Tek panzehir Müslümanlar!

Tek panzehir Müslümanlar! TYB Konya Şubesi'nin programında konuşan Prof. Dr. İsmet Emre, "Batı dünyasının, dünyayı kanserleştirici; sadece somutlukları...

Tek panzehir Müslümanlar!

TYB Konya Şubesi'nin programında konuşan Prof. Dr. İsmet Emre, "Batı dünyasının, dünyayı kanserleştirici; sadece somutlukları değil, ağaçları kuşları yok edici bir mekanizma olarak, insan ruhunu da kanserleştirici virüsüne karşı tek panzehir Müslümanlardır" dedi

TYB Konya Şubesi'nin bu haftaki programında Prof. Dr. İsmet Emre, "Postmodernizmin Sosyokültürel Yansımaları" başlıklı bir konuşma yaptı. İl Halk Kütüphanesi Salonu'nda gerçekleşen programı TYB Konya Şube Başkanı M. Ali Köseoğlu'nun yanı sıra MEVKA Genel Sekreteri Dr. Ahmet Akman, SÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Oktay Sarı, Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, akademisyenler, yazarlar ve öğrenciler ilgiyle izledi. NEÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmet Emre, "Batı dünyası Âyet'in yerine beşer aklından çıkan ansiklopedi maddesini ikame edebilmek için ansiklopedist hareket başlattı. Meşhur Fransız ansiklopedistleri, edebiyatçıları, sosyologları; tarihçiler iyi bilirler. Galan Berk'in öncülüğünde Gibro, J.J. Rossue, Volter, Montesque; bu beşi yirmi dokuz yıl boyunca yaşamı tarif edebilmenin rasyonel kavramlaştırmaları için uğraştılar. Google, yaratıcının ayetlerinin yerine herhangi bir kavramı insan aklının tarifini aramak için başvurduğumuz yerdir" dedi.

KÖTÜLÜK GÜNÜMÜZDE VİRSÜ GİBİ

Emre şöyle devam etti:"Hıristiyanlıkta günah çıkarma vardır, İslamiyet'te yoktur. Çünkü günah paylaşıldıkça sosyolojik hale gelir ve meşruiyeti artar. Hz. Âdem (as)'den beri dünya hiçbir zaman bu kadar değersizleşmemişti. İnsanın içeriği bu kadar şeffaflaşmamıştı, özünden ve hakikatten bu kadar uzak bir yere düşmemişti insanlık. Dolayısıyla tehlikenin büyüklüğü de burada. Hıristiyanlığı yayarken aynı zamanda malınıza mülkünüze, değerlerinize göz koymuş olan batıydı. Siz de onlara karşı bir savunma hattı oluşturma içgüdüsü oluşturuyordu. Aranızdaki ufak tefek sorunları göremediğiniz için onunla bir şekilde mücadele edebiliyordunuz ve zarar görüyordunuz ama zayiat da verebiliyordunuz. Kötülük şeffaflaştığı ve her yere yayıldığı için, görünmezleştiği için, dışarıdan gelen bir olgu olmaktan çıktığı için, âna özgüleştirildiği için, kötülük belli bir zaman dilimine sıkıştırılmış bir formal yapı olarak gelip üzerinizde patlamıyor. Gaz bombası gibi yani gazlaştırılmış öldürücü aygıtlar gibi, virüs gibi... Anında havadan kapabileceğiniz şeye dönüştüğü için ve kötülük kurumsallaştığı ve kolektif bir şuurun parçasına dönüştüğü için birbirinizle entegre olarak çürük teoriler üzerine kurgulanmış bir mantıkla bu kötülükle mücadele etme şansınız hiç yok. Bakın bundan dolayıdır ki batıya karşı yürütülen savaşlar gerilla savaşlarına dönüştürüldü. Çünkü aynı sistematik akılla üstesinden gelemiyorsunuz. Çünkü sizin dünya görüşünüz, sizin tevarüs ettiğiniz tarih bilinci size hiçbir zaman öteki insanları olduğundan daha fazla güçlü silahlar üreterek yok edebilme şansını, gücünü, kuvvetini, kudretini vermemiş. Öyle bir bilinç vermiş ki 'seni öldürmeye gelen sende dirilsin' demiş. 'Hırsına yenilmeyeceksin' demiş. 'Şimdinin düşmanı, yarının dostu olabilir' demiş. Bunlar doğru ve güçlü teoriler. O zaman yapılması gereken şey; yok etme bilincinin tahakkümüne karşı, var etme bilinciyle yola çıkmak. Bunun için yola çıkacağımız yer öncelikle bireyin yeniden inşası.

RUH DÜNYASI ONARILMALI

"Nerden başlanacak?" sorusuna da cevap veren Emre, "Ruh dünyasını onarmaktan başlayacak. O bedene nüfuz edecek. Haddini bilmekle, sınır çizmekle yola çıkacağız. Ve sonra sınır çizenlerin sayısı artacak. Varlaştırıcıların sayısı artacak. Bunu yapacak tek medeniyet İslâm medeniyetidir. Abartmıyorum, hamaset yapmıyorum.Batı dünyasının, dünyayı kanserleştirici; sadece somutlukları değil, ağaçları kuşları yok edici bir mekanizma olarak değil, insan ruhunu da kanserleştirici virüsüne karşı tek panzehir Müslümanlardır. Çünkü mutlak doğru sadece ondadır. Ötekilerde tek tük doğru olduğu için, doğru bir mutlaklaştırıcı teori çıkmaz. Teorisi mutlak olmayanın pratiğine virüs bulaşır. Bunu Çin, Hint, ya da Avrupa'nın kendi içindeki muhalifler yapamaz. Bizim İslâmcılarının, muhafazakârların, ya da bizim doğu milletlerinin şu an yaptıkları tek şey kendi batısına yenilmiş olan aydınlardan yaptıkları çevirilerle montaj hatları oluşturmaktır. Bu bizi bir yere kadar götürür; ama bizim kurtuluşumuza yol açmaz. Yapacağımız tek şey hastalığın başladığı yere merhem çalmaktır. Müslümanların kavramsal içeriği Kur'ân'dan çıkan, yeniden eşyayı, oluşu, felsefeyi, düşünceyi, akışı betimleyebilecek bir sözlükle işe başlamalarıdır" diye kaydetti.

KAYNAK KUR'AN OLMALIDIR

Emre, duyguları ve düşünceleri yeniden tanımlamak gerektiğine işaret ederek çıkışın ve kaynağın Kur'ân olması gerektiğini belirtti. Emre , "Kavramları yeniden tanımlamak, o kavramların gölgesinde yeniden birey inşâsı yapmak, o kavramlardan ilham alan bir hikâye oluşturmak, insanları o hikâyenin içine dâhil etmek gerekir. Bunu yapamazsak ne olur? Eğer doğu, batı karşısında yenilgisini sürdürürse; İslâm, Hıristiyanlık karşısında gerilemeyi sürdürürse; doğru, yanlışın esiri olmaya devam ederse; yanlışın gidebileceği yer yokluk'tur. Çünkü ideolojisinin gereği budur. Dünyayı çok büyük bir felâket bekliyor. Bu yapaylaşmanın varacağı yer insan bedeninin plastikleşmesidir. Biz yenilmeye devam edersek ruh diye bir şey kalmayacak, bedenin arkasında kötürümleştirilmiş ve üzerine beton dökülmüş bir statikliğe bürünecek. Her şey mekanistik bir ilişkiye dönüşecek. Bütünüyle çıkarların belirlediği birilişki biçimi olacak.Ahlâkın yok edildiği bir dünya. Bireysel çıkarların egemenliğindeki ilişkilerin her gün insan ruhunu tahrip etmeye devam ettiği ve kömürleşene kadar kalbi yorduğu bir dünya. Bizi bekleyen yer burası. Çıplaklaşmanın hat safhaya vardığı, doğallığın zar tabakasının yırtıldığı, iliğe kadar girilmiş bir radyoloji metafiziği. Mutlak yapaylaştırmayla yok edilmiş bir dünya. Bunun adı kıyamettir. Gideceğimiz yer orası olacaktır" dedi. Program sonunda konuşmacı Prof. Dr. İsmet Emre'ye günün anısına Mevlâna Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Dr. Ahmet Akman tarafından TYB Konya Şubesi adına hediye takdim edildi.

Haberler Haberleri

Türkçenin Uluslararası Şiir Şöleni Taşkent'te yapılacak
TYB Konya'da Vefatının 100. Yılında Ziya Gökalp Anıldı - Felsefeyi Sosyolojiyle Yenilemek
Vefatının 30. yılında Tarık Buğra
Konyalı On’lar Perşembe Sohbetlerinde Nail Bülbül Konuştu
Konyalı On’lar Perşembe Sohbetlerinde Kâmil Uğurlu Konuştu