İslamcılık Türkiye Merkezliliktir

Ercan Yıldırım

İslamcılık, Batı’nın güçlenip Müslümanları geride bırakması karşısında “neler yapabiliriz, tekrar nasıl yeniden yükselebiliriz, Batı’yı nasıl ve hangi reçetelerle geride bırakabiliriz”, düşüncesi etrafındaki ilmi, siyasi, kültürel, fikri harekettir.

Bu tanımlama İslam aleminin yenilgisinden sonrasını baz alarak yapılmıştır. “Yeniden” kavramı etrafındaki düşünceler, yükselişe geçme çabası İslamcılığın 19. asrını anlatır.

İslamcılık 18. Yüzyılda Başladı

Halbuki İslamcılık, daha Müslümanlar üstün ve güçlüyken Avrupa’nın atılımını farkedip onu engellemeye, çağın teknik-teknolojik, epistemolojik hatta iktisadi yapısını anlayıp “alınması gerekenleri uyarlayıp” ona İslami olanla cevap vermeye matuf 18. asır çabasını içeren bir İmparatorluk düşüncesi, programıdır.

Osmanlı Halifesi, devlet adamı, bürokrasisi, uleması daha 1700’lerin ilk çeyreğinde, bir takım “odak”ların İslamcılığın başlangıcı saydıkları Ahmed Han, Veliyullah Dıhlevi, Kevakibi, Nedvi, Afgani-Abduh gibi isimlerden çok önce modernitenin farkına varmış, teknik ve teknolojinin Batıya getirdiği üstünlüğü bizzat tecrübe etmiş, hem çağın gerekleri olan bu bilgi ve bilimi İmparatorluğa getirmek hem klasik İslami düzeni etkinleştirip yer yer terkiplerde bulunmak üzere hareket geçmiş, reformlar, layihalar hazırlamış, programlar uygulamış, muallimler, öğreticiler, mühendisler getirmiş, çağcıl eğitim kurumları açmıştır.

Bu yüzden İslamcılık çöküşten sonra tekrar nasıl yükseliriz aşamasının değil, hamle içindeki Avrupa ile nasıl yarışır, çağın ruhunu, düzenini, teknik imkanlarını ne şekilde İslam alemine, İslam düşüncesine getiririz, uyarlarız fikri, çabası, girişimi, siyasetidir.

Devamı: http://ercanyldrm.com/islamcilik-turkiye-merkezliliktir/