Kadiri Şeyhi Şirazlı Sadi, küçük yaşta yetim kaldı. Moğol ve Haçlılarla yapılan savaşlara katıldı. Bağdat'ta nizamiye medresesinde ilim tahsil etti. Ömrü ilim öğrenmekle, insanlara doğru yolu göstermekle geçti. İslam dünyasının büyük şair ve yazarlarındandır Adalet, ihsan, ahlak, mertlik, tevazu, rıza, kanaat, terbiye, konularını işledi. Eserlerinde, Devlet ve hükümet başkanlarını övmedi onları hak ve adalete çağırdı.
Bostan ve Gülistanı hala okumadıysanız, çok geç kalmış sayılmazsınız. Ben hala defalarca okumaktan usanmıyorum. Merhum Afif Evren, daha onlu yaşlarımda Bostan ve Gülistanı elime tutuşturduğunda, anlamadıklarımı zaman ve mekân değişimlerinde idrak ederken, şimdi daha bir başka düşünüyor ve anlıyorum Şirazlı Şeyh Sadi'yi. Dün gece okuduğum ve son derece feyz aldığım bazı kısımları burada arz etmeyi murat ettim. Umarım yazılanlar hayırlara vesile olur.
*
Büyümek istersen küçülmelisin kendi gözünde. Yücelik damına tevazu merdiveniyle çıkılır. Meyveli ağacın dalı yere eğiktir; Akıllı insan alçakgönüllü olur. Kendini beğenmiş kişiye, söz söylenmez. Daima cihan görmüşlerin düşünceleriyle iş gör. Dünya görmüş adam feleğin soğuğunu, sıcağını tattığı için akıllı olur. Hayatında ekmeği yenmeyen kimsenin, adı ölümden sonra anılmaz.(BU KISIMDA SİYASİLER ÖZNE.)
*
Ey kardeş! Bu dünya kimseye kalmaz. Gönlünü, her şeyi yaratan Allahü tealaya bağla. Sana bu kâfidir. Dünya mülküne güvenip bel bağlama. Çünkü bu dünyada senin gibi birçokları yaşamış ve sonunda ölüp gitmiştir. Değil mi ki, en sonunda ölüm vardır ve bu can göç (ölüm) yolunu tutacaktır. O halde ister taht üzerinde can vermişsin ister toprak üzerinde, ne fark eder.(BU KISIMDA HEPİMİZ ÖZNEYİZ.)
*
Bir belâya ve felâkete uğradığında mahzun olma, Cenâb-ı Hakkın nice gizli lütufları vardır onda. Ey akıllı kimse! İster iyi, ister kötü olsun, kimsenin arkasından konuşma. Çünkü hakkında konuştuğun kişi gerçekten kötü ise, onu kendine düşman etmiş olursun. İyi ise, çok kötü bir iş yapmış olursun. Biri sana gelip de filân adam kötüdür derse, iyi bil ki, o kendi kusurunu söylemiş olur.
*
Ey insanoğlu! Adının unutulmamasını istersen, çocuğuna ilim, hüner, marifet öğret ve onu akıllı fikirli yetiştir. Böyle yaparsan, arkanda seni rahmetle anan bir kişi bırakmış olursun.(TÜM VELİ-ANA BABALAR BURDA ÖZNE.)
*
Dil; şükretmek içindir. Rabbini bilen, dilini gıybet için kullanmaz. Kulak; Hak'ı dinlemek içindir. Bâtıl ve boş sözler için değildir. İki göz; Allahü teâlânın kudret ve san'atını görmek içindir. Eşin dostun ayıbını görmek için değildir. Dil ile kulak, kalbin anahtarıdır. Mayası bozuk kimselerle düşüp kalkarsan, izzet ve vakarını kaybedersin. O hâlde büyüklerin eteğine yapış. Talebeler, çocuktan daha acizdir. Hocalar ise muhkem duvar gibidir. Yeni yürüyen çocuk, duvara tutunarak yürür. Sen de yeni yürüyen çocuk gibi, âlimlerin muhkem duvarına tutunarak yürü. Ey yüzünde nûr kalmamış kişi. Kalbini temiz tut. Kararmış ayna iyi göstermez. Başkalarının ayıplarını arama. Başkalarının ayıbını araştırmakla meşgul olan, kendi ayıplarını göremez.(BİRTAKIM ELEŞTİRMEN VE MÜNEKKİTLER BUNDAN DERS ALMALI)
*
Yâ Rabbî! Bize kereminle nazar kıl. Biz kullarından ancak hatâ sâdır olur. Yâ İlâhî! Senin rızkınla beslendik. Senin ihsân ve lütuflarına alıştık. Yâ Rabbî! Bizi bu dünyâda azîz kıldın. Öbür dünyâda da azîz kılmanı senden umarız. Azîz eden de sensin, zelîl eden de sensin. Senin azîz kıldığın kimse horluk görmez. Yâ İlâhî! İzzetin hakkı için beni zelîl etme ve günahlarımdan dolayı beni utandırma. Başıma benim gibisini musallat etme. Ukûbet çekeceksem, senin elinle olsun. Dünyâda en kötü şey, bir insanın kendisi gibi birisinden cefâ çekmesidir.(BU DUA ÖNCE KENDİM SONRA ÜZERİNE ALAN HERKES İÇİN.)