Hafta sonunda Yazarlar Birliğinin Eskişehir Odunpazarı İlçesine düzenlemiş olduğu gezi hoş bir ortamda geçti.Daha önceleri kenarından kıyısından gördüğümüz ortasından Porsuk Çayı geçen , Osmangazi Üniversitesi ve Anadolu Üniversitesi nedeniyle bir öğrenci kenti görünümünde olan Eskişehir'i bu geziyle daha yakından tanıma fırsatı bulduk.
Cumartesi akşamüzeri vardığımız Odunpazarı'nda bizi belediye başkanı Burhan Sakallı karşıladı ve akşam yemeğine kadarki zaman diliminde bizi Odunpazarı evlerinin bulunduğu tarihi sokağı ve o sokakta sadece cumartesi günleri ev hanımlarının kuskus, erişte, mantı, ,dantel masa örtüsü, kolye, küpe gibi kendi üretimleri olan ürünleri satmaları için kurulan pazarı gezdirdi. Bu sokakla birlikte nelerin değiştiğini halkın sosyo kültürel yapısında meydana gelen iyileşmelerden bahsetti. Yapılan işler güzeldi. Faaliyetler kayda değer faaliyetlerdi. Halkta dâhil pek çok kişi bu hizmetlerden oldukça memnundu. Yıkılmaya yüz tutmuş tarihi ve kültürel değerler yeniden inşa edilmiş geçmiş ve gelecek arasındaki bağ güçlendirilmiş. Harabeler hayat bulmuş, garip gurabâ şenlenmiş, fakir fukaranın ekmeğine birkaç dilim daha eklenmiş.
Ancak bizim dikkatimizi çeken en önemli husus fiziki hizmetler değildi. Başkanın halk ile arasında olan ünsiyeti ve canlılığıydı. Başkan ve eşi halkıyla birebir iletişim kurmuş, onlarla yolda sokakta selamlaşıyor, kucaklaşıyor, şakalaşıyor. Her iki taraf birbiri ile sımsıcak bir etkileşim içerisinde. Bir sevgi paylaşımı oluşturulmuş. İlçe halkı başkanlarına karşı saygılı, başkanları da onlara karşı mütebessim. Birbirlerini gördükleri zaman hal ve hatırlarını soruyorlar, çay-kahve ikram ediyorlar. Halktan biri gibi sokaklarda caddelerde dolaşan başkana halk dilek ve şikâyetlerini gayet rahat bir şekilde birinci elden anlatıyor, başkan da yapılan işlemleri bizzat kendisi not alıp takip ediyor. Bu normalde olması gereken bir durumdu belki ama biz böyle bir duruma yabancı olduğumuz için olsa gerek biraz garip geldi doğrusu. İlçe halkıyla bir bütünlük oluşturmuş sayın başkan. Haliyle vatandaşta başkanını bu tavırlarından dolayı takdir ediyor, seviyor başkanını. Bunu orada açık bir biçimde gördük. Eski durumla yeni durumun mukayesesini gayet güzel yapıyorlar. Yanımıza yaklaşan pek çok vatandaş bulunduğumuz yerin eskiden nasıl içler acısı bir durumda iken şimdi nasıl güzelleştiğini anlatıyor, başkan da yap iyiliği at denize, balık bilmezse Halık bilir esprisiyle hizmet ediyor kentine. Takdirini seçmene bırakmış. Elbette tüm vatandaşı memnun etmek mümkün değildir. Bu eşyanın tabiatına da terstir. Ancak vatandaş kimin ne yaptığını niçin yaptığını gayet iyi gözlemliyor. Reklâm masraflarını kendi tabiriyle "fakirin fakirine" mikro kredi olarak yönlendirmiş başkan. Hiçbir parkta bahçede yolda sokakta reklâm panolarında üstgeçitlerde belediyenin ve başkanın devasa reklâmlarını göremedik İlçe sakinlerine kendisini reklâmlarla tanıtmıyor. Eşiyle birlikte mütevazı bir şekilde cadde, sokak, park, bahçe, çarşı pazar geziyor. Halk onu açılışlarda, reklâm panolarında, törenlerde değil sokakta ilçe halkıyla birlikte olan biri olarak tanıyor.
Hâsılı Başkan bir tık ötenizde değil, bir nefes ötenizde. Elinizi uzattığınızda ona dokunabiliyor, elini sıkabiliyorsunuz.