Bu mücadele farklı iki zihniyet arasında olmaktadır. Bu zihniyetlerin farklılığı 'Hak anlayışı'ndan kaynaklanmaktadır. Yani 'Hakkı üstün tutan zihniyet' ile 'Yanlış Hak anlayışı' dediğimiz 'Kuvveti üstün tutan zihniyetler'dir.
"Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür"müş ya; o cihetten olsa gerek, ithal mallara düşkün olduğumuz gibi ithal düşüncelere de olduk olası müptelayız her nedense.
Kötü zamanda iyi bir insan etiketini yapıştırabileceğimiz Hasan Âli Yücel'in "Mevlevîliği"ni dinledik TYB'nin Konya Ticaret Odası Konferans Salonu'ndaki programında. İstanbul Üniveresitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Güner Sayar konuşmacı olarak katıldı.
Hasan Âli Yücel ismi bende hep "Köy Enstitüleri"ni çağrıştırır. Bir gecede toptan cahil bırakılan bir milleti okur yazar yapabilmek için başlatılmış bir kominist programın mutfağı haline getirilmişti Köy Enstitüleri... Hasan Âli Yücel de bu kurumun kaptanıydı... Türkiye'de Maarif tarihinde yedi yıl, yedi ay, yedi gün; yani en uzun Milli Eğitim Bakanlığı yapan bir şahsiyet...
Bugüne kadar Hasan Âli Yücel'in Mevlevîlik yönü hiç bu denli ön plana çıkarılmadı. Mevlâna âşıklısı oluşu, çocukluğunu Yeni Kapı Mevlevîhanesi'nde geçirmiş olmasından kaynaklanıyormuş...
Mevlevî terbiyesiyle yetişmiş. Mevlevî tekkesinin manevî havasından beslenerek kendi siyasî havasını inşa etmiş...
Dünya klasiklerini bakanlığı döneminde Türkçeye kazandırmış. Mehmet Âkif Ersoy'un Türkçe Kur'ân Meali'nin yazımının ne durumda olduğunu öğrenmek maksadıyla Mısır'a(Kahire'ye) kadar bizzat gidip bilgi almış...
Mesnevî'nin Türkçe tercümesinin bitirilmesi noktasında o dönemde hapishanede olan Abdülbaki Gölpınarlı'yı sık sık ziyaret ederek her türlü devlet imkânını götürmüş.
Konya'ya gelişinde hissettiklerini şöyle ifade ediyorhâtırâtında:
"Bu şehre her gelişimde Selçuklular döneminde Mevlâna'nın huzurunda yaşarım. Geldiğim günün gecesi O'nu ziyarete gittim. Dergâhın küçük kubbeler yanından yükselen bacalarını elleri omuzlarında bağlı sâkin ve mütevâzi duruşlarıyla başı sikkeli dervişler gibi görürdüm...
Boş zamanları Mevlâna'nın diriltici nefesinden daha uyarıcı bir meşgale ile dolduramazsınız. Ruhlardaki sıkıntıları Mevlâna kadar çoşturan ilhamlarla sinen kim vardır?!...
Bize sonsuz hayattır nefesin,
Gaibden Huu diyor içimde sesin..."
Kaosun ve bulanıklığın hüküm sürdüğü dönemlerde ekmeğine yağ sürmek yerine bir şeyler yapabilmenin telaşıyla bir hayat sürmeye çalışmış Hasan Âli Yücel...
İstiklâl Marşı şairi merhum Mehmet Âkif Ersoy'un Edirne Kapı Mezarlığındaki kabrini de Hasan Âli Yücel yaptırmış...
İlkel hiyerarşiye boyun eğmekle birlikte "av mevsimi"ni kendi açısından iyi değerlendirmiş.
Beyaz Türklerin Mevlevîhaneleri işgal ettikleri bir dönemi de göz ardı etmemek gerekir diye düşünüyorum.
Bir zamanlar pervasızca ahkâm kesenlerin kimileri; büyük utancın ıstırabıyla günah çıkarma yollarına başvurdu, hâtırât yazdı; kimileri de büyüsü bozulmuş, hayatın kenarına itilmiş bir hayat sürerek sefil ve zelil bir şekilde ölüp gittiler...
"Zulüm ile âbâd olanın akibeti berbat olur" sözünü hep tekrarlarız da bir türlü ders almayız. Öyle olmasaydı tarih tekerrürden ibaret olur muydu demeyin sakın!...
Bizim tarihimiz kadar yanlış yazılmış, hangisinin doğru hangisinin yanlış olduğu bir başka milletin tarihi yoktur. Sapla saman birbirine karışmış durumda tarihimizde. Bu tarihin bize lazım olduğu kadar bizden sonrakilere de lazım olacağını unutmayalım...
Bize düşen; iyiliği telkin etmek, iyileri koruyup kollamak; kötülükten uzak durmak ve kötülere gücümüz nispetinde haddini bildirmektir.
İstanbul Üniveresitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Güner Sayar'a ve TYB Konya Şubesi yönetimine, kültüre ve sanata katkılarından dolayı teşekkür ederiz.
Hakimiyet 05.05.2008