MEHMET TEKİN'E VEFA KONYA'YA VEDA

TYB Konya Şubesi bir vefa programı daha gerçekleştirerek Konya Kültürünün Hafız(a)larına, kültür, sanat ve edebiyata gönül ve emek verenlere yaptıkları...

TYB Konya Şubesi bir vefa programı daha gerçekleştirerek Konya Kültürünün Hafız(a)larına, kültür, sanat ve edebiyata gönül ve emek verenlere yaptıkları çalışmaların "su üstüne yazı yazmak" olmadığını göstermek adına bir duyarlılık göstererek "Prof. Dr. Mehmet Tekin'e Vefa, Konya'ya Veda" programı düzenledi. Düzenleyiciliğini Ümit Savaş Taşkesen'in yaptığı programa Aydınlar Ocağı Başkanı Dr.Mustafa Güçlü, Prof.Dr.Haşim Karpuz, Prof.Dr.Mikail Bayram, Prof.Dr.Zekeriya Kitapçı, Doç.Dr.Hayri Erten, Yard.Doç.Dr.Kemal Kahramanoğlu, Mehmet Emin Parlaktürk, Mehmet Tekin'in öğrencisi olan Türkiye Futbol Federasyonu Temsilcisi Mehmet Baykan, Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi müdürü Bekir Şahin, Selçuklu Belediyesi Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Ali Düz ve çok sayıda yazar, akademisyen ve öğrencileri katıldı.
Konuşmasına çok duygulandığını ifade ederek başlayan Tekin 1981 yılında geldiği Konya'ya 2009 yılına kadar hizmet verdiğini söyleyerek konuşmasına başladı. Konya'nın şehir girişlerinin çok güzel olduğunu ifade ederek "senfoni gibi bir şehir" dedi. Şehrin maneviyatı için de Mevlana yeter diye ekledi.
Aradan geçen zamanı değerlendiren Prof.Dr.Mehmet Tekin aralarında Mehmet Baykan'ın ve TYB Konya Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Saffet Yurtsever'in de bulunduğu öğrencilerine bakarak ben mi yaşlandım onlar mı genç kaldı dedi. Üniversiteler gibi resmi akademilerin dışında sivil kişi ve kuruluşların yetiştiği, tabii olduğu bir sivil akademiden bahseden ve bunu bugünlerde suyu kesilerek kültürel inkıtaya uğra ve Tekin bir hatırasını anlattı. Öğrenciliği zamanında Enderun kitapevinde herkesin elpençe divan durduğu ve ne sorulursa cevap verilen bir kişiyi gördüğünü anlatan Tekin bu kişinin kim olduğunu merak eder ve sonunda Kültürün Köşetaşı isimlerinden olan Ali İhsan Yurt olduğunu öğrenir. Tekin, Ali İhsan Yurt gibi birçok kültüre emek veren kişileri anlatan Dursun Gürlek'in "Ayaklı Kütüphaneler" kitabının okunması ve o kişilerin yakından tanınması gerektiğini söyleyerek okumanın insana kandıracağı yegane hasletin tevazu olduğunu ekledi.
Konya'ya elinden geldiğince hizmet ettiğini söyleyen Tekin takdirin geride kalanlara ait olacağını ifade etti. Bir kuşak olarak Nurettin Topçu'nun sülbünden geldiklerini ifade eden Tekin Topçu'nun öğrencisi olan Orhan Okay'ın kendisini yetiştirdiğini ve esas olan şeyin öğrenci yetiştirmek olduğunu söyleyerek Cemil Meriç, Necip Fazıl, Mehmet Kaplan, Faruk Timurtaş vb. hocalarıyla olan hatıralarından bahsetti.
Konya'dan ayrılma konusunda da konuşan Tekin "İnsan daha güzel şey yapmayacaksa hicretin ne anlamı var? Daha iyiye, güzele doğru hareket etmek gerekiyor" dedi. Üniversiteden mezun olduğu zaman "bir gün sana geri döneceğim" dediğini aktaran ve İstanbul'a gidişinin "biraz gecikmiş bir geri dönüş" olduğunu belirterek kısmette olanın uzun yıllar Konya'ya hizmet etmek olduğunu söyleyerek ayrılma vaktinin geldiğine inandığı için gittiğini haktan hayırlısını dilediğini sözlerine ekledi.
NAZIM HİKMET VE İSLAM
Konuşması bir veda konuşması olmanın dışında düşünce tarihi içinde geçişler de barındıran Prof.Dr.Mehmet Tekin Nazım Hikmet'in soğuk savaş dönemi şartları dolayısıyla yanlış anlaşıldığını söyledi. Nazım'a uygulanacak olan kriter Dante'ye de uygulanırsa onun da bir vatan haini sayılabileceğini iddia eden Tekin bir gün Nazım Hikmet ve İslam, Nazım Hikmet ve Tasavvuf gibi çalışmaların yapılması gerektiğini söyledi. Nazım Hikmet hakkındaki yayınların soğuk savaş dönemi şartları dolayısıyla çok abartıldığını, bunda CIA ve onunla işbirliği içindeki kalemlerin rolü olduğunu bundan dolayı yazılanların bir tür filtreden geçirilerek okunması gerektiğini sözlerine ekledi. Anakronik bir tarih algısından da söz eden Tekin tarihe yanlış bir perspektiften bakınca çok büyük hatalar yapıldığından bahsederek çeşitli örnekler verdi. Türkiye'nin bir romancı mezarlığına döndüğünü söyleyen Prof.Dr. Mehmet Tekin "İpini kıran romancı oluyor" dedi. Kemal Tahir'in Devlet Ana romanını yazana kadar Türk Solu tarafından el üstünde tutulduğunu o romandan sonra tukaka ilan edildiğini Türk Sağının ise Devlet Ana romanına kadar Kemal Tahir'i görmezden geldiğini o romandan sonra el üstünde tutmaya başladığını söyleyen Prof.Dr.Mehmet Tekin Kemal Tahir'in ikinci bir Ahmet Mithat olduğunu ve onun anlaşılması ve gençlere aktarılması gerektiğinin altını çizdi. Kişileri ve eserleri değerlendirirken "günün kabulleri değil hakikatin bakış açısıyla" bakarak değerlendirmenin doğru bir tutum olduğunu da sözlerine ekleyerek Edwart Said'in iki dünya savaşında yani 35 yılda ölen insan sayısının 400 yıl süren haçlı seferleri sırasında ölen insanlardan daha fazla olduğunu söylediğini aktararak bu topraklar üzerinde yaşayan insanlar arasında Hitlere, Staline, Maoya hayranlık duyanların çıktığını oysa bu hayranlık duyulan insanlardan tiksinilmesi gerektiğini sözlerine ekleyerek bu ülkenin özüne dönmesi gerekiyor dedi. Dönülecek özü de tanımlayan Tekin bu özün Mevlana ve Yunus Emre'nin felsefesinin hayata geçirilmesi olarak tanımladı.
KONYADAKİ EN MUTLU ZAMANIM
Konya'daki en mutlu yıllarının son iki üç yıl olduğunu söyleyen Mehmet Tekin bunda Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesini merkeze alarak konuştuğunu söyledi. TYB'yi öven Tekin TYB'de yapılan faaliyetlere bakarak Belediye'nin Konya kültürüne büyük katkısı olan bu mekan ve çevresini daha da iyileştirmesi ve güzelleştirmesini beklediğini ancak bunu göremeden üzüntüyle Konya'dan ayrılacağını söyledi. İyileştirmeler olmasa da TYB Konya Şubesinin duvarları arasında kalan bu bahçesinin kendisini gönendiren bir köşe olduğunu, entelektüel bir mekan olduğunu, şair, gazeteci, yazar, akademisyen, öğrenci, sanatçı, herkesin bu mekanda bulunduğunu, buluştuğunu ve tanıştığını söyleyerek TYB'nin faaliyetlerinin devam etmesi isteğini dile getirdi. Aynı zamanda kendi öğrencisi de olan TYB Konya Şube Başkanı Ahmet Köseoğlu'na da değinen Prof.Dr.Mehmet Tekin Ahmet Köseoğlu'nun inanılmaz bir enerjisi olduğunu ve bu mekanda zor şartlarda inanılmaz işler gerçekleştirdiğini, onun inanılmaz enerjisini inkar edenin intihar etmiş olacağını sözlerine ekleyerek Köseoğlu gibi kompetan, yetenekli öğrencilerinin sayısının az olmadığını bundan mutluluk duyduğunu, önemli olan şeyin ortaklaşa bir şey gerçekleştirmenin ve kültüre hizmet etmenin asıl olduğunu söyledi. TYB Konya Şubesinin kendisi için özel bir yeri olduğunu belirten Tekin her ne zaman bir program teklifi gelirse bunu memnuniyetle karşılayacağını ve koşarak geleceğini diğer akademik faaliyetlere değişmeyeceğini sözlerine ekledi. "İşte geldik gidiyoruz Şen olasın Halep" diyerek sözlerini tamamlayan Mehmet Tekin'den sonra söz alan TFF temsilcisi Mehmet Baykan İstanbul Üniversitesindeki mezuniyet törenine gidemediğini, kendisine sürekli gelen TYB davetlerine bugüne kadar katılamadığını ancak bu kez katılmasının mümkün olduğunu ve bu programı düzenleyenlere teşekkür ettiğini belirterek öğretmeniyle ilgili hatıralarını anlattı. Programın sonunda TYB Konya Şubesi adına düzenlenmiş olan Teşekkür belgesi ve plaketi Konya Bölge Yazma Eserler Müdürü Bekir Şahin ile Aydınlar Ocağı Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü takdim etti. Plaketi alan Tekin bu plaketi çok beğendiğini, Konya'yı, Selçukluyu ve TYB'yi hatırlatması için üniversitedeki odasında özel bir yere koyacağını söyleyerek teşekkür etti. Program daha sonra TYB Bahçesinde çay eşliğinde bir sohbet ile devam etti.

Haberler Haberleri

"YAZARLARIMIZ OKULLARDA" PROJESİ TAMAMLANDI
TYB KONYA’DA UZLUK AİLESİ VE MEVLÂNA İLE İLGİLİ ÇALIŞMALARI KONUŞULDU
Bakan Tunç: Hukuk dili dil bilinciyle şekillenmelidir
TYB KONYA’DA MESNEVÎHANLIK GELENEĞİ VE MESNEVÎ OKUMALARI PANELİ YAPILDI
Hazreti Mevlana'nın 751. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenleri başladı