Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi’nin Konya Büyükşehir, Karatay, Selçuklu ve Meram Belediyelerinin katkılarıyla düzenlediği ve sosyal medya kanallarından canlı yayınlanan, “Bir Garip Orhan Veli” adlı konferansta Dr. Necati Tonga meşhur şairin bilinmeyen yönlerini anlattı. TYB’nin 2021 yılı takvimindeki 32’nci programı, Mustafa Güden’in yönetiminde icra edildi.
“Orhan Veli’nin ömrü çok az ama yaptıkları çoktur”
Orhan Veli’nin 36 yıllık ömründe, ortaya koymuş olduğu eserlerin etkisi göz önünde bulundurulduğunda pek çok şairden daha çok etkili olduğunu söyleyen Dr. Tonga, “Yazar, İstanbul’da dünyaya gelmiştir ve eserlerinin pek çoğunda bu şehirle ilgili yansımalar var. İstanbul’da çocukluğunun ilk yıllarını geçirdikten sonra babasının mesleki nakli nedeniyle Ankara’ya taşınıyorlar. Orhan Veli’nin babası üzerinde de durmak gerekiyor. Mehmet Veli Kanık Cumhurbaşkanlığı senfoni orkestrasında görev yapan bir müzisyendir. Orhan Veli’nin şiirlerindeki musiki altyapısının temelinde de babası olduğunu düşünüyorum” dedi.
Orhan Veli’nin mizacen babasının etkisinde kaldığına işaret eden Tonga, sözlerini; “Babası, etrafındaki insanları güldüren muzip bir karakter. Kardeşi Adnan Veli Kanık da nükte hususunda Türk edebiyatının önemli isimlerden birisidir. Orhan Veli’de de alaycı bir tutum var; hayatı alaya alan bir yaşam tarzına sahip” diyerek sürdürdü.
“Garip şiirinin temeli Taş Mektep’te atıldı”
Ankara Erkek Lisesinde tanıştığı Oktay Rıfat ve Melih Cevdet Anday’ın arkadaşlıklarının Orhan Veli üzerinde çok büyük rolü olduğunu ve kişiliğinin Ankara Erkek Lisesinde oluştuğunu anlatan Tonga; “O dönem Ankara’da Taş mektep en önemli okuldur. Mektebin hocaları da çok önemli isimler; Nurullah Ataç, Ahmet Hamdi Tanpınar, Suut Kemal Yetkin, Faruk Nafiz Çamlıbel; Ahmet Muhip Dıranas aynı dönemde bu okulda görev yapıyor ve Orhan Veli ile de aynı mahallede oturuyorlar. Cahit Sıtkı Tarancı o okulda okumuyor, ama çok yakın arkadaşlarıdır. Esas Garip üçlüsünü oluşturan kişiler Oktay Rıfat, Melih Cevdet ve Orhan Veli, bu okulda tanışmış ve ilk eserlerini bu okulda yayınlamaya başlıyorlar. Okulun yayın organı olan Sesimiz dergisi de çok önemlidir. Orhan Veli burada tiyatro kolunda görev alır ve ilk eserleri de tiyatro tarzındadır. Bir devrim mahiyetinde olan Garip Şiiri’nin temeli de bu okulda atılır. Orhan Veli’yi, Orhan Veli yapan şey de, 1941 yılında yayınlanan Garip Şiiri’nde ortaya koyduğu metinler ve bu şiir anlayışını ömür boyu sürdürmüş olmasıdır…” dedi.
“Liseli bir şair, şiirde devrim yaptı”
Orhan Veli’nin yerleşik şiir anlayışını değiştirerek şiirde bir devrim yapmaya çalıştığını ve bunda da başarılı olduğunu anlatan Tonga, Tahsin Yıldırım ile birlikte altı cilt halinde hazırladıkları Orhan Veli Külliyatı’nın, kütüphanelerde gazete ve dergi taramasıyla geliştirildiğini belirterek; “Bu çalışmada, Orhan Veli’nin kitaplara girmemiş epeyce şiir ve metinleriyle karşılaştık. Bizim çalışmamızla ilk defa bazı şiirleri kitaba alınarak neşredilmiş oldu. Orhan Veli’nin yazarlık serüvenindeki ilk eserlerini ortaya çıkarmış olduk…” dedi.
“Pek çok eser kütüphanelerde sıkışıp kalmış”
Pek çok meşhur yazarın bazı eserlerinin kütüphanelerde sayfalar arasında kaldığına dikkat çeken Tonga, bunları ortaya çıkarmadan sağlam bir edebiyat tarihi yazılamayacağının altını çizdi. Orhan Veli’nin hem Ankara hem İstanbul edebiyat mahfillerinde âdeta cazibe merkezi olduğunu söyleyen Tonga; “O ve pek çok arkadaşının belirli mekânlara devam ettiğini görüyoruz. 36 yıl ömür sürmüş lise mezunu bir gencin eserlerini incelerken inanılmaz bir müktesebata sahip olduğunu da görüyoruz. Bugün Üniversitede verilen eğitimi o dönemde lisede, hatta ortaokulda aldıklarını söyleyebiliriz. Orhan Veli, Farsça, Arapça, Fransızca ve pek çok ilim dalıyla ilgili, inanılmaz birikime sahiptir. Artistik ve sanatkâr bir ruhu da vardır…” dedi.
“Hükümetlerle arası hiç iyi olmadı”
Orhan Veli’nin hikâyeleriyle şiirleri arasında bir paralellik olduğunu, hikâyelerinin otobiyografi gibi durduğunu kaydeden Tonga; “Edebi eserlerinde siyasî yönünü çok belli etmez, ama diğer yazılarında bunu sıkça görüyoruz. Ölünceye kadar çıkardığı Yaprak gazetesinde ve diğer yazılarında hayli sert söylemleri var. 1950 öncesinde CHP’yi, 50 sonrasında DP’yi hayli eleştirirmiştir…” şeklinde konuştu.
“Yanlış tedavi sonucu öldü”
Orhan Veli’nin aşklarıyla, avarelikleriyle, serkeşlikleriyle kısacık 36 yıl ömür sürebildiğini anlatan Tonga; “Şair, Ankara’da PTT’nin açtığı bir çukura düşmüştür, ama ölüm sebebi bu değildir. Bundan iki hafta sonra İstanbul’a gittiğinde bir arkadaşının evinde rahatsızlanmış ve yanlış tedavi uygulanmış, orada ölmüştür...” diyerek sözlerini tamamladı.