Konya çok daha fazla sorumluluk almalı

Konya'nın Türkiye'nin merkez şehirlerinden biri olmaya doğru yürüdüğünü kaydeden TYB Konya Şube Başkanı M. Ali Köseoğlu, "Konya her alanda çok daha fazla sorumluluk almalı. Daha fazla, daha nitelikli işlere imza atmak gibi bir yükümlülüğümüz var"

-Bize Türkiye Yazarlar Birliği'ni anlatır mısınız? Ne zaman kurulmuştur? Faaliyetleri nelerdir?

-Türkiye Yazarlar Birliği 1978 yılında çok değerli 14 yazar tarafından "Yazarlar Birliği" adı ile kuruldu, 1985 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile "Türkiye" ismini aldı. Yine Bakanlar Kurulu kararıyla 1991'de 'kamu yararına faaliyet gösteren kuruluş' sayıldı. Derneğin kurucuları arasında D. Mehmet Doğan, Necmettin Turinay, Beşir Ayvazoğlu, Erdem Bayazıt ve Hüsnü Aktaş gibi Türkiye'nin önde gelen edebiyatçı ve yazarları bulunmaktadır. Halen Prof. Dr. Hicabi Kırlangıç Hocamız TYB Genel Başkan, D. Mehmet Doğan abimiz de 'Onursal Başkan' olarak görevlerine devam ediyorlar. Konya Şubemiz ise 1994 yılında açıldı. Kuruluşundan itibaren sırasıyla Mustafa Çalışkan, Tahir Erbil, Ahmet Efe, Yusuf Türkalp, Ahmet Köseoğlu, Bekir Şahin gibi değerli isimler başkanlık görevini layıkıyla icra ettiler. Ben de daha öncesinde yönetim kurullarında şimdi de iki dönemdir başkan olarak yönetim kurulumuzla birlikte devraldığım bayrağı taşımaya çalışıyorum.
TYB'nin, yazarları bir araya getirerek meslekî dayanışmayı sağlamak ve geliştirmek, yazarların ülkemizin sanat ve düşünce hayatında etkin bir şekilde yer alabilmeleri için çalışmak, yazı ürünlerinden doğan haklarını savunmak, yurtiçi ve yurtdışındaki resmî, tüzel ve özel kurum ve kuruluşlara karşı üyelerini temsil etmek gibi temel görevleri var.

-TYB Konya Şubesi'ne dönersek... Üyeleriniz ve sürekli faaliyetleriniz hakkında neler söylersiniz?

-Konya Şubemize 200 civarında yazar, şair, akademisyen, kültür ve sanat adamı kayıtlıdır. Konya'nın önemli kültür sanat adamları, yazarları ve sanatçıları şubemiz üyesidir. Konya, pek çok alanda olduğu gibi yazın alanında da Anadolu'nun üretim merkezidir. Konya şubemizin başarısını buna yormak lazım. TYB'nin en etkin şubeleri arasındayız; bu doğal olarak da böyle olmalı. Konya'ya yüklenen mana ve Konya'dan beklentiler de yüksek. Şımarmadan söylüyorum: TYB Konya Şubesi şehrimiz hatta ülkemiz açısından çok önemli işlere imza atan bir kuruluş. Bunu başkanı olduğum için söylemiyorum. 15 seneden fazla bu kuruluşun şemsiyesi altındayım; Konya'daki nitelikli yazar ve edebiyatçılar da bu şemsiyenin altında. TYB Konya Şubesi'nin kuruluşunun üzerinden 21 yıl geçmiş... Özellikle son 15-16 yıldır senenin başında yayımlanan "Kültürel Etkinlik Takvimi" ile sohbet kültürünü dinamik tutmaya çalışıyoruz. Bir yandan mektep oluyor, diğer yandan kendisini okura ifade etmek isteyen yazar için kürsü. 15 yılda gerçekleştirilen programların sayısı 500'ü aşıyor. Bu 500'ü aşkın programı Konya'nın belleğinden silerseniz, çok büyük eksiklik olur diye düşünüyorum.

-Kültürel etkinlikler devam ediyor bu arada değil mi?

Tabi... Halen Mart ayı başında açıklanan 2015 kültürel etkinlik takvimimiz aksamadan devam ediyor. Her Cumartesi kürsü kuruluyor, fikirler konuşuyor. Bu yıl 30'un üzerinde planlanmış programa imza atacağız. Cahit Zarifoğlu Çocuk Şenliği'nin 11.'sini bu yıl gerçekleştirdik, Mehmet Akif, Çanakkale, İstiklal Marşı, Necip Fazıl ve Mevlana başlıkları bu yılki programımızda yer alan programlardan.

-Her yıl verilen TYB ödülleri var değil mi?

-Evet. Her yılın ilk günü açıklanan "Yılın Yazar, Fikir Adamı ve Sanatçıları Ödülleri" Türkiye'de önemli bir yere sahip. Bu ödüllerle insânî olanı işaret etmek, toplumun gözlerini açmak, ufkunu genişletmek ve gerçeklerin üzerinden örtüleri kaldırmak veya ayrıntıları görünür kılmak için didinen kalem sahiplerini takip etmek, toplumu onlardan haberdar etmek, onların yüklerine omuz vermek için sürdürülen bir çaba olarak değerlendirebiliriz?

-Konya bu ödüllerin neresinde?

-Ben bu anlamda TYB Konya olarak da şehrimiz için üzerimize düşen çabayı sarf ettiğimizi düşünüyorum. Son 3-4 yılda bu ödüllerden birinin Konya'ya gelmediği vaki değil. Büyükşehir Belediyesi 'Kamu Yayıncılığı, Ahmet Kuş 'gezi kitabı', İbrahim Demirci 'dil' Selçuklu Belediyesi 'özel ödül', Köksal Alver 'inceleme', Çizgi Kitabevi 'özel yayıncılık' dalında ödül aldılar. Hatta geçtiğimiz günlerde Konya'da gerçekleşen 'Tarihi Roman ve Romanda Tarih Sempozyumu'nda verilen ödüllerden biri de TYB Konya Şubesi'nde yıllardır birlikte olduğumuz Melahat Ürkmez Hanım'ın oldu. Şimdi aklıma gelmeyen başka isim ve ödüller de var. Dediğim gibi; Konya'ya yüklenen mana derin ve Konya'dan beklenti yüksek.

-Kamu kurumlarıyla ilişkileriniz ne düzeyde? Ortak faaliyetler yürütüyor musunuz?

-Hem belediyelerle hem de üniversitelerle ortak programlar yapıyoruz. Selçuk Üniversitesi ve Necmettin Erbakan Üniversitesi ile hem ortaklaşa yaptığımız programlar önemli hem de bu üniversitelerdeki hocalarımızın müstakil olarak verdiği konferanslar önemli. Konya Büyükşehir Belediyesi ile "Su Sempozyumu", "Şehir Tarihi Yazarları Kongresi", "Ahlak Şurası" gibi çok önemli faaliyetlere birlikte imza attık. Selçuklu, Karatay ve Meram Belediyeleri ile de ortaklaşa düzenlediğimiz programlar oldu/ oluyor. Son olarak Kasım ayının sonunda Konya'da gerçekleştirdiğimiz 'Milletlerarası Tarihi Roman ve Romanda Tarih Sempozyumu'nu da Büyükşehir Belediyesi ile birlikte Konya'da gerçekleştirdik.

-Çok güzel işlere imza atılıyor. Peki, bu işlerin yansımaları nasıl? Konya sizin yaptıklarınızın farkında mı?

-Biz sefere mükellef olduğumuzu düşünüyoruz. Ama zaten alıcı olmasa bu işler bu denli yoğun ve üst seviyede yürümez. Konya için bu alanda yapılanlara baktığımızda, diğer Anadolu şehirlerinden bakıldığında 'çok' olarak görülen işleri biz 'az' olarak değerlendirmeliyiz. Konya, günümüzde Türkiye'nin merkez şehirlerinden biri haline geliyor ve her alanda çok daha fazla sorumluluk almalı.
Daha fazla, daha nitelikli işlere imza atmak gibi bir sorumluluğumuz var. Bizleri gençken elimizden tutup buralara kadar taşıyan bir sosyal gerçeğe sırtımızı dönemeyiz. Özellikle gençlerimizin pek çok programımıza iştirakleri bize heyecan veriyor. Şehir olarak, Konya ve Konyalılar da bu faaliyetlerin farkındalar. Bu işlere kafa yoran, kitap yazan okuyan, fikir üreten ciddi bir entelektüel birikime sahibiz. TYB'nin yaptığı işler de bu birikimin bir nüvesi.

-Gençler dediniz. Onlara tavsiyeleriniz neler?

-Bugünkü gençlerimiz daha şanslılar. TYB Konya Şubemizin hem yönetim kurulunda hem de üyeleri arasında çok değerli edebiyatçılar var. Vural Kaya ile şiirle ilgilenen arkadaşlar mutlaka irtibat kurmalı. Abdullah Harmancı, Hüzeyme Yeşim Koçak çok değerli hikâyecilerimiz ve her zaman aramızdalar. Duran Çetin çocuklar için yazmaya devam ediyor. Gençler, TYB'nin etrafında kenetlenen bu isimleri markaja alsınlar, onlardan istifade etsinler. Bir de genç olduklarını unutmasınlar; yazarlık işi aceleye gelen bir iş değil. Başbakan Ahmet Davutoğlu Hocamızın gençlerle yaptığı bir söyleşiyi dinlemiştim. Orada şöyle diyordu: "Gençken arkadaşlarımdan bir tanesi "Çatışma ortamında nasıl kitap okuyorsun" diye sorduğunda "Esas üzerimize görev düşecek yaşlar, 40'li yaşlar" diyerek okudum. Stratejik Derinliği 40 yaşındayken yazdım." Hiçbir şey için acele etmesinler; demlenmeyi beklesinler. Mutlaka onlara da sıra gelecektir.

-Yeni ve genç yazarlar yetişiyor mu?

-Konya velut bir şehirdir. Yazarı da, entelektüeli de bitmez. Geçmişte çok önemli yazar ve edebiyatçılara, entelektüellere ev sahipliği yapmış bir şehirde, bugün işimiz daha zor. Mevlana'yı, Konevi'yi Celaleddin Karatay'ı görmedik bile. Ama Konya'yı çağlar ötesine taşıyan isimler bunlar. Rahmetli Yalçın Dikilitaş, İbrahim Sur gibi isimleri de anmam lazım. Şimdi Seyit Küçükbezirci, M. Ali Uz, Hasan Özönder, Saim Sakaoğlu gibi ağabeylerimiz de önümüzde duruyorlar. Ahmet Aka, Abdullah Harmancı, Mehmet Akif Kuruçay, Ali Bektaş, Vural Kaya benim kuşağımın isimleri. Bir süre önce çıkmaya başlayan Mahalle Mektebi dergisini de burada analım. Çünkü bu dergi de etrafında genç kuşakları topladı. İnşallah, Konya'nın üretkenliği yıllar yılı devam edecektir.

-TYB ile ilgili gelecek planlamanız var mı? Neler düşünüyorsunuz?

-TYB Konya Şubesi, Konya'daki en önemli kültürel platform haline geldi. Aslında tarihi bir yapının, mesela medresenin TYB'ye tahsisi mümkün olsa. Şu anki binamızdan yakın zamanda yeni bir binaya taşınmayı planlıyoruz. Bu binada hafta içinde de etkinliklerimiz olacak. Geleneksel sanatlar, Osmanlıca kursları, yazarlık ve şiir atölyeleri. Konya'mıza ve ülkemize bu alanda katkılar sunmaya devam edeceğiz inşallah.

-Bir de bu yıl Tataristan'ın başkenti Kazan'da yapılan şiir şölenine katıldınız. Ondan da bahseder misiniz?

-TYB'nin gerçekleştirdiği en önemli organizasyonlardan birisi de Türkçenin Uluslararası Şiir Şöleni'dir. Türkçenin Uluslararası Şiir şölenleri, Türkiye Yazarlar Birliği'nin oluşturduğu Şölen Daimi Heyet'i tarafından tasarlanıyor ve uygulanıyor. 2 yılda bir, Türkçenin ses bayrağını dalgalandırmak üzere değişik ülkelerde gerçekleştirilen bu şölenlerin son ikisine katılma ve Konya'yı temsil etme fırsatı elde ettim. 2 yıl önce Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te bu yıl da Tataristan'ın Başkenti Kazan'da gerçekleşen Türkçenin Uluslararası Şiir Şöleni'ne Türkiye'nin yanı sıra dünyanın dört bir tarafından katılan şairlerle gönül köprüleri kuruluyor

SÖYLEŞİ: İSMAİL POÇAN / YENİ HABER GAZETESİ