Sovyetler Birliği'nde Stalin'li yılların önde gelen muhaliflerinden Nobel ödüllü yazar Aleksandr Soljenitsin, 89 yaşında hayata veda etti. Oğlu Stepan Soljenitsin, babasının kalp yetmezliğinden, yazarın yayınevi ise felç sebebiyle öldüğünü söyledi.
Kuzey Kafkasya'daki Kislovodsk'ta 11 Aralık 1918'de dünyaya gelen Soljenitsin, dünya edebiyatının en aykırı ve en muhalif yazarlarından biri olarak biliniyor. Stalin karşıtı söylemleri hayat hikâyesine sürgün, vatan haini, sınır dışı kelimelerini eklese de "İvan Denisoviç'in Bir Günü" ve "Gulag Takımadaları" gibi eserleriyle adını dünya edebiyatının en önemli yazarları arasına yazdırdı.
Soljenitsin, 1939-1945 yılları arasında Sovyet ordusunda görev yaptı ve 1942 yılında yüzbaşı rütbesiyle İkinci Dünya Savaşı'na katıldı. Sovyetler Birliği'nin Hitler ile uzlaşma yolu bulmasının savaşı önleyebileceğini, Sovyet halkının savaştan dolayı yaşadığı yıkımdan Stalin'in Hitler'den daha fazla sorumlu olduğunu iddia ediyordu. Cephedeyken yazdığı mektuplarda Stalin'i eleştirdiği için tutuklandı ve 8 yıl bir kampta hapis cezasına çarptırıldı. Savaştan sonra Moskova yakınlarındaki bir hapishaneye konulan Soljenitsin, 1950'de Kazakistan'da siyasal tutuklular için kurulan özel bir kampa gönderildi ve 3 yıl burada kaldı. Soljenitsin, daha sonra istenmeyen kişi ilan edildiği için sürgüne gönderildi. Kazakistan'ın Kok Terek köyünde öğretmenlik yapmaya başlayan yazar, bu dönemde kansere yakalandı. Komünist Parti'nin yeni lideri Nikita Kruşçev tarafından başlatılan Stalin'in etkilerini ortadan kaldırmaya yönelik operasyonlar çerçevesinde hakları geri verildiği için Ryasan'da çalışmasına imkân tanındı. 1962'de "İvan Denisoviç'in Bir Günü" adlı kitabını yayımlayan Soljenitsin, bu öyküsünün başarısı üzerine kendini tamamen yazarlığa vererek, zorunlu çalışmayı anlatan Stalin karşıtı bu yapıtıyla Kruşçev'in takdirini kazandı ve bir yıl sonra Sovyet Yazarlar Birliği'ne kabul edildi.
Sürgünde bir ömür
Aleksandr Soljenitsin, "Matrenin Dvor" ve "Dlya Polsu Dela" adlı öyküleriyle tekrar Komünist Parti'nin hedef tahtası haline geldi. 1966'da ülke dışına çıkması yasaklandı ve 3 yıl sonra da Yazarlar Birliği'nden çıkarıldı. Hayatı boyunca çeşitli cezalara çarptırılan Soljenitsin, çalışma kampları hakkındaki kitabı "Gulag Takımadaları" ile Nobel Edebiyat Ödülü kazandı. Kitabı kapitalist ülkelerde Sovyet karşıtı propagandanın önemli öğelerinden biri oldu. Yazar, kendisine politik nedenlerle verildiği iddia edilen Nobel Edebiyat Ödülü'nü ise 4 yıl sonra alabildi. Sovyet hükümeti, 1974 yılında vatandaşlığını iptal ederek Soljenitsin'i sınır dışı etti. İsviçre'de 2 yıl kaldıktan sonra 1976'da ABD'ye yerleşen Soljenitsin, bu dönemde, Vietnam'a Amerikan müdahalesini destekledi ve Vietnam'da Amerikalı tutsakların köleleştirildiğini iddia etti. Sovyetler Birliği'nin son Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov'un yönetimi sırasında 1989'da yeniden Yazarlar Birliği'ne alınan Soljenitsin'in sürgünüyle ilgili karar, 1991 yılında resmen kaldırıldı. Rusya'ya 1994 yılında dönen Soljenitsin, parlamento önünde yaptığı konuşmada Rusya'nın kendisine göre hatalarla dolu demokrasiye geçiş şeklini eleştirdi. Romanlarında hapishane izlenimlerini aktaran Soljenitsin'in eserlerinden başlıcaları şunlar: İvan Denisoviç'in Bir Günü, İlk Çember, Kanser Koğuşu, Kırmızı Tekerlek (dört ciltlik tarihsel roman), Gulag Takımadaları, Görünmez Müttefikler, Meşe ve Dana.
Zaman 05.08.2008