Ahmet Köseoğlu, şehirlere yolculuğunu kitaba başlarken şöyle ifade eder:
''Bir şehre niye gidilir? Gezdiğimiz, gördüğümüz şehirlerde nedir aradığımız? Bazı şehirler kanımıza karışır, bir parçamız olur, kendimizi buluruz sokaklarında dolaşırken. ''İnsan, aradığıdır.'' diyor Hz. Mevlânâ. Biz de gezdiğimiz şehirlerde kendi ruh şehrimizi arıyoruz belki de. ''
Yazara, seyahatlerinde şehri okumuş ve kendisine de gezdiği şehri okutan bilge yol arkadaşları rehberlik eder. Her yeni keşifte bir kâşif heyecanıyla çarpar yüreği, dili, sesi, rengi, mazisi, efsanesiyle, şehrin tarihine tanıklık eder. Taşlara sinen tınıya, çeşmelerde şakıyan sulara kulak verirken, binlerce yıllık kadim şehirlerin ruhunu kendi ruhuyla yoğurmaya çalışır ve ruhundan çağlayanlar sözcüklera akar kitaplaşır.
''Kendini Arayan Şehir'' kitabı üç bölümden oluşuyor:
I. Bölüm: Gökte Yapılan Şehirler; Gökte Yapılıp Yere İndirilen Şehir Kudüs, Huzur Şehri Konya, Zamanın Şehri Şam, Efsane Şehir Şanlıurfa, Tarih Kokulu Şehir Bursa ile seyahat başlıyor.
II.Bölüm: Umran Şehirler; Kaybolmayan Şehir Üsküp, Çinili Şehir Kütahya, Tarihin Kucağındaki Şehir Aksaray, Kadirşinas Şehir Tokat, Saklı Şehir Amasya, Bereketli Şehir Balıkesir ile keşif devam ediyor.
III.Bölüm: Şehirden Uzakta Şehre Yakın; Minyatür Şehir İznik, Tuz Şehirleri Tuz Gölü, Hayal Şehir Ereğli ile nihayete eriyor.
Ahmet Köseoğlu, kendi ifadesiyle şehirlerin terbiyesinden geçerek kendini bulacağına inanıyor, kendini bulunca da sesini kendine arayan şehirlere duyurabiliyor. Şehirlere yaptığı yolculuk kadar kendi çıktığı iç yolculuğundan izler taşıyan kitap, şehrin yerlisi olmak konusunda da okura yeni bir sosyolojik alan açıyor, düşünmeye sevk ediyor.
''Şehir hakikatte bir kristaldir, sadece mânâ itibari ile değil şekil olarak,zaten ölüme işaret eden tamamlanmışlık ve durağanlık ikili bakış ile de öyledir. Şehrin ölmemesi ve içten içe bozulmaması için şehre sürekli Bedevi unsurlar akın etmeli, aynı şekilde Bedeviler de şehirliliğin getirdiği manevi etkiden nasiplerini almalıdırlar; eğer bu denge bozulursa şehir kültürü kendi içinde kapalı sürdürdüğü zihin dünyasında boğulur veya göçebeler tarafından istila edilir.''
Çizgi Kitabevi Yayınları tarafından yayımlanan kitap 212 sayfadan oluşuyor, renkli şehir fotoğrafları ve her bölüm başındaki sanatsal görseller, akıcı içerik ile birbirini tamamlıyor.