Balıkesirli Bir İslâm Âlimi İmam Birgivî
3. cilt, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Yayını
*
Karesi, Batı Anadolu’daki beyliklerden; 14. Asrın ilk yarısında bölgenin hâkimi, merkezi Balıkesir şehri. Takiyüddin Mehmed 16. Asrın ilk çeyreğinde Balıkesir’de doğmuş. Yani Karesi’li; fakat Birgivî, yani Birgili olarak tanınmıştır. Mesele doğmak doymak meselesi değil; Mehmed Efendi bir süre devlet hizmetinde bulunmuş ama bu memuriyetten memnun kalmamış. Rivayete göre, bu vesile ile kazandıklarını da iade etmiş!
Anadolu’nun batısında, şimdi köy olan, fakat zamanında mühim bir şehir merkezi mevkiindeki Birgi’ye müderris olarak tayin edilmiş.
Birgi deyip geçmeyin, bir zamanlar Aydınoğulları beyliğinin merkezi olan şehir burası. Aydınoğlu Mehmed Beyin’in camisi ve türbesi burada.
İşte Takiyüddin Mehmed’in aidiyeti böylece teşekkül etmiş. Ol zamandan sonra Takiyüddin Mehmed Birgivî/Birgili olarak anılmış. Birgivî hem fikir sahibi, kanaat sahibi bir âlim, hem de arapça ve türkçe eserleri var. Dine sokulan bidatlerle mücadele eden bir ilim adamı. Bizi en çok alâkadar eden eseri Vasiyetname olmalı. Onun için Osmanlı halkının zihninde mühim yer işgal eden Mızraklı İlmihal’in öncüsü denilir.
Halkın anlayacağı bir şekilde dini meseleleri ifadede büyük bir kudret göstermiş Birgivî. Eserinin birçok yazma nüshası var. Osmanlı sahasında basılmadan önce Kazan’da basılmış. Buna rağmen Osmanlı sahasında basılan ilk dinî eserin Vasiyetname olduğunu söylersek, ehemmiyetini daha iyi anlatmış oluruz. İşte onun Vasiyetnamesinden bazı cümleler:
Ve dahî îmân ve İslâm birdir. İkisi dahî kalb île inanmakdır ve dil ile ikrâr itmekdir. Hazret-i Muhammed aleyhisselâm Hak Teâlâ’dan getürdiği cümle hakdır. Getürdiği zikrettiğimiz şeylerdir. Din-ü millet birdir. Hazreti Muhammed aleyhisselâm hak tealadan getürdiği şeylerdir. İ’tikâda müteallık şerîat amâle müteallık getirdüğidir, Îmân-ı icmâlî kâfîdir, tafsîl lâzım değildir. Mukallidin îmânı sahihdir. Bir kimse îmân vâcib olacak nesneleri bilse ve i’tikâd etse lâkin kendiden tafsîlen tabîr edemese İslâm’ına hükmolunur.
*
Abdestin farzları: Bir kerre yüzün yumak, bir kerre iki kolların yumak, dirseklerile bîle. Bir kerre başın dört bölükde bir bölüğüne mesh îtmek. Bir kerre ayaklarını topuklarila yumak…
Bugünün din uleması bu kadar duru ve net ifade edebiliyor mu bu konuları?
Birgivî, Osmanlı sahasında bilinen tanınan bir isim olduğu gibi, Kazan’da eserinin basılmasından da anlaşılabileceği gibi, türkçe konuşulan coğrafyalarda da biliniyor.
Balıkesir Belediyesine alkış!
Balıkesir Belediyesi güzel bir hizmet yapmış. Balıkesirli olmasına rağmen “Birgili”/Birgivî olarak tanınan bu büyük alimle ilgili bir sempozyum düzenlemiş, sonra da bu faaliyete katılanların bildirilerini üç ciltlik kitap halinde yayınlamış.
Balıkesir Belediyesini iki kere tebrik ediyoruz:
Birincisi böyle bir faaliyeti yaparak hayli hacimli kitabını yayınlamasından ötürü. İkincisi ise, böyle bir kitabın başında belediyenin-başkanının reklamı mahiyetinde hiçbir unsura yer vermemesinden dolayı!
Birgivî Bosnevî olabilir mi?
Üç ciltlik kitapta Birgivi’nin hayatını, eserlerini ve tesirlerini ele alan birçok makaleler var. Bunlardan biri benim bilhassa dikkatimi çekti: “İmam Birgivî’nin Bosna Hersek ilim ve kültür dünyasındaki etkileri”.
Merzuk Grabus’un bu makalesi bizi Osmanlı toplumunda halkın zihninin oluşmasında büyük önemi olan bir eserin sırf Anadolu’da değil ülkenin hayli batısında bulunan, anadili türkçe olmayan bir toplumda gördüğü ilginin mahiyetini anlamaya çağırıyor.
Bosna Birgivi’ye ve eserine öylesine sahip çıkıyor ki, âdeta onu Bosnevi/Bosnalı yapıyor!
Bosna’da Birgivi’nin Vasiyetname dışında, Tarikat-ı Muhammediye, İzhar el-esrar, el-avamil el cedide, Cilaul-kulub ve Muaddil es-Salat eserlerinin mekteplerde medreselerde ders kitabı olarak okutulmuş. Özellikle Birgivi ilmihali olarak bilinen Risale-i Birgivi-Vasiyetname 1990’lı yıllara kadar Bosna’da okunmaya devam edilen kitaplardandır. Bosna Hersek kütüphanelerinde halen Birgivi’nin eserlerinin 100 adet yazması bulunuyormuş. Vasiyetname’nin sadece Gazi Hüsrev Bey kütüphanesinde 88 nüshası varmış. Osmanlı hakimiyetinden sonra Anadolu’ya göç eden Boşnaklar, yerleştikleri yerlerde mekteplerde bu kitabın okunmasını talep etmişler, yani ona güvenleri tam, böyle bir benimseme hali. Vasiyetname 20. Yüzyılın bayında Reisu’l-ulema Mehmed Cemaleddin Çavuşeviç tarafından Boşnakçaya çevrilmış ve defalarca basılmış.
Pek Anadolu sahasında yetişen alimlere “imam” ünvanı verilmez. Bu yüzden Birgivi’nin “İmam Birgivi” olarak anılması boşuna değil. O Osmanlı sahasında eserleriyle de imamlağını tescil ettirmiş bir şahsiyet.