları "Gök Kubbemiz" de kalacak, ona lâyık, bize yaraşır faaliyetlerle ihya edilecek bu anma yılı, emeği geçenlerin daima minnet ve şükranla yâdedilmelerini sağlayacaktır.
Yılın sonunda ona, Ârif Nihat Asya'mızın diliyle şöyle seslenmek niyazındayız :
Yahya Kemal
Âşıkların, andık seni sohbet sohbet. .
Andık seni, yandık sana gurbet gurbet. .
Ardında teselli yine şi'rindi Kemal . . .
Şi'rin ki şurup şuruptu, şerbet şerbet .
Kendisine şiiri terennüm, nesri tefekkür, tarihimizi tesbih, kültürümüzü tehlil, sanatımızı tezkir edinen ulu şairimiz ! Sen gönüllerimizde her zaman var ol, ebediyyen yaşa.
Merhaba