Türkiye Yazarlar Birliği Mehmed Âkif Araştırmaları Merkezi, ilk defa 2006’da Mehmed Âkif bilgi şölenlerini başlattı…
Bu sene itibarıyla 15 yıllık bir geçmişi var bu bilgi şölenlerimizin…
Bu 10. Bilgi Şölenimiz. “İstiklâl Marşı Büyük Bilgi Şöleni” TYB öncülüğünde, TBMM başkanlığı himayelerinde ve Ankara’nın iki genç üniversitenin, Yıldırım Beyazıt ve Sosyal Bilimler Üniversitelerinin işbirliği ile yapılıyor.
Bu resmi hafızamızda tutarak, 15 yıl önceki artık silikleşen fotoğrafı hatırlatmak istiyorum.
Yıl 2006, Mehmed Âkif’in vefatının 70., İstiklâl Marşı’nın kabulünün 85. Yılı. Bin yıl süreceği iddia edilen 28 Şubat’ın 10. senesindeyiz. 2002’de hükümet değişmekle beraber 28 Şubat havası devam ettiriliyor. Bütün valiliklere, belediyelere ve üniversite rektörlerine yazılı olarak müracaat ediyoruz. Yazılarda bu yıl dolayısıyla yapılacak faaliyetlerin önemi belirtiliyor ve TYB’nin gerekli desteği sağlayacağı ifade ediliyor.
Bu yazılara bir tek vali ve rektör cevap vermiyor/veremiyor!
Mehmet Âkif yılı dolayısıyla, hazırlanan programda yer alan faaliyetleri resmî kurumların ve gönüllü kuruluşların benimsemesi, uygulaması için ciddî gayret sarfediyoruz. Bunların bir kısmından sonuç alınıyor, PTT iki adet pul tedavüle sokuyor, Millî Eğitim Bakanlığı üç dalda ilk ve orta öğretim öğrencileri arasında yarışma açıyor, bazı belediyeler ve gönüllü kuruluşlar, paneller konferanslar tertipliyorlar, bazı dergiler özel sayılar yayınlıyor.
En ağırlıklı faaliyet olarak gördüğümüz bilgi şölenine hiçbir kuruluş sahip çıkmıyor. Üniversitelerden birinin, öncelikle de bir zamanlar ders verdiği İstanbul Üniversitesi'nin böyle bir faaliyeti üstlenmesini bekliyoruz. Fakat üniversitelerin durumu malûm. Türkiye'de yüksek öğretim sadece bilimin dışına düşmemişti, milletin hassasiyetlerinin de dışında kalmıştı. Nitekim hiçbir üniversite, Mehmet Âkif yılı ile ilgili olarak gönderdiğimiz yazılara cevap vermemişti, değil ki böyle bir faaliyeti üstlensin. Türkiye Yazarlar Birliği'nin kıt maddî imkânları ile böylesine masraflı bir faaliyeti yürütmesi mümkün değildi. Bu durumda, Bilgi Şöleni'ni en fazla benimseme ihtimali olan kurumlarla temas kurulmaya çalışıldı.
Mehmet Âkif'e en fazla sahip çıkacak resmî kurumun Diyanet İşleri Başkanlığı olabileceği kanaati vardı. Nitekim, Diyanet İşleri Başkanı ziyaret edildiğinde, Mehmet Âkif'le ilgili böyle bir faaliyete Başkan'ın sahip çıkma eğilimi açıkça hissediliyordu. Başkan, kendisinin mütevelli heyet başkanı olduğu Diyanet Vakfı'nın bu işi yapabileceğini, yapmasının doğru olacağını düşünüyordu. Bizim Vakfa resmen müracaat etmemiz halinde, sonuç alınmasına yardımcı olacağını ifade ediyordu.
Bunun üzerine, Diyanet Vakfı'na müracaat edildi. Müracaat mahiyeti itibarıyla, Türkiye Yazarlar Birliği'nin destek talep edip, bir program icra etmesi şeklinde değildi. Aksine, Bilgi şöleninin çerçevesi çizilerek bizzat Diyanet Vakfı tarafından icra edilmesi teklif ediliyordu. Diyanet Vakfı, böyle faaliyetlerle ilgilenmediğini, asıl sahasına giren işlere öncelik tanıdığını belirten bir red cevabı verdi! Sonuç bizim için şaşırtıcıydı. Diyanet camiasında, yıllarca vaazda, hutbede Mehmed Âkif’in şiirlerinin okunmadığı, fikirleri dayanak yapılarak konuşulmadığı gün yoktu. Eğer böyle konuşmalar için telif ödenmek gerekseydi, Diyanet camiasının Âkif'e, borcu kolay kolay hesaplanamazdı bile...
Diyanet Vakfı'nın olumsuz cevabı üzerine başka arayışlara girildi. Ankara'daki gönüllü kuruluşlar bir araya getirildi. Bir yıl önce, tuhaf bir istiklâl Marşı yıldönümü kutlaması yapmaya teşebbüs eden Ankara Ticaret Odası'nın temsilcisi de toplantıya katılmıştı. Bu fırsat bilinip, geçen seneki nâkıs teşebbüsün bu sene telafisi için harekete geçildi. Bunun için, ATO'nun şovcu ve medyatik başkanı ile bizzat görüşüldü. Konuya yaklaşımı sıcaktı. Toplantının masrafları, ATO tarafından karşılanacaktı ve Ticaret Odası'nın salonlarında gerçekleştirilecekti. Projenin bu şekilde yürütüleceği basına da duyuruldu. Fakat, bir süre sonra ATO böyle bir faaliyeti bütünüyle yapacak kaynak ayıramayacağını bildirdi.
Bu red cevabı, konuyu tekrar gönüllü kuruluşların gündemine taşımak mecburiyeti ile karşı karşıya kalındı. Toplantıya gönüllü kuruluşlar yanında, bazı resmî kurumlar (Kültür Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı gibi) ve Ankara'daki belediyeler de dâvet edilmişti. Konu bu toplantıda gündeme getirildi. Türkiye Yazarlar Birliği, ayrıntılı bir proje hazırlamıştı. Yüz elli kadar ilim adamı ve yazara başvurulmuş, Mehmet Âkif üzerine çalışan, yazı yazan şahısların neredeyse tamamı ile görüşülmüştü. Ancak 25 tanesi olumlu cevap vermişti. Bu 25 katılımcının, isimleri, tebliğ konuları tesbit edilmiş, iki günlük program aşağı yukarı ortaya çıkarılmıştı.
Gönüllü kuruluşların istişare toplantısında TYB'nin yaklaşımı şöyle ortaya konuldu: Bu faaliyeti üstlenecek kurum varsa, TYB onlara yardıma hazırdır. Yoksa, kendi imkânlarıyla gerçekleştirmesi mümkün olamayacağı için, bilgi şöleninden vaz geçilecekti. Tabiî böyle bir faaliyetin yapılmasını en çok Yazarlar Birliği istiyordu, eğer gönüllü kuruluşlar imkânlarını seferber ederlerse, faaliyet yapılırdı. Yapılamasa da TYB yapacağını yapmıştı, proje diğer gerçekleştirilemeyen faaliyetler meyanında kalırdı...
Böyle bir faaliyetin gerçekleştirilebilmesi için ilk kararlı ses Polatlı Belediyesi'nden geldi. Polatlı Belediyesi'nin temsilcisi, toplantıyı kısa süreliğine terk edip başkanını aramış; Polatlı Belediye Başkanı Yakup Çelik de ona yetki vermişti. Polatlı Belediyesi, bu faaliyetin gerçekleştirilmesi için üzerine düşeni yapmaya hazırdı. Ankara Büyükşehir ve merkez ilçe belediyeleri varken, Polatlı Belediyesi'nin işe sahip çıkması, şaşırtıcı olmakla birlikte, gözyaşartıcı idi. Diğer kuruluşların temsilcileri, başkanlarıyla, yönetimleriyle görüşerek cevap vereceklerdi. O günkü toplantının bir farklı tarafı da böyle bir toplantı yapıldığından haberdar olan duyarlı bir milletvekilinin katılması idi. Eski Tarım Bakanı Prof. Dr. Sami Güçlü bu faaliyetin gerçekleşebilmesi için gerekli teşebbüsleri yapacaktı.
Ertesi günlerde, gönüllü kuruluşların yöneticileri ile görüşülmeye başlandı. Eğitim-Bir-Sen, Memur-Sen, MÜSİAD Ankara Şubesi, Sağlık-İş böyle bir faaliyete güçleri nisbetinde destek vereceklerini belirttiler. Bu mutabakat üzerine afiş, davetiye ve program baskıya verildi. Salon tutmak için harekete geçildi. Ankara'nın merkezinde zaten kıt olan salonlar doluydu, Kocatepe Diyanet Vakfı salonu müstesna...O salon da bin türlü bürokrasi ve naz ü istiğna ile tutuldu. Bir salon için yüksek sayılacak bir meblağ ödenerek... Katılımcı kuruluşlar listesine, sonradan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) da katıldı. Bu hususta Sami Güçlü Bey'in desteği etkili oldu.
Netice olarak, ülkenin millî marşını yazmış, hem de bu marş Anayasa'da değişmez, değiştirilemezler arasında sayılmış, bir büyük şahsiyet resmî destek olmaksızın, gönüllü kuruluşların el ve güçbirliği ile şanına lâyık bir bilgi şölenin ile anılmıştı. Belki de Mehmet Âkif gibi, "sessiz yaşadım, kim beni nerden bilecektir" diyen bir karakter âbidesine bu yakışırdı.
Toplantıya katılan, tebliğ sunan yazar ve ilim adamlarının metinleri oturumlardaki sıraya göre bir kitapta toplandı. Bu bilgi şöleni bir başlangıç oldu. TYB sonraki yıllarda Mehmed Âkif’le ilgili 9 bilgi şöleni yaptı, hepsinin kitabını yayınladı. Büyük şairimizle ilgili binlerce sayfalık bir külliyat oluşturuldu.
Dokuzuncu şölenimiz, 2016’da, Mehmed Âkif’in vefatının 80. Yılında yapılmıştı.
İstiklâl Marşı’nın 100. Yılının hakkıyla anılması için Türkiye Yazarlar Birliği, 2020 yılı başlarında harekete geçti. 2021’in İstiklâl Marşı yılı olarak ilanı ilk hedefti. Bunun için kapsamlı bir program hazırlandı ve resmî kurumlar nezdinde teşebbüse geçildi. Cumhurbaşkanlığı’na, Meclis başkanlığına müracaat edildi. Bir taraftan bütün dünyayı kasıp kavuran salgın, öte taraftan Türkiye’nin yoğun dış ve iç gündemi böyle bir teşebbüsü akim bırakabilirdi. Bu durumda dahi Türkiye Yazarlar Birliği kendi imkânlarıyla İstiklâl Marşı’nın 100. Yılını yâd edecekti.
2020’nin son günlerinde TBMM 2021’i İstiklâl Marşı yılı olarak ilan etti…İstiklâl Marşı Yılı üzerinde Meclis’te bulunan bütün partiler ittifak etmişti. Bu vesile ile Başkan Mustafa Şentop’u ziyaretimizde, büyük bilgi şöleninin Meclis çatısı altında yapılması teklif edildi, biz de memnuniyetle kabul ettik. Türkiye Büyük Millet Meclisi 100 yıl sonra, 12 Mart 2021’de İstiklâl Marşı şairini Meclis’de andı. Bunun neredeyse yüz yıllık bir hasret olduğunu söyleyebiliriz.
10. bilgi şölenimiz ilim, fikir ve edebiyat alanlarından 47 kişilik bir katılımla gerçekleştirildi. Bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz bilgi şölenlerinin en kapsamlısı 5 günde tamamlandı.
TYB’den, Meclis’ten, iki güzide üniversitemizden bütün emeği geçenlere, bildirileri ile katılan değerli yazar ve ilim adamlarımıza teşekkür ediyoruz. Elbirliği ile, işbirliği ile İstiklal Marşı’nın 100. Yılın şanına yakışır şekilde yâd ettik. İnşallah bildiriler kitap olarak yayınlanarak bu anma kalıcı olarak kültürel hâfızamızde yerini alacak.