Kitaplarını bana daima “Aziz kardeşim Mustafa Armağan’a muhabbetle” diye imzalardın. Müsaadenle ben de sana aynı şekilde hitap etmek istiyorum.
Aziz Mehmet Doğan ağabey, gerçi 11 Ağustos günü dünyamızdan sırlandın ama, nice gayretle taşıdığın bayrağın yere düşmeyecek, yarım asır süren o dişe diş mücadelen kara bulutların yeniden kaplamakta olduğu ufkumuzda senden sonra dalgalanmaya devam edecek inşallah. Müsterih ol.
Bursa’da rahmetli Cavit Çemrek’in Ulucamii’nin batı tarafındaki kitabevinden satın aldığım kırmızı kaplı Batılılaşma İhaneti adlı kitabının 3. baskısını yutarcasına okuduğumda henüz 16 yaşında bir akşam lisesi talebesiydim. Üzerine attığım tarih 18 Nisan 1977 idi.
Boş sayfalar çıkarıldığında hepi topu 140 sayfalık bu mütevazı kitap kelimenin tam manasıyla sarsmıştı beni. Sarsılış o sarsılış…
Türkiye Yazarlar Birliği’ne ve “millî mutabakat metnimiz” dediğin İstiklal Marşı’na, Mehmed Akif’e ve milli marşımızı kaleme aldığı Taceddin Dergâhı’nın yok olup gitmesine karşı verdiğin büyük emeğin karşılığını görecek kadar talihliydin.
“Akit” gazetesinde 28 Şubat’ın darbeci generallerine açtığın gözüpek cihad sana ebediyen yetecek manevî bir nasibedir.
Türkçeye hem sözlükçü hem de müdafi olarak verdiği payansız hizmeti anlatmaya kelimeler yetmez.
Kemalizmin amansız hasmı olarak hiç geri adım atmadan inkılap tarihinin yalan rüzgârını bütün kalemleriyle ifşa ettin.
Türk dünyası ile birliği sağlamak uğruna edebiyat da yaptın ama bizzat bir amele gibi çalıştın da. Birleştirici vasfın bu topraklarda nadir rastlanan bir şanstı.
İlk olarak Batılılaşma İhaneti adlı kitabını okumuştum, sonra Tarih ve Toplum’u, ardından Hareket dergisindeki yazılarını.
Derken Ankara maceranı takip ettim uzaktan. Yazarlar Birliği’ni kuran ekibi yönlendirmen, yazı sahasında hem emektarları hem de yeni yetenekleri gözetip kollaman, farklı fikirlere kapalı kalmaman ama bu toprakların bir münevveri olduğun şuurunu sinende bir süngü gibi taşımayı bilmen, zaten cılız olan fikir âlemimizin ufak tefek ayrılıklar yüzünden bir araya gelemeyen dallarını kendine mahsus nezaket ve fetanetinle buluşturman, tabii o nevi şahsına münhasır çelebi tavrın ile en celalli polemiklerin şövalyeliğini terkip etmedeki kabiliyetin meziyetlerin arasında muhakkak zikrolunmalıdır.
Evet, dünya saatinde bir dakika geçti ve senin fani yolculuğun Taceddin Dergahı’nda noktalandı. Cenab-ı Mevla Adn Cennetinde ağırlaya.
D. Mehmet Doğan... Bu D. harfi neyi kapatıyordu sahi? Sen söylemiyordun ama ben ifşa edeyim ağabey: Durdu Mehmet Doğan’ı. Buradaki D, Durdu’nun kısaltmasıydı.
Hayır, Aziz Mehmet ağabey, sen durmadın, çalıştın. Emeklerinin verimleri olan kitapların en az üç nesli doyurmaya yetecek zenginlikte.
Durmayacak yürüyüşün ve amel defterine, emeklerinden sızanlardan hasıl olacak sevaplar oluk oluk akacak inşaallah.
Hastaneye yattığında aramıştın beni bir sosyal medya paylaşımım vesilesiyle. Üzerinde konuşup dertleşmiştik. “Siz nasılsınız?” diye sorduğumda “Elhamdülillah. Hastanedeyim, inşaallah çıkınca görüşelim» demiştin. Nasip buraya kadarmış sevgili ağabey.
Biliyorum ki 1989 yılında Türkiye Yazarlar Birliği tarafından Fritjof Capra’dan yaptığım Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası adlı çeviri eserime ödül verilmesi için emek sarfenlerdendin.
2017 yılındaki linç kampanyası sırasında ve sonrasında yazı ve tvitleriyle yanımda duran nadir kalemlerden biriydin.
İz Yayıncılık’taki yayın yönetmeliğim sırasında Batılılaşma İhaneti başta olmak üzere çeşitli kitaplarını neşretmiştim ki medar-ı iftiharlarımdandır.
Kurup 9 yıl boyunca yönettiğim Derin Tarih dergisinde “kelimelerin tarihi”ni yazma teklifime hayır dememiş, birkaç yıl boyunca her sayıda beraber olmuştuk.
İstiklal Savaşı’nın Örtülen Tarihi adlı kitabını dergi okurlarına hediye etmemize izin vermiştin.
TvNet ve Akit Tv’deki programlarımıza misafir olmuş, gerektiğinde Skype üzerinden mesajlarını ulaştırmıştın.
Son olarak 2022 Eylülünde Mamak Belediyesi’nce düzenlenen Edebiyat Festivali’nde birlikte olmuştuk. Meğer fani âlemde son yüz yüze gelişimizmiş.
Ahirette de nasip olması niyazıyla Rabbimizin sonsuz rahmetine gark etmesini diliyorum sizi.
Tabutuna kılıç konulmaya layık son mücahidlerdendin. Şahidiz cümlemiz cihadına.
Gazan “durmadı” Durdu Mehmet Doğan ağabey.