· Gaziantep üçü vakıf dört üniversitesi, sekizi ak partiden 11 vekili, 15'in üzerinde günlük, 20'ye yakın haftalık gazete ve 25'e yakın aylık dergisiyle, 7 gazeteciler derneği ve tramvaylarında ücretsin internet hizmetiyle, Irak Başkonsolosluğu, 16 fahri konsolosluğu ve 14 kardeş şehriyle Güneydoğu'nun devamlı göç alan en cazip şehri.
· Gaziantepliler, sıcakkanlı insanlar. Komşuluk münasebetlerinin ise daha güzel ve insanı imrendirecek derecede olduğunu öğreniyoruz. Dışarıdan bir yabancı Gaziantep'e yerleştiği vakit o apartmanda oturan bütün komşular, Antep'li olmayan o yabancı komşusunu elinde bir kap yemekle "hoş geldiniz" diyerek karşılıyormuş.
Gaziantep'i gezimizin ilk günü gezerken Roma döneminde gözetleme kulesi olarak yapılan ve on iki adet kulesi olan Gaziantep Kalesi'ni, onarımda olması dolayısıyla kapalı olduğu için gezemedik. Ya değilse, eski Antep ile yeni Antep'i kale surlarından karşılaştırmalı olarak çekmek suretiyle göz zevkinize sunmak isterdim. Ama kalenin etrafı âdeta tarih kokuyor! Hanları, camileri ve bedesten çarşılarıyla Antep'in dar sokaklarında gezinirken Bakırcılar Çarşısı'nda bulunan Yuşa Aleyhisselam ve Pîr Sefâ Türbesi önünde, pek çok Gaziantep'liyi dua ederken bulduk.
Tarihî bedesteni gezdikten ve çarşılarında alış veriş yaptıktan sonra yorgunluğunuzu, Yaşayan Müze Gümrük Hanı'nda kömürde demlenen çay ya da Gaziantep'e özgü kahveyi yudumlayarak atabilirsiniz. 1781'de Darendeli Hüseyin Paşa tarafından yaptırılan Zincirli Bedesten, restorasyonda olan ve 1479 -1550 yılları arasında hüküm süren son Dülkadiroğlu Beyi Alâüddevle Bozkurt Bey zamanında yaptırılan Alâüddevle Camii, Şirvânî Camii, 1557'de yapılan Tahtanî Camii, 1570'de mescid olarak yapılan ve Osmanlı döneminde camiye dönüştürülen Hacınasır Camii'nin en dikkate değer özelliği ise, burmalı minaresi ile ahşaptan yapılma müezzin mahfilindeki Gaziantep'e özgü kalem işlemeleri görülmeye değer doğrusu. Antep'teki tarihî camilerin bir diğer dikkate değer özelliği ise, kürsî ile minberin içeride olması. Hatta bir mescidde minber, raylı olarak dışarıya çekip imam-hatip Cuma Hutbesi'ni böylece okuduğunu gözlemleyip resimledik. Bu hususiyetin Şeyh Fethullah Camii'nde olmadığını da gördük.
Tarihî Yeni Han'daki Kaleoğlu Mağarasını gezebilir ve 1562'de inşa edilen Millet Hanı'nda Gaziantep yemeklerini, düşünen kalender baba heykelinin bulunduğu havuzun etrafını donatan masalarda yedikten sonra yine Antep'e özgü kömürde Melengiç kahvesini müzisyenlerin çaldığı Antep türküleri eşliğinde bir güzel yudumlayabilirsiniz. Tütün Hanı, Kürkçü Hanı, Budeyri Hanı ve bitişiğindeki Zeytin Han ise apayrı bir dünya. Zeytin Hanındaki tarihî mağaraları ve zeytin kuyularını görmeden gitmeyiniz!
Gaziantep'te gezip görülecek o kadar çok müze var ki, hafta sonu olması ve bazılarında yenileme çalışmalarının devam etmesi dolayısıyla gezemedik. Bu gezemediklerimiz arasında Gaziantep Mevlevîhânesi Vakıf Müzesi, Cam Eserler Müzesi, Gaziantep Kültür Tarihi Müzesi, Dülük Antik Şehri de var.
Gaziantep'e özgü sanatlar arasında sedef kakmacılığı, bakır işlemeciliği, kutnu ve aba dokumacılığı, yemenicilik de bedestendeki çarşıları gezdiğinizde karşılaşıyorsunuz. Bu kadar ince ve zarif san'at eserlerini gördüğünüzde, bir handan öbür hana girdiğinizde, camilerinde iki rek'at şükür namazı edâ ettiğinizde, Bakırcılar çarşısında yolunuzu kaybettiğinizde Demokrasi Meydanı'nda sizi bekleyen otobüsünüze 18 dakika gecikiyorsunuz. Bu gecikme, sizi, TYB'nin onursal başkanının diline düşürse de bu tür gezilerin tuzu biberi de olmuyor değil hani yani.
GAZİANTEP HAYVANAT BAHÇESİ
Gezimizin ikinci gününde Gaziantep Büyükşehir Belediyesi'nin üstü açık iki katlı otobüsüyle şehir turu da yaptık. Eskiden kervanların geçtiği Tarihî İpek Yolu'ndan Rasaf Yoluna, eski Antep'ten yeni Antep'le birlikte Gaziantep'in cadde ve sokaklarını otobüs üzerinden seyrettik. Pazar günü olmasına rağmen şehir trafiğinin keşmekeşliği, tarihî cami, han, hamam, bedestenlerin birbirine yakınlığı ve bu tarihi dokunun korunması açısından biran evvel neşter vurulması gerektiğini de gözlemledik. Kaleden itibaren tarih kokan bu tarihî dokunun muhafaza edilmesi açısından bu tarihî vadinin sadece yaya trafiğine açılması gerektiği kanaatine vardık.
Tarihî Gaziantep Evleri ile Şehreküstü Konaklarını da görme imkânı bulduk. Eğer bir gün olurda yolunuz Antep'e düşerse, bu tarihî ev ve konakları mutlaka gezip görmelisiniz! Şeyh Fethullah Camii ve Külliyesi de ayrıca ziyaret edilmesi gereken dinî bir mekân olarak sizleri bekliyor olacak. Bu cami ve külliyenin içinde birden çok mezar ve türbe var. Antep savunmasının bayrak şehitlerinden olan ve halk arasında "Karayılan" olarak bilinen Molla Mehmet'in (1888-1920) kabri de caminin kıble tarafında. Şeyh Fethullah (k.s.)'un türbesi de caminin kıble sol tarafında.
Gezimizin son ziyaret yeri Gaziantep Hayvanat Bahçesi oldu. Parayla girilen hayvanat bahçesi, çocuklar için harika bir yer. Türkiye'de bu büyüklükte tek olan Gaziantep Hayvanat Bahçesi, 2001 senesinde Burç Ormanı içerisine bin dönüm arazi üzerine kurularak içerisinde açık ve kapalı olarak 264 çeşit yaklaşık yedi bin hayvanı barındırıyor. Hayvanat Bahçesi'ni ücretli golf arabalarıyla da gezebilirsiniz.
PROJELİ KAYMAKAM MEHMET AYDIN
Akörenli olan hemşehrimiz Şehitkâmil İlçe Kaymakamı Mehmet Aydın'ın kısa adı SADMER olan Sosyal Araştırma Dayanışma ve Müdahale Merkezi projesine de doğrusu değinmek isterim.
Gaziantep'te bir sosyal hizmet modeli olarak Konyalı bir hemşehrimizin bu güzel projesi, bizi son derece heyecanlandırarak gurur duymamıza vesile oldu. 2010'da başlatılan bu proje o kadar başarılıyla uygulanmış ki, saygıdeğer kaymakamımız, Gaziantep yemeklerinin tadına bakarken birkaç yerde yaptığı konuşmasında bu projeden övünçle bahsetti. İnsana "işte sosyal devlet anlayışı böyle olmalı" dedirten bir proje SADMER. Kent varoşlarında yaşayanlar, yaygınlaşan işsizlik ve yoksulluk sebebiyle eğitim, sağlık, sosyal güvenlik gibi temel sosyal politikalarda yaşanan güçlüklere, şiddete maruz kalmış kadınlardan tutun da ihmal ve istismar edilmiş çocuklara, kimsesiz, çaresiz, bakıma muhtaç insanımıza varıncaya kadar köy ve şehirde yaşayan vatandaşların çözülmesi gereken problem ile dertlerine çare olan SADMER'i, Gaziantepliler'in faydasına sunan ve soyadı gibi aydın fikirli ve üretken kaymakam Mehmet Aydın Bey'i, bu başarılı çalışmasından dolayı kutluyorum.
GAZİANTEP'DE KOMŞULUK BAMBAŞKA
Gaziantepliler, sıcak insanlar. Komşuluk münasebetlerinin ise daha güzel ve insanı imrendirecek derecede olduğunu öğreniyoruz. Dışarıdan bir yabancı Gaziantep'e yerleştiği vakit o apartmanda oturan bütün komşular, Antep'li olmayan o yabancı komşusunu elinde bir kap yemekle "hoş geldiniz" diyerek karşılıyormuş. Komşuluk ilişkileri ve Gaziantep yemek kültürünü tanıtmak adına hoş ve güzel bir karşılama olsa gerek.
Konya-Gaziantep arasında yaptığımız ve TYB Konya Şubesi'nin "Yazacak Çok Şeyimiz Var" çerçevesinde güzel dostluklar ve arkadaşlıklar kurduğumuz bu yolculuğumuzda emeği geçenlerden Allah razı olsun. Sevgili başkanımız Mehmet Ali Köseoğlu ile Şeref başkanı Ahmet Köseoğlu da teşekkürü hak ediyor.
Gaziantep'te bizi son derece güzel ağırlayan, ilgi ve alakalarını esirgemeyerek büyük bir misafirperverlik örneği gösteren başta Gaziantep İl Milli Eğitim Müdürü Celalettin Ekinci olmak üzere Şehitkâmil Belediye Başkanı Muhammet Rıdvan Fadıloğlu'na, Şehitkâmil Kaymakamı Mehmet Aydın'a ve Zeugma Mozaik Müzesi Müdürü Yusuf Altın'a da teşekkür ediyorum.
Bir başka gezide, yeni dostluklar ile arkadaşlıklarda buluşmak dileğiyle...