Şehrin Hafızası ve Vefa

İnsanlar kendilerine geçmişlerini hatırlatan olayları anmaktan mutluluk duyarlar. Bu hatırlama anında o olayın geçtiği mekanı, kişileri vb. materyalleri...

İnsanlar kendilerine geçmişlerini hatırlatan olayları anmaktan mutluluk duyarlar. Bu hatırlama anında o olayın geçtiği mekanı, kişileri vb. materyalleri tekrar görmek veya çocuklarına, torunlarına göstermekten zevk alırlar. Ne yazık ki ülkemizde bu tür hassasiyetlere önem verilmiyor. Plansız şehirleşme sonucu insanlara geçmişlerini hatırlatan olayların geçtiği mekanlarla tekrar buluşmaları imkansız hale getiriliyor.

Mesela bundan 40 yıl önce Konya'da askerlik yapmış olan bir kişinin torunu da askerlik için Konya'ya gelse dedesinin askerlik yaptığı kışlayı görebilme ihtimali yüzde kaçtır. 14-20 yıl önce Konya adliyesinde mahkumiyeti bozulan birisinin adliye binasını çocuklarına veya torunlarına gösterme şansı yok. Çünkü o adliye binası başka bir gaye için kullanılmak yerine tamamen yıkıldı. Aynı şekilde Necip Fazıl Kısakürek ve Osman Yüksel Serdengeçtinin bir süre mahpus olarak kaldığı Konya hapishanesi boşaltıldı. Henüz sağlam olarak ayakta durmasına rağmen böyle kalacağının bir garantisi yok.

Alaaddin çevresinde bulunan Mimar Muzaffer Caddesi var. Konyalı genç nesil Mimar Muzaffer hakkında bir bilgiye sahip değil. Bu mimarımıza ait eserlerin üzerine (tabiî ki halen ayakta kalan varsa) Mimar Muzaffere aittir levhası konulabilir. Ama bunların hiç biri yöneticilerimizin aklına gelmiyor. Hatta bu sokaktan bahsedilirken dershaneler sokağı ismi telaffuz ediliyor. Şehrin hafızasını oluşturan eserler birer birer yok ediliyor. Belki de bu sebepten dünyanın en zayıf hafızalı milleti haline geldik.

Bir de şehirlerin hafızalarını ayakta tutmayı kendileri için görev addetmiş yazar çizer, sanatçı ve arşiv meraklıları vardır. Bu insanlar bütün olumsuzluklara rağmen milletin veya yaşadıkları şehrin kültürünü, folklörünü, gelenek ve göreneklerini yazıya dökerek geleceğe taşırlar. Bu işi yaparken de bir karşılık beklemezler. Aslında vefanın unutulduğu bu devirde bunu beklemenin abes olduğunu bu mümtaz şahsiyetler de bilir. Zaten İstanbul'da yaşayanlar veya bu şehri tanıyanlar için vefa bir semt ismidir. Bu şehri tanımayanlar içinse vefa ancak sözlükten karşılığı bulunabilecek eski bir kelimedir.

Biz vefa konusunda bu kadar karamsarken Yazarlar Birliği Konya Şubesi bizleri heyecanlandıran bir etkinliğin altına imza attı. 15 Mart Pazar akşamı "15. yılda 15 kültür adamına vefa gecesi" törenlerini düzenledi. Gecenin düzenlenme gayesi kadar katılımcı sayısının çokluğu da sevindiriciydi. Bundan 500 yıl önce Konya'dan çıkarak İstanbul'a yerleşen ve vefa semtine ismini veren Ebu'El-Vefa hazretlerinden sonra unutulmaya yüz tutan bu kavramın meşâlesinin tekrar Konya'dan tutuşturulması bizi mutlu etti. Bu etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçenlere başta Yazarlar Birliği Konya Şube Başkanı Sayın Ahmet Köseoğlu ve Yönetim Kurulu Üyesi Ali Işık Bey'e teşekkür ediyoruz. İnşaallah bundan sonra bu tür etkinliklerle daha fazla karşılaşırız. Gecede ödül alan Konya'ya hizmet eden bütün kültür adamlarımıza hizmet edecekleri daha nice güzel yıllar geçirmelerini temenni ediyorum ve onlara yaptıkları hizmetlerden dolayı teşekkür etmemeyi bir 'VEFASIZLIK' addettiğim için hepsine şükranlarımı sunuyorum.

Merhaba 17.03.2009

Haberler Haberleri

TYB KONYA ŞUBESİNDE MİTAT ENÇ ANLATILDI
"YAZARLARIMIZ OKULLARDA" PROJESİ TAMAMLANDI
TYB KONYA’DA UZLUK AİLESİ VE MEVLÂNA İLE İLGİLİ ÇALIŞMALARI KONUŞULDU
Bakan Tunç: Hukuk dili dil bilinciyle şekillenmelidir
TYB KONYA’DA MESNEVÎHANLIK GELENEĞİ VE MESNEVÎ OKUMALARI PANELİ YAPILDI