Hollywood, kültürü yaraladı!

Hollywood sinemasının, halk kültürüne zarar verdiğine dikkat çeken Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Tarhan, ‘modernlik’ adı altında Batı’nın taklit edildiğinden yakındı

Popüler kültürün medya aracılığıyla insanlara ulaşması beraberinde halk kültüründe yıkıcı etkilere neden oldu. Özellikle Hollywood sinemasıyla birlikte ABD’nin kendi kültürünü yayması televizyonun çıkmasıyla daha çok hızlandı. Konuyla ilgili bilgi veren Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Tarhan ise, Batı’nın, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere popüler kültürü yayarak bu ülkeleri kendilerine benzettiğini dile getirdi. Ahmet Tarhan, emperyalizmin en çok da Hollywood sinemasıyla gerçekleştiğini kaydetti.

MEDYA, POPÜLER KÜLTÜRÜN FABRİKASIDIR

Prof. Dr. Ahmet Tarhan, insanları tek tipleşmeye götüren popüler kültürün çıkışıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Popüler kültürün; halk ve seçkin kültürünün birleşmesiyle çıktığını söyleyen Ahmet Tarhan, medyanın bu noktada çok fazla etkisinin olduğunun altını çizdi. Tarhan, “Yaşanılan coğrafya ve iklim koşullarına göre şekillenen yapıya halk kültürü denir. Ülkemizin bu noktada çok zengin olup neredeyse 7 farklı bölgede 7’den fazla alt kültüre sahip olduğunu görüyoruz. Seçkin kültürün çıkışının ise 1750 yılında buharlı makinenin icadıyla beraber olduğu söyleniyor. Buharlı makinenin icadıyla beraber sermaye sahibi olan seçkinler, kendilerine kültür ürünlerinin üretilmesinin karşılığında sanatçılara hamilik yapmışlardır. Sanatçıların bir yıllık geçimlerini karşılamışlar ve bunun karşılığında da kendilerine resim, şiir, heykel veya diğer sanatsal ürünleri üretmelerini istemişler. Tek istedikleri şey ünleri, şanları, şöhretlerinin daha geniş kitlelere ulaşması. Beklentileri ise şu şekilde; mümkün olduğunca şatafatlı mekanlarda bu ürünler sunulsun ve halktan kişiler, özellikle işçi sınıfı, bu kültürel ürünlere erişemesin ki değerli olsun. O dönemlerde bir işçinin bir yıllık maaşının bir sanat gösterisine harcanması gerektiğinin altı çiziliyordu. Yani o dönemde kültürel ürünü tüketmek çok pahalıydı. Sonrasında dönemin burjuvaları, kültürel ürünleri işçi sınıfının da tüketeceği bir duruma dönüştürmeye karar verdi. Ama bunu yaparken ‘hem onların boş zamanlarını değerlendirmelerini sağlayalım ve işlerinde aksaklık söz konusu olmasın hem de emekleri karşılığında aldıkları ücretleri kültürel ürünleri tüketmede harcasınlar’ diye düşünmüşler. Böylelikle seçkin kültürün ışıltısı, şatafatı ile halk kültürünün aşinalığı, bilinirliğini tek bir potada eriterek ‘popüler kültür’ dediğimiz kültürel form ortaya çıktı. Bunu yaparken de yararlandıkları şey medya oldu. Medyayı, popüler kültürün fabrikası olarak düşünebiliriz” şeklinde konuştu.

KOT PANTOLON VE HAMBURGER KUYUDAN GELDİ, ARŞA ÇIKTI

Popüler kültürün, beraberinde tek tipleşmeyi getirdiğini ifade eden Prof. Dr. Tarhan, bu durumun halk kültürüne zarar verdiğini belirtti. Tarhan, “Mesela hamburger, Hamburglu işçilerin kendilerine izin vermeyen iş verenine ilişkin icat ettikleri ve hızlı şekilde tüketebilecekleri besin olarak ortaya çıktı. Fakat daha sonra hamburger sadece Hamburglu liman işçilerinin kullandıkları formdan çıkarak, dijital ortamla özellikle Hollywood sinemasıyla ‘modernlik’ adı altında bizlere sunuluyor. Bunun yanında pizzanın yaygınlaşmasında yine Hollywood sinemasında yer alan Ninja Kaplumbağalarından yararlanılmıştır. Özellikle çocuk yaştaki izleyicilere erişmesi, tanınırlık oluşması ve bireyler büyüdükten sonra en çok tüketecekleri besin olarak pizzayı tercih etmeleri kaçınılmaz olacaktır. Ayrıca kömür madeninde çalışan işçilerin dayanıklı bir kumaş olduğu için kot pantolonu tercih etmesine rağmen Hollywood sinemasıyla kot pantolon şekillenerek modanın bir unsuru haline geldi. ‘Zihin Yönlendirenler’ kitabında, ‘Özellikle 1960’lı yıllardan sonra Amerika Birleşik Devletleri askeri birtakım operasyonlarla az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere saldırmaktan vazgeçti. Bunu farklı yollarla denemeye koyuldular. 1960’lı yıllarda askeri yöntemlerle istedikleri sonucu alamayınca Hollywood yapımlarını plana eklediler. Çünkü siz bir milletin bağımsızlığına kastederseniz direnişle karşılaşırsınız’ gibi söylemler geçer. Bunun sonucu olarak ABD, özellikle televizyonun yaygınlaşmasıyla beraber, program içeriklerinin üretilmesinin maliyetli olması nedeniyle gelişmekte ve az gelişmiş olan ülkelere çanak antenler aracılığıyla Hollywood sinemasındaki birtakım içerikleri ücretsiz veya çok az maliyetlerle sunmaya başlamış. Siz boş zamanınızın büyük bölümünü televizyon karşısında geçiriyorsanız ve Hollywood yapımlarına maruz kalıyorsanız artık bu benimsenen bir durum haline geliyor. Sonuç olarak kültürel emperyalizm gerçekleşiyor” diye kaydetti.

TOPLUMDAKİ MAHREMİYET ALGISI EROZYONA UĞRADI!

Televizyonun, popüler kültürü hızlandıran, çok daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlayan bir icat olduğunu dile getiren Tarhan, televizyon; küresel bir araç olduğu için uluslararası markaların ürünlerinin oluşturduğu algıların daha geniş kitlelere yayılmasına yardımcı ve etkili olduğunu aktardı. Öyle ki televizyonun ‘boş zaman harcamak’ için hâlâ oldukça fazla tercih edildiğine dikkat çeken Tarhan, “Bunun yanında sosyal medya da günümüzde oldukça yaygınlaştı. Dijitalleşmeyle beraber birtakım avantajların sağlandığını biliyoruz. Sosyal medya ile kişilerin kendi içeriklerini oluşturabilme imkanı, alternatif medya olarak eşik bekçiliği süzgecinden geçilmeden birtakım kişilerin sivil toplum kuruluşlarının kendilerini ifade etme olanakları sağlaması adına olumlu bir mecra gibi görülüyor. Ama diğer yandan bakıldığı zaman ise dijital dünyada; narsisizmin ortaya çıktığını, toplumdaki mahremiyet algısının erozyona uğradığını, dijitaldeki içerikler belli bir denetimden geçmediği için yanlış bilgilendirme sürecinin sunulduğunu görüyoruz. Geleneksel medyada herhangi bir yanlışla karşılaştığınız zaman bunun hukukta karşılığını bulabiliyoruz. Oysa sosyal mecralarda böyle bir şey yok. Sosyal medyada yapılan yanlış bir habere müdahale etseniz bile çok hızlı yayıldığı için insanlarda oluşan algıyı zihinlerden silmeniz mümkün değil” diye konuştu.

BİLİNÇLİ KULLANICI OLMAK GEREKİYOR

Dijital mecralarda zararlı içeriklere maruz kalınmaması için bireylerin yapması gerekenler hakkında bilgi veren Tarhan, son olarak şunları söyledi: “Bilinçli toplum ve bilinçli sosyal medya kullanıcısı olmamız gerekiyor. Bu noktada dijital medya okuryazarlığı dersinin zorunlu olması konusunda hassasiyetlerimizi göstermiştik. Dijital okuryazarlığın zorunlu bir ders olarak ortaokul ve lise müfredatına girmesinden sonra en azından maruz kalınan medya mesajlarının nasıl algılanması ve sorgulanmasıyla dijital mecralardan gelen zararlı etkinin daha da aza indirgeneceğini düşünüyorum.”

MUHABİR: TUBA KAYA

Kaynak: https://www.konyayenigun.com/hollywood-kulturu-yaraladi

Haberler Haberleri

Türkçenin Uluslararası Şiir Şöleni Taşkent'te yapılacak
TYB Konya'da Vefatının 100. Yılında Ziya Gökalp Anıldı - Felsefeyi Sosyolojiyle Yenilemek
Vefatının 30. yılında Tarık Buğra
Konyalı On’lar Perşembe Sohbetlerinde Nail Bülbül Konuştu
Konyalı On’lar Perşembe Sohbetlerinde Kâmil Uğurlu Konuştu