Konyalı Yazarlar Gaziantep'i GezdiTürkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi tarafından "Yazılacak Çok Şeyimiz Var" etkinliği düzenlendi. Etkinlik kapsamında Gaziantep'e gezi düzenlendiYazarlar Birliği Konya Şubesi tarafından düzenlenen "Yazılacak Çok Şeyimiz Var" etkinliği çerçevesinde Gaziantep'e gittik. Daha önce hiç görmediğim ancak anlatılanlar ve okuyarak edindiğim bilgiler dairesi içinde kafamda oluşmuş bir Gaziantep portresi vardı. Antep'e vardıktan sonra bu portrenin eksik yerlerini doldurma yanlış yerlerine ise doğrularını koyma şansını yakaladım.Yolculuğumuz Cuma Namazını eda ettikten sonra Hacı Veyis Camii önünden hareket etmemiz ile başladı. Yol arkadaşlarımız entelektüel birikimleri olan Konya'nın güzel insanlarından oluşunca kafile arasında bir anlaşmazlık meydana gelmesi veya üzücü olayların vuku bulması hemen hemen imkânsız gibi görünüyordu ve iki gece üç gündüz süren seyahatimiz bu konuda beni haklı çıkardı. Gezi boyunca hem kafile içinde hem konaklama yerinde hem de Gaziantep'i gezerken bir problemle karşılaşmadık.Gaziantep'e girişimizde bizi hemen şehir girişinde bulunan Dedeman Otelinin önünde Milli Eğitim Müdürü Celaleddin Ekinci karşıladı. Dedeman Otel Müdürünün de Konyalı Ahmet Emin Ok olduğunu hemen belirteyim. Konya Doğanhisarlı olan Celaleddin Bey, daha önce Niğde'ye yaptığımız gezi sırasında bu ilin Milli Eğitim Müdürü idi. Niğde gezisi sırasında da bize çok güzel bir ev sahipliği yapmış ve Mevlana torunu nasıl olunur konusunda ders vermişti. Gaziantep'te bu sınırı biraz daha yukarıya taşıdı ve hafta sonunu bize ayırarak Konyalıya verdiği değeri bir kez daha gösterdi.Gaziantep Şehitkamil İlçesi Kaymakamı Mehmet Aydın Bey kaldığımız otele kadar gelerek bizlere hoş geldiniz ziyaretinde bulundu. Kaymakam Bey bununla yetinmedi, Cumartesi akşam ve Pazar öğle yemeği sırasında bizimle birlikte oldu ve sürekli bir isteğimiz olup olmadığını sordu. Kaymakam Mehmet Aydın, bürokrasinin soğuk yüzünü göremediğimiz hemşehri canlısı ve hizmet aşkı ile dolu bir Konyalı. Bizlere yapmakta olduğu projelerinden bahsetti. Bunlardan birisi, köylerde yaşayan vatandaşların ineklerini bir ahıra toplayıp masrafı düşürmek üzerine... Her köylüye birkaç inek dağıtılmış ve bunları ahır masrafından kurtarmak için büyük bir ahır yaptırmış. Ahırda bulunan hayvanların sağlığı için bir veteriner ile anlaşılmış ve yem alımları toplu yapıldığı için fiyatta indirime gidiliyormuş. Ayrıca ahıra modern sağım sistemi kurulmuş, el değmeden fabrikaya ulaştırılan sütün fiyatı sıcak sütten yirmi kuruş daha fazla imiş. Akörenli olan Kaymakam Beye bu projelerinde başarılı olması için dua ediyoruz.Şehitkâmil İlçesi Belediye Başkanı Rıdvan Fadıloğlu da Selçuk Üniversitesi Sanat Tarihi mezunu imiş. Haşim Karpuz Hocamızın öğrencisi olan Başkan Fadıloğlu Konyalı yazarların Gaziantep'e geldiğini duyunca ilgilenmiş ve bir öğle yemeğinde bizimle birlikte oldu.ZEUGMA MÜZESİGaziantep'in iftihar listesinin başına koyabileceğimiz Zeugma Müzesini ziyaretimiz esnasında bir sürprizle karşılaştık. Müze girişinde bizi karşılayan Müze Müdürü Yusuf Altın Çumra Alibeyhüyüklü olduğunu söyledi. Bu tanıtmadan sonra kafilede "Maşa Allah Gaziantep'i Konyalılar yönetiyor." esprileri yapıldı.Zeugma Müzesi gerçekten çok güzel bir mekân olarak dizayn edilmiş. İki katlı ve iki blok olarak inşa edilen binanın bloklarının birinde Roma öncesi Anadolu Medeniyeti olan Kommagene dönemine ait mozaikler sergileniyor. Birecik Barajı yapımı sırasında su altında kalma tehlikesi geçiren bu muhteşem mozaikler kurtarılarak bu müzeye taşınmış. 2000 bin yıldan daha eski bir geçmişe sahip olan bu mozaik resimlerde kullanılan birçok motifin Selçuklu Mimarisinde ve halen Anadolu'da dokunan el halılarında motif olarak yer alması enteresan bir ayrıntı. Bu bölümün en önemli eseri mozaikler ile yapımlaş "Çingene Kızı" resmi.TARİHİ MEKÂNLARCumartesi günü öğleden sonra Gaziantep'in tarihi yerlerini de gezme fırsatı bulduk. Bakırcılar çarşısı satış yapılan bir mekân olma yanında halen sanatın devam ettirildiği bir mekân olarak da hizmet veriyor. Çarşının hemen çıkışında Yuşa Aleyhisselama ait olduğu söylenen bir kabir var. Ancak bu kabir İstanbul'da bulunan Hz. Yuşa kabrine göre çok küçük kalıyor, normal bir insan boyunda yapılmış.Öğle namazını Çınarlı Camiinde kıldık. Caminin hemen yanında bir şehitlik var. Milli Mücadele sırasında şehit olan Anteplilerin kemikleri (6317 şehit) daha sonra buraya nakledilmiş ve tek bir mezar ile hepsinin ruhu ve bedenleri aynı mücadele döneminde olduğu gibi birleştirilmiş. Tarihi bir eser olan Çınarlı Cami geçirdiği tadilattan sonra bu özelliğini kaybetmiş. Çatısı beton hasırla kapatılmış.Ömeriye Cami tipik bir Selçuklu mimarisine sahip. Aksaray Ulu cami ile aynı özellikleri taşıyor. Çatı kubbesi taş örme ile kapatılmış. Antep'te bulunan camilerin hemen hemen hepsi bu minval üzerine yapılmış. Selçuklu, Artuklu ve Dulkadiroğlu dönemine ait. Cuma hutbelerinin okunduğu minberler caminin içinde bir yer işgal etmiyor. Duvarın içine yapılmış ve aynı minareye çıkan merdivenler gibi duvarın içinden merdivenlerle minbere çıkılıyor. Bunun istisna olduğu tek yer Şirvani Cami... Şirvani Camii'nde de minber yine duvarın içine yapılmış bir bölmede. Ancak alta döşenen demir raylar üzerinden çekilerek açılıyor.Mağara diye tabir edilen bir yer var. Burası yerin altında oluşturulmuş bir mahzen. Üstünde yer alan evlerde bulunan su kuyularından açılan yollarla buraya iniliyormuş. Antep savunması sırasında işgale karşı direnenler düşmana baskın yaptıktan sonra evlerin hayatında yer alan kuyulardan bu mağaraya inip saklanıyor ve yeni baskın planları yapıyorlarmış.Gezimizin ikinci gününde Gaziantep Hayvanat Bahçesini gezdik. Gezdik kelimesi burada biraz iğreti durdu. Doğrusu gezmeye yeltendik olmalı. Türkiye ve Orta Doğunun en büyük, Avrupa'nın üçüncü büyük hayvanat bahçesi olduğu söylenen bölgeyi gezmek için sadece bir buçuk saatimiz vardı. Bu süre içinde maymunların olduğu bölüm, balıkların olduğu bölüm ve kuşların bulunduğu bölümü gezme fırsatı bulduk. Bu da her halde hayvanat bahçesinin çok cüzi bir bölümü olsa gerek.ŞEHREKÜSTÜ KONAKLARIHayvanat Bahçesi gezisinden sonra restorasyonu yapılan Antep Konaklarını ziyaret ettik. Şıh Fetullah camiinde öğle namazımızı ede ettik. Bu caminin avlusunda Şıh Fetullah'ın kabri yanında Antep savunmasında yer alan Karayılan, Yılankırpan gibi önemli kişilerin kabirleri de yer alıyor.Tarihi Antep evleri de restorasyona tabi tutulmuş. Bu konuda ciddi bir çalışma yapılıyor. Gördüğüm kadarı ile restore edilen bu binalar yine konut olarak hizmet vermeye devam ediyor. Bence doğrusuda bu diye düşünüyorum. Şehreküstü Konakları olarak tabir edilen bu bölge 300 yıllık konakların yer aldığı bir mevki. Burada bir de Pişirici Kasteli denilen bir yer var. Burası bir çeşit su sarnıcı... Fakat sarnıçtan daha teferruatlı bir işlevi var. Çevre evlerin su ihtiyacını karşıladığı gibi çamaşır yıkamak için de kullanılmış. İçinde bir de mescid yer alıyor.Şıh Fetullah Camiinden sonra öğle yemeğimizi yemek üzere hareket ettik. Şehitkâmil İlçe Kaymakamı Mehmet Aydın'ın da iştirak ettiği öğle yemeğinden sonra Gaziantepli dostlarımıza veda ederek Konya'ya hareket ettik.