Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Şubesi tarafından her hafta mutad düzenlenen söyleşiler kapsamında Prof. Dr. Mikail Bayram "Selçuklu Devlet Yapısı" konusuyla katımcılara hitap etti. Selçuklu Devleti'nin Anadolu'ya nasıl girdiği ile ilgili olarak bilgi veren Bayram, "Türk'ler Anadolu'ya resmen girmeden önce gayriresmi bazı giriş çıkışlar yapmıştı. Bundan rahatsız olan İmparator Romen Diyojen, ordularını doğu seferine çıkarttı. Türklerle Malazgirt Meydanı'nda karşı karşıya gelen Diyojen'in orduları büyük bir yenilgi alarak, ganimetlerini ve geniş çaplı topraklarını Türk'lere bırakmak zorunda kaldı. Malazgirt Zaferi'nden sonraki yüzyıllık süreçte de askeri operasyonlar devam etti" dedi.
ANADOLU'NUN TÜRKLEŞİP İSLAMLAŞMASINDA BEYLİKLERİN KATKISI
Büyük Selçuklu Devleti'nin kuruluşu sonrası Anadolu topraklarının Türkleşip İslamlaştırıldığını kaydeden Bayram, "Tabii bu süre zarfında Anadolu'nun muhtelif yerlerinde çeşitli beylikler kuruldu. Bu beylikler de Büyük Selçuklu Devleti'ne bağlı faaliyetlerde bulundu. Anadolu topraklarında Türklüğün ve İslam'ın geniş çaplı yer bulmasında bu beylikler büyük katkıları vardır" diye konuştu.
SELÇUKLULAR'DA ŞEHZADELERİN ADI MELİK İDİ
Büyük Selçuklu Devleti'nin örgütlenme biçimiyle, kendisinden önceki İslam devletlerine benzediğini vurgulayan Bayram, "Hint-İran devlet anlayışını yansıtan bu örgütlenmede, eski Türk devlet geleneğinin de belirgin etkisi vardı. Eski Türk devlet geleneğinde olduğu gibi, Büyük Selçuklu Devleti'nde de ülke toprakları hanedanın ortak malı sayılıyordu. Bundan dolayı Büyük Selçuklu toprakları eyaletlere bölünmüştü. Eyaletlerin yönetimi de Melik olarak adlandırılan hanedanın erkek üyelerine bırakılmıştı. Tuğrul Bey'den önce boy başkanına Oğuz geleneğine göre Yabgu deniyordu. İslam dininin benimsenmesinden sonra, hükümdarlar İslam devletlerindeki geleneğe uyarak "sultan" ünvanı ile anıldılar. Suriye Selçukluları ile Kirman Selçukluları'na Irak Selçukluları da katıldı" şeklinde konuştu.
KARARLAR DİVAN-I ALA'DA ALINIRDI
Büyük Selçuklu topraklarına göçen yeni Oğuz boylarının da iç düzeni büyük ölçüde sarstığını ve bu karışıklık döneminde Harzemşahlar'ın, Büyük Selçuklu toprakların büyük bölümünü ele geçirdiğini vurgulayan Bayram, "Başkentte oturan sultan, devletin mutlak egemeniydi. Bütün atamalar ve toprak dağıtımı sultanın buyruğuyla yapılıyordu. Ayrıca sultan yüksek yargı kurullarına da başkanlık ediyordu. Hükümdarların 'danışman'ı konumundaki kişiler yönetimde önemli rol oynuyorlardı. Alparslan döneminde bu göreve getirilen Nizamülmülk, İslam geleneği uyarınca vezir unvanı aldı ve devlet yönetiminde köklü değişiklikler yaptı. Nizamülmülk, devlet yönetimine ilişkin anlayışını Siyasetname adlı kitabında da anlatmıştır. Büyük Selçuklu Devleti'nde devlet işleri "Divan-ı Âlâ" adı verilen bir kurulda görüşülür ve karara bağlanırdı" şeklinde konuştu.
MEMURLAR İLE SÜREKLİ ORDUDAKİ ASKERLER MAAŞ ALIYORLARDI
Selçuklu Devleti'nde ayrıca maliye, askerlik ve adalet işleriyle uğraşan başka divanların da olduğunu, meliklerin yönetimindeki eyaletlerde de büyük ölçüde merkezdeki örgütlenmenin örnek alındığını vurgulayan Bayram, Büyük Selçuklu Devleti'nde toplumsal ve ekonomik yaşamı anlattı. Bayram şu ifadelere yer verdi: "Büyük Selçuklu Devleti'ndeki Oğuz boyları ve başka bazı topluluklar göçebeydiler. Oğuz boylarının başında bir bey bulunuyordu. Bu göçebe topluluklar geçimlerini hayvancılıkla sağlıyorlardı ve otlak bulmak için de mevsimlere göre yer değiştiriyorlardı. Devlet göçebe topluluklardan otlak vergisi alıyordu. Yerleşik nüfus ise çiftçilik, zanaatçılık ve ticaretle uğraşıyordu. Kentlerdeki tüccar ve esnaf, işkollarına göre loncalar biçiminde örgütlenmişti. Merkezi devlette görevli memurlar ile sürekli ordudaki askerler maaş alıyorlardı." Yapılan konuşmaların ardından Konya Büyükşehir Belediyesi Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanı Ahmet Köseoğlu, Bayram'a günün anlam ve önemine binaen katılım belgesi takdiminde bulundu.
ANADOLU'NUN TÜRKLEŞİP İSLAMLAŞMASINDA BEYLİKLERİN KATKISI
Büyük Selçuklu Devleti'nin kuruluşu sonrası Anadolu topraklarının Türkleşip İslamlaştırıldığını kaydeden Bayram, "Tabii bu süre zarfında Anadolu'nun muhtelif yerlerinde çeşitli beylikler kuruldu. Bu beylikler de Büyük Selçuklu Devleti'ne bağlı faaliyetlerde bulundu. Anadolu topraklarında Türklüğün ve İslam'ın geniş çaplı yer bulmasında bu beylikler büyük katkıları vardır" diye konuştu.
SELÇUKLULAR'DA ŞEHZADELERİN ADI MELİK İDİ
Büyük Selçuklu Devleti'nin örgütlenme biçimiyle, kendisinden önceki İslam devletlerine benzediğini vurgulayan Bayram, "Hint-İran devlet anlayışını yansıtan bu örgütlenmede, eski Türk devlet geleneğinin de belirgin etkisi vardı. Eski Türk devlet geleneğinde olduğu gibi, Büyük Selçuklu Devleti'nde de ülke toprakları hanedanın ortak malı sayılıyordu. Bundan dolayı Büyük Selçuklu toprakları eyaletlere bölünmüştü. Eyaletlerin yönetimi de Melik olarak adlandırılan hanedanın erkek üyelerine bırakılmıştı. Tuğrul Bey'den önce boy başkanına Oğuz geleneğine göre Yabgu deniyordu. İslam dininin benimsenmesinden sonra, hükümdarlar İslam devletlerindeki geleneğe uyarak "sultan" ünvanı ile anıldılar. Suriye Selçukluları ile Kirman Selçukluları'na Irak Selçukluları da katıldı" şeklinde konuştu.
KARARLAR DİVAN-I ALA'DA ALINIRDI
Büyük Selçuklu topraklarına göçen yeni Oğuz boylarının da iç düzeni büyük ölçüde sarstığını ve bu karışıklık döneminde Harzemşahlar'ın, Büyük Selçuklu toprakların büyük bölümünü ele geçirdiğini vurgulayan Bayram, "Başkentte oturan sultan, devletin mutlak egemeniydi. Bütün atamalar ve toprak dağıtımı sultanın buyruğuyla yapılıyordu. Ayrıca sultan yüksek yargı kurullarına da başkanlık ediyordu. Hükümdarların 'danışman'ı konumundaki kişiler yönetimde önemli rol oynuyorlardı. Alparslan döneminde bu göreve getirilen Nizamülmülk, İslam geleneği uyarınca vezir unvanı aldı ve devlet yönetiminde köklü değişiklikler yaptı. Nizamülmülk, devlet yönetimine ilişkin anlayışını Siyasetname adlı kitabında da anlatmıştır. Büyük Selçuklu Devleti'nde devlet işleri "Divan-ı Âlâ" adı verilen bir kurulda görüşülür ve karara bağlanırdı" şeklinde konuştu.
MEMURLAR İLE SÜREKLİ ORDUDAKİ ASKERLER MAAŞ ALIYORLARDI
Selçuklu Devleti'nde ayrıca maliye, askerlik ve adalet işleriyle uğraşan başka divanların da olduğunu, meliklerin yönetimindeki eyaletlerde de büyük ölçüde merkezdeki örgütlenmenin örnek alındığını vurgulayan Bayram, Büyük Selçuklu Devleti'nde toplumsal ve ekonomik yaşamı anlattı. Bayram şu ifadelere yer verdi: "Büyük Selçuklu Devleti'ndeki Oğuz boyları ve başka bazı topluluklar göçebeydiler. Oğuz boylarının başında bir bey bulunuyordu. Bu göçebe topluluklar geçimlerini hayvancılıkla sağlıyorlardı ve otlak bulmak için de mevsimlere göre yer değiştiriyorlardı. Devlet göçebe topluluklardan otlak vergisi alıyordu. Yerleşik nüfus ise çiftçilik, zanaatçılık ve ticaretle uğraşıyordu. Kentlerdeki tüccar ve esnaf, işkollarına göre loncalar biçiminde örgütlenmişti. Merkezi devlette görevli memurlar ile sürekli ordudaki askerler maaş alıyorlardı." Yapılan konuşmaların ardından Konya Büyükşehir Belediyesi Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanı Ahmet Köseoğlu, Bayram'a günün anlam ve önemine binaen katılım belgesi takdiminde bulundu.
****
****
****