İstanbul'da Türk ve İslam Eserleri Müzesi'ndeydik 27 Ağustos Perşembe günü.
TYB Konya şubesi olarak Konya Selçuklu Belediyesi'nin açtığı ve kadim kültürümüzün numunelerinden bazılarının teşhir edildiği Selçuklular Sergisi'ni gezdik.
Ağrı-Patnoslu Müze müdürü Seracettin Şahin Bey, bu nadide eserleri tek tek anlattı bize.
Anadolu'dan yağmalanıp çalınan ve dünyanın dört bucağına kaçırılan birçok Selçuklu eseri yeniden ülkemize kazandırılarak sergilenmiş.
Selçuklu Belediyesi ismini aldığı Selçuklulara vefa borcunu ödemek için bu konuda birçok çalışmaya imza attığını biliyoruz. Sempozyumlar gerçekleştirdiğini, yurt içinde ve yurt dışında birçok sergiler tertip ettiğini, kitaplar, kataloglar, envanterler neşrettiğini bilmeyen yoktur sanırım. Selçuklular Sergisi de üstüne bal kaymak oldu bana göre. Bu sebeple de Selçuklu Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay'ı yürekten kutluyorum ve çalışmalarında başarılar diliyorum.
Sergiyi temaşa ederken Orta Asya geleneklerini, Batı Asya ve Anadolu'nun köklü medeniyetiyle harmanlayıp özgün sanat eserleri ortaya koyan Selçuklu medeniyeti kültürü bütün haşmetiyle bizleri heyecanlandırdı.
Anlamlı ve dolu dolu geçen bu geziye TYB Konya Şubesi BaşkanıM. Ali Köseoğluve eşleriGülşahHanımefendi, Yazma Eserler Bölge MüdürüBekir Şahin,Selçuklu Belediyesi Basın müdürü Ali Düz, kameraman Reşit Temizci ve fotoğrafçı Hüseyin Akgül, TYB Konya Şubesi yönetim kurulu üyelerinden gezgin fotoğraf sanatçısıZeki Oğuz,roman ve hikaye yazarıDuran Çetin,oyuncu ve çocuk edebiyatı sanatçısıOsman Bozdemir,gazeteci araştırmacı yazarSadık Gökçe,eğitimci hat sanatçısıAli Fuat Baysal veedebiyatçıMurat Ak ilebirlikte katıldık. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Konya'dan Mevlana Müzesi, İnce Minareli Medrese Müzesi, Karatay Medresesi Müzesi; İstanbul'dan arkeoloji Müzeleri ve Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Beyazıt Kütüphanesi gibi farklı birçok müzeden toplanan ve Selçuklu kültüründen örnekler sunan eserlerin ortak dili; "İzzet-i daim, ikbâl-i daim ve devlet-i daim" şeklindeydi.
Gönül isterdi ki bugün Selçuklu'nun mirasında oturanların tümü bu sergiyi mutlaka görsün. Görsün de bu kadim medeniyet üzerindeki taklitçi çarpık yapılaşmasının, nankör ve ruhsuz yaşantısının farkına farsın...
Selçuklu felsefesi bu sergide "Tarihte Selçuklular imajı, hanedan-iktidar alametleri, iktidar-siyasetnâme, sembolizm-mimarî, inanç-tasavvuf, günlük yaşam-insan ve doğa, mimarî-kentler ve yapılar, desenler-düğümler-semboller, günlük yaşam ve konut anlayışı, ticaret-kervansayaylar ve yollar, saray-mimarî, saray-eğlence, saray-ihtişam, saray-av ve savaş, saray-aşk" temâlarıyla öne çıkarılmış.
Selçuklu eserlerinde mimarîden el sanatlarına varıncaya kadar sanatçıların eserlerinde zarafete, inceliğe, güzelliğe önem vererek mükemmele ulaşma çabaları gözden kaçmamaktadır. Günlük kullandıkları bir buhurdanda, seramik bir tabakta, altlarına serdikleri bir halı, bir minder ya da kilimde, takındıkları süs eşyalarında, düşmana karşı kuşandıkları hançer, kılıç, ok ve yaylarda, yazdıkları kitap sayfalarında, her gün açıp kapattıkları ahşap pencere kanatları veya kapılarında bile değer biçilemez sanatkârlıkları görmeniz mümkündür. Bu sebepledir ki, mazisini iyi tanımayanlar âtilerinden emin olamazlar, geleceğe güvenle adım atamazlar.
Allah(cc)'a kul, Peygamber(sav)'e hayırlı ümmet olalım inşallah.
Selametle kalın, Allah(cc)'a emanet olun...
-Hakimiyet Gazetesi-