Sadreddin Konevî Sempozyumu'nun Düşündürdükleri

Clément İmbault-Huart (1854-1927), ünlü Fransız şarkiyatçılardandır. Arapça, Farsça ve Türkçeye, mükemmel şekilde vâkıftır. Doğu'nun kültür...

Clément İmbault-Huart (1854-1927), ünlü Fransız şarkiyatçılardandır. Arapça, Farsça ve Türkçeye, mükemmel şekilde vâkıftır. Doğu'nun kültür ve medeniyeti konularında yaptığı inceleme gezileri ve yayınlarıyla tanınmıştır.
28 Mayıs 1891'de Konya'ya gelir. Şehri bir baştan bir başa dikkatli şekilde gezer. Müşahedelerini, "Konia, La Ville des Derviches Tourneurs" adıyla kitaplaştırarak, 1897'de Paris'te yayınlar. Huart, Sadreddin Konevî külliyesini de ziyaret etmiştir. Etraflıca verdiği bilgiler arasında şu paragrafı da yer almıştır: "Sadreddin'in türbesi yanında bulunan küçük câmide sükûnet ve ferahlık vardı. Büyük küplerin içinde Meram suları saklanılmıştı. Bu su, durdukça güzelleşiyordu. Üç hafta ve bir ay testide kalmış suları ayrı ayrı içtik. Dinlenmiş su, gerçekten çok duru ve temiz bir hâle gelmişti..."
Otuz yıl kadar önce bu satırları okuduğumda, "Sadreddin-i Konevî'nin camiindeki testilerde bulunan su, Fransız gezgin ve araştırmacısı Huart'ı böylesine lezzet verir de, o yüce âlim ve mütefekkirin müteâl fikirlerini içebilseler, kim bilir ne kadar memnun, mesrûr ve müstefit olurlar." diye düşündüğümü hatırlıyorum.
Bu günlerde, bu ihlâslı düşüncemin boşa girmediğini görmekten bilseniz ne kadar memnun ve mütehassisim. Çünkü, Meram Belediyesi'nin düzenlediği "1. Uluslararası Sadreddin Konevî Sempozyumu" sayesinde bu niyazımın kabul olduğunu görmekten son derecede mutluluk duydum.
Meram Belediyesi'nin, kültür ve sanat konularına da kol-kanat germeyi ihmal etmeyen değerli başkanı Sayın Refik Tuzcuoğlu'nun, son derecede isabetli bir kararla kurup, faaliyete geçirdiği "Meram Belediyesi Konevî Araştırma Merkezi" (MEBKAM), meyvelerini vermeye başladı. 20-21 Mayıs tarihleri arasında Dedeman Otel'de yapılan sempozyumda, şehrimizin, yurdumuzun tanınmış ilim adamlarının yanısıra, çeşitli ülkelerden gelen mütehassıslardan oluşan 39 katılımcı programda yer alarak, Sadreddin Konevî'i dillendirdiler. Eserlerini ve fikirlerini anlattılar. O muhteşem ilim, irfan ve fikir aysberginin görünen ve görünmeyen yönlerinde yaptıkları araştırmalarının sonuçları hakkında açıklamalarda bulundular.
İlk gün Dedeman'a biraz erken gittim. İstedim ki, salonu dolduran atmosferi bir an önce ve biraz daha fazla teneffüs edeyim. Gelenlerle tanışayım, konuşayım. Çok da iyi oldu. Rahatsızlığım sebebiyle yaklaşık iki yıldan beri maalesef uzak kaldığım bu seviyedeki ilmî toplantının havası bana çok iyi geldi. Hasretimi giderdim. Dostlarla tekrar bir araya gelmenin hazzını tattım, mutluluğunu yaşadım.
Oturduğum koltukta, Konevî için şehrimizde daha önce yapılan faaliyetlerden hatırımda kalanları düşündüm. Bu düşünce beni, rahmetli hemşehrimiz değerli ilim adamı merhum Prof, Dr, Feridun Nâfiz Uzluk'un, Konevî'nin ölümünün 673. yıldönümü münâsebetiyle Babalık Gazetesi'nde, hatırımda yanlış kalmadıysa 1947 yılında yayınladığı kıymetli makalesine kadar götürdü. Ardından, öğrencilerime yaptırdığım mezuniyet tezlerini, Selçuk Üniversitesi'nin, rektör Prof. Dr. Halil Cin zamanında düzenlediği Sadreddin Konevî sempozyumlarını, sunduğum tebliğlerimi; Altı yıl önce, Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi'nin değerli başkanı Sayın Ahmet Köseoğlu'nun arzusu üzerine "Havuzbaşı"nda yaptığım "Sadreddin Konevî'nin İlim ve Fikir Tarihimizdeki Yeri" konulu konferansımı hatırladım. 2007'de MEBKAM'ın "İlim ve Kültür Hayatımızda Sadreddin Konevî Paneli"ne ve geçen yıl Konya Büyükşehir Belediyesi ile Tarih Kültür sanat Derneği'nin ortaklaşa gerçekleştirdikleri "Sadreddin Konevî Sempozyumu"na, uzun süren rahatsızlığım sebebiyle katılamayışımın verdiği derin üzüntüyü; Ama, Merhaba Gazetesi'nin "Akademik Sayfaları"nın bu sempozyumun tebliğlerini veren özel sayısının sevincini tekrar yaşadım
Bu 1. Uluslararası Sempozyum, tabiri câiz ise, "mekânıyla da, mekîniyle de" mükemmeldi. Program, böyle önemli ve değerli sempozyuma lâyıktı. Birkaç yıldan beri büyük bir özveri ile çalışarak, o yüce şahsiyetimize lâyık ve uluslararası seviyede bir sempozyumun en iyi şekilde yapılması için büyük özen gösterildiğini biliyorum. Sempozyumun koordinasyonu kurulu, yer almaktan onur duyduğum ama rahatsızlığım sebebiyle yeterince faydalı olamadığım bilim kurulu ve sekretaryası da görevlerini en iyi şekilde yerine getirmek için büyük çabalar sarfettiler. Bütün bu hazırlıkların sayesindedir ki bu büyük sempozyum, programına uygun olarak düzenli şekilde yürütülmüş, başarı ile sonuçlanmış ve amacına ulaşmıştır.
Bu, ilk uluslararası seviyede olandır. Asırlardan beri yeterince tanıtılmamış olan bu büyük ve yüce şahsiyetimizin, bizim ve dünyanın ilgili ilim, fikir çevrelerinin gündemini şereflendirmesi sağlanılmıştır. Bundan sonrakiler de, konuya çok daha başka, yeni boyut ve buutlar getireceklerdir. Zaman gelecek, dünyanın birçok yerinde anma, kongre ve törenleri düzenlenilecektir.
Kendini, şehrimizde, yurdumuzda ve dünyanın çeşitli ülkelerinde Sadreddin-i Konevî'yi incelemeye hasrederek, yıllarca göz nuru döken fedakâr ilim adamları, bu sempozyum davetini alınca, emeklerinin boşa gitmediğini anlayarak yorgunluklarını unutmuşlardır. Sempozyuma katılıp da, kendisi gibi nice Konevî uzmanlarıyla biraraya gelip, tanışma imkânını bulunca çok sevinmişlerdir. Yalnız olmadıklarını anlayıp, araştırmalarının en iyi şekilde takdir, tebrik ve tebcil görmesinden dolayı da son derecede memnun olmuşlardır. Meram Belediyesi'nin takdire şâyân ev sahipliği, MEBKAM'ın başarılı koordinasyonu, sempozyumun genel havası ve başarılı sonuçları sayesinde, araştırmalarına yeni güç ve azimle devam etmek üzere memleketlerine dönmüşlerdir.
İnanıyorum ki, onu yeterince tanıyamamış olanlar, Anadolu'muzun bu büyük mânevî dinamiğini de tanımaktan dolayı son derecede onur ve gurur duymuşlardır.
Sempozyumun bizlere güzel bir armağanı da, Konevî'nin ünlü eseri "Mir'âtü'l-Ârifîn'ini dilimize, bizlere kazandırmış olmasıdır. Dilâver Gürer, Betül Güçlü, Ali Çoban üçlüsünün Türkçeye tercüme ettiği bu son derecede derin anlamlı bilgileri muhtevi olan kıymetli eser, MEBKAM yayını olarak okurlarıyla buluştu. Gayreti, zahmeti, himmeti ve hizmeti geçenlere gönül dolusu şükranlar.
Bu güzel sempozyumun ardından şimdi ben ne düşünüyorum biliyor musunuz?.. Sultan Kadı Burhaneddin'in, Konevî'nin türbesine serilmek üzere, Alaeddin Şeyh Yâr-ı Alî ile gönderdiği bir çift kıymetli halı acaba nerede ve ne durumdadır? Malum o halılar o kadar kıymetli ve armağanın anlamı o kadar derin idi ki, Bezm-ü Rezm'in bildirdiğine göre, buna mukabil olmak üzere, türbede bulunan mücâvir dervişler Sultan'a, Konevî'nin bizzat istinsah etmiş olduğu, Muhyiddin-i Arabî'nin Fususu'l-Hikem'ini göndermişlerdi.
Türbede muhafaza edilmekte iken akıbetini bilemediğimiz Abdülkadir-i Geylânî'nin hırkasını da çok merak ediyorum. Şimdilerde hangi yabancı illerde ve ellerde, kimin koleksiyonunu süslüyor kim bilir?..
Ne zaman Sadreddin-i Konevî Camii'ne girsem, hep tarihî, orijinal pencere kapaklarını hatırlarım. İstanbul'daki Türk-İslâm Eserleri Müzesi'ne nakledilerek koruma altına alınmış olan pencere kapaklarının benzerini yapabileceğini tahmin ettiğim, Konyalı bir ustamız hamdolsun var: Kündekâr Mevlüt Çiller. Acaba diyorum, bu değerli ustamıza, orijinal pencere kapaklarının benzeri yaptırılarak getirilip, Konevî Camii'nin pencerelerine yerleştirilemez mi? Böylece, pırlanta yüksük taşı, kaşıyla buluşmuş olacaktır. Bu buluşma ve kavuşmayı sağlayanlar ebediyyen me'cûr, seyredenler de mesrur ve müteşekkir kalacaklardır.
Niye olmasın ki?
Büyükler ne demişler :"el-İhsanu bi't-temam".
Hem, insan himmetinin, dağları devirecek güçte olduğunu büyüklerimiz vaktiyle bize öğretmişlerdi de, ondan ümitleniyorum.
Büyük ilim ve fikir adamımız Sadreddin-i Konevî'i gündeme getirmekle de, ilim ve fikir mer'amıza rahmet yağdıran Meram Belediye Başkanı Sayın Refik Tuzcuoğlu'na ve onun şahsında, MEBKAM üyelerine, sempozyumun gerçekleşmesinde emeği geçen herkese gönül dolusu şükranlarımızı sunmak, bize düşen bir kadirşinaslık görevidir. Sağ olsunlar.
Mevlâna Türbesi'nin kemer alınlığındaki şu hikmetli söz ne kadar anlamlıdır: "Hizmet eden, hizmet görür; Sadece kendini düşünen ise mahrum kalır."

Merhaba 02.06.2008

Haberler Haberleri

"YAZARLARIMIZ OKULLARDA" PROJESİ TAMAMLANDI
TYB KONYA’DA UZLUK AİLESİ VE MEVLÂNA İLE İLGİLİ ÇALIŞMALARI KONUŞULDU
Bakan Tunç: Hukuk dili dil bilinciyle şekillenmelidir
TYB KONYA’DA MESNEVÎHANLIK GELENEĞİ VE MESNEVÎ OKUMALARI PANELİ YAPILDI
Hazreti Mevlana'nın 751. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenleri başladı