Konuşmacı YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Şaban Çalış idi. Toplantıda Konya'nın önemli güçleri, etkin isimleri bir aradaydı: TYB Konya Şube Başkanı Bekir Şahin, Karatay Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Babaoğlu, Konya Üniversitesi Rektörü Muzaffer Şeker, Niğde Belediye Başkan Yardımcısı Ahmet Köseoğlu, Öğretim Üyeleri Birliği Başkanı Prof. Dr. Osman Yılmaz, Sosyal Hizmetler İl Müdürü İzzet Güneş, Müdür Yardımcısı Cemil Paslı, Selçuklu Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Yusuf Küçükdağ, Balkanlardaki tarihi eserlerin restorasyonu gibi önemli görevlerle iştigal eden Alim Korkmaz, gazeteciler, yazarlar ve birçok gönül dostu...
Gözlerimiz, davetli olan Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek'te idi. Ama gelmedi. Keşke Selçuk Üniversitesi Rektörü Süleyman Okudan da orada olsa idi. Bir nevi rektörler buluşması olan bu toplantıya gerekli desteği verse idi.
Prof. Dr. Şaban Çalış, 2002 yılında Konya'ya en az beş üniversitenin gerekli olduğunu söylediğinde kendisine güldüklerini ama şimdi bu sayının bile belki yetersiz kalabileceğini, gelinen noktanın iyi olduğunu söyledi. Bolca rakamlar verdi. Avrupa'da ve bizdeki yüksek öğretimin durumunu gözler önüne serdi. Batı'daki ders kredisi sistemini anlattı. İnsanların özgürce yüksek öğrenim imkânından yararlanması gerektiğini söyledi. Şaban Çalış, Ankara'daki Konyalıların yüz akı olan bürokratlardan.
KTO konferans salonundaki bu güzel buluşma TYB Konya Evi bahçesinde devam etti. TYB'de oluşturulan sohbet halkasında Prof. Dr. Yusuf Küçükdağ'ın bir sözü Konya için gerçekten önemliydi. Yusuf Hoca'nın, Konya'ya çeşitli bakımlardan yön veren insanların böyle bir araya gelmesinin son derece sevindirici olduğunu söylemesi herkesi memnun etti. Keşke her alanda Konyalılar arasında böyle bir birlik olsa. Keşke Konya'da fesatlık, hasetlik olmasa.
KOP Eylem Planı ile ilgili çok büyük fedakârlıklarda bulunan Karatay Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Babaoğlu, Konyalıların birlik içinde hareket etmesini, yerel dayanışma kültürü olarak isimlendirdi. Bu gerçekten önemliydi. TYB Konya Evine doğru yürüyerek giderken Rektör Mehmet Babaoğlu ile kısa sohbet etme imkânımız oldu. Mehmet Hoca, Konya'da yerel dayanışma kültürü adına son zamanlarda önemli faaliyetlerin olduğuna dikkât çekti. Buna da Mustafa Arslan'nın Anadolu Gazete Sahipleri Temsilciliği görevine ikinci defa seçilmesinde basın, STK ve bürokratlar olmak üzere bütün Konya'nın canla başla çalıştığını ve birlik ruhunu sergilediklerini söyledi. Bu bir yerel dayanışma kültürünün başlaması idi. Daha sonra görüştüğüm Mustafa Arslan da bütün Konya'nın bu konuda fedakârane çalıştığını, herhangi bir ikiliğin çıkmadığını söyleyerek bu konuda bütün Konyalı hemşerilerimize teşekkür etti.
TYB bahçesindeki samimi sohbeti biraz uzaktan izledim; zira gerek program boyunca gerekse sonra, tansiyon düşüklüğünden kaynaklanan bir keyifsizlik ve hâlsizlik içerisindeydim. Çok samimi konuşmalar oldu. Konya'nın kültürel dokuları gündeme geldi. Kıymetli dostumuz İbrahim Dıvarcı, olur da sohbet Mevlâna Kültür Vadisi Projesine, Konya'nın tarihi yapılarına gelmez mi.
Yusuf Küçükdağ Hocamız, biraz da ironi ile, geçtiğimiz yıllarda Konya parklarını işgal eden koyun keçi heykellerine temas etti. Hepimizin yüzünde tebessümler oluşturdu. Mesela, köy kültüründen, şehir kültüründen bahsedildi.
Rektör Babaoğlu ile KOP konusunu da kısaca, ayaküstü görüştüm ama bunu daha sonra ayrıntıları ile sizlere aktaracağım. Bu konuda kendisi ile tekrar görüşmem icap edecek gibi.
İnşallah Konya'nın yöneticileri birlik içinde Konya için çalışmaya gayret ederler.
http://www.memleket.com.tr/author_article_detail.php?id=13667