Geçirdiği rahatsızlık nedeniyle Acıbadem Kadıköy Hastanesi'nde tedavi gören 94 yaşındaki şair Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın sağlık durumu
Uluslararası üne sahip, 94 yaşındaki şair Fazıl Hüsnü Dağlarca, geçirdiği rahatsızlık nedeniyle son günlerde zor zamanlar yaşıyor. Kadıköy Fazıl Hüsnü Dağlarca Sokağı'ndaki evinde edebi faaliyetlerini sürdürürken, rahatsızlanarak hastaneye kaldıran şairin, sağlık durumunun artık daha iyi olduğuna işaret eden Acıbadem Kadıköy Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mustafa Candan, "Yaşlı bir hasta olduğu için ihtimam gerekiyor tabii, ama umutsuzluğa düşmemek gerek" dedi.
Dağlarca, bir süre önce evinde rahatsızlanarak, Marmara Üniversitesi Hastanesi'ne kaldırılmış, böbrek yetmezliği çektiği için sürekli diyalize sokulmuş ancak şaire bir de akciğer enfeksiyonu teşhisi konulmuştu. Geçtiğimiz günlerde ise Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk tarafından Acıbadem Hastanesi'ne nakledilen Dağlarca'nın sağlık durumunun iyiye doğru gittiği belirtiliyor.
Acıbadem Kadıköy Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mustafa Candan, ANKA'ya yaptığı açıklamada, şairin sağlık durumun ilk geldiği güne nazaran daha iyi ve iyiye doğru gittiğini ifade etti. Prof. Dr. Candan, "Elimizden geldiği kadar iyi bakıyoruz. Kendisi sağlık durumuna ilişkin detaylı bilgi verilmesini istemiyor. Yaşlı bir hasta olduğu için ihtimam gerekiyor tabii, ama umutsuzluğa düşmemek gerek" diye konuştu.
Dağlarca'yı Acıbadem Kadıköy Hastanesi'nde tedavi altına alındığı günden bu yana her gün ziyaret ettiğini söyleyen Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk ise şairin ruhsal durumun da daha iyiye gittiğine işaret etti. Öztürk, "İlk günler konuşmuyordu, cevap vermiyordu. Şimdi gayet sıcak karşılıyor gelenleri. Sevenleri yalnız bırakmıyor. Ruhsal olarak da durumu iyiye gidiyor" dedi.
-"EVİMİ HEMEN MÜZE YAPIN"
Dağlarca'nın yaşamı çok seven, 94 yaşına rağmen esprili ve yaşam dolu bir insan olduğunu dile getiren Öztürk şöyle konuştu:
"Son bir yıldır sürekli olarak görüşüyorduk. Bir zaman Kadıköy'deki evini gençler için, kütüphane cafe yapılmak üzere, müze olarak bağışladığını söylemişti. Ancak o zaman ben çok ciddiye almamıştım. En son, tekrar hatırlatarak, 'Benim bir ayağım çukurda, hemen yap' dedi. İlk önceleri tedavi gördüğü Marmara Üniversitesi Hastanesi'nde hayata küstü, yaralar olmuştu vücudunda sürekli yatmaktan. Olanakları daha fazla olan bir hastaneye yatırılmasına karar verdik. Şimdi akciğerlerine ayrı, böbreğe ayrı bakılıyor, yaralarıyla plastik cerrahlar ilgileniyor. Ben de hemen her gün uğruyorum."
(ANKA)
28.07.2008