Hafta sonu TYB Konya Şubesi olarak Alaaddin Keykubat'ın; "Cennet ya burasıdır, ya da buranın altında bir yerdir" diye methettiği Beyşehir'deydik. Saklı Cennet güzelliğinde mavisi ve yeşiliyle gözlere ve gönüllere hitap eden Beyşehir kadar; Belediye Başkanı İzzet Taşçı Bey'in misafirperverliği de bizleri çok etkiledi. Sabah kahvaltısında buluştuğumuz Başkan Bey ve oğlu Sinan gezi boyunca bizleri yalnız bırakmadı. Ekibimize misafir olarak iştirak eden oğlum Mehmet Ali'de Beyşehir'den iyi bir arkadaş daha edinmiş oldu.
Başkanın misafirperverliği yanında yapmış olduğu icraatları ve Konya'dan istekleri dikkat çekici idi. Başkan Beyşehir'i tarihi ve doğal güzellikleri ile ayrı bir il olmasından daha ziyade Konya'nın turistlerini dinlendiren bir beldesi olmasını istiyordu. Yapımı devam eden duble yol ve Gembos ile buna ivme kazandırmak istediklerini; Konyalılardan da destek beklediklerini bildiriyordu. O anda aklıma en son Bursa'dan gelip Konya'mızın yeşilinin ve mavisinin yetersizliğinden şikâyetçi olan misafirlerim geldi. Başkan beyin yaptığı bu birlik beraberlik bu tür sorunlar için güzel bir çözümdü. Tabi ki Konya'dan destek gelirken Beyşehir'in misafirperverliği, şehrin tabi ve tarihi güzelliklerinin yapılan tanıtım ve reklamı da göz ardı edilmemeliydi...
Başkan Bey'in bütün yazar arkadaşlarla hemfikir olarak tebrik ettiğimiz bir diğer yönü ise tarihin emanetlerine verdiği önemdi. Nitekim hem Eşrefoğlu Camii hem de tarihi Bedesten en son gördüğümüz şeklinde hayli bakımlı ve muhafazalı idi. Özellikle Anadolu Bedestenleri içindeki en eski bedesten için yapmış olduğu girişimler ve Musiki dinletileri tebriğe şayan idi. Anlaşılan Başkan şehrin emanetçisi olarak "Şehr-i Emîn" olmanın önce tarihini korumakla başladığının şuur ve bilincinde idi.
Yakamanastırdaki öğle yemeği ve manzara seyrinden sonra hedefimiz olan Kubad-abad sarayına doğru yolda çıktığımızda ise mihmandarlığımızı Kurucuova belediye Başkanı Vedat Sabırlı Bey ve Gölyaka Belediye Başkanı Ramazan Erdoğan Beyler devraldılar. Yıllardır yakından tanıdığım Beyşehir'in Kubad-abad sarayını ilk kez görmenin mutluluğunu ayrıca yaşadım!.
Göl ve adalar manzaralı sarayda Alaaddin Keykubat'ın tabiatı çok seven zevkli ve renkli kişiliğini rahmetle andık. Çünkü Alaaddin Keykubat'ın bundan başka biri Alanya'da; sırtı dağ önü deniz manzaralı bir saray yaptırdığını, Kayseri Erkilet'de de Erciyes Dağı manzaralı bir saray yaptırdığını ve sık sık dinlenmek için buralarda konakladığını öğrendik.
Tabi ki bu bilgilerle bizleri mamur eden Tarihçi Prof. Dr. Mikail Bayram hocamızla gezmek çok özeldi. Yine eserlerin sanat tarihi açısından değerlendirmesini yapan Dr. Gülay Apa ve araştırma görevlisi Necla Akaya hanımlara teşekkür ediyorum.
Bizlere bu Saklı Cennette güzel bir gün geçirmemize vesile olan TYB Konya Şubesine ise ayrıca teşekkür ediyorum.
06 Mayıs 2010 Perşembe
http://www.memleket.com.tr/author_article_detail.php?id=11823