Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi Başkanı Ahmet Köseoğlu: TYB olarak “ŞEHRE SÖZÜMÜZ VAR”

Bu haftaki Meramımız Aktüel konuğu Bürokrat, Editör, Yayıncı, Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi Başkanı Ahmet Köseoğlu oldu. Edebiyat, sanat,...

Bu haftaki Meramımız Aktüel konuğu Bürokrat, Editör, Yayıncı, Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi Başkanı Ahmet Köseoğlu oldu. Edebiyat, sanat, düşünce sanat alanında yerel, ulusal ve uluslararası birçok program, toplantı, konferans panel, sempozyum, şölen ve benzeri faaliyetleri bihakkın yerine getirmeye çalışan Türkiye Yazarlar Birliği’nin Konya Başkanı Köseoğlu, kişinin kendisini yazar, şair ilan etmemesini ve bunu kamuoyuna bırakması gerektiğini bunun takdirini edebiyat, sanat çevrelerine ve zamana bırakılmasının doğru olacağını söyledi.

-Kendinizden bahseder misiniz?

Ahmet Köseoğlu bu sorudan imtina etti ,”kendimizi tanıtmayı geçelim diğer soruları cevaplayayım “dedi. Biz de kendisi ile ilgili faaliyetlerini, çalışmalarını ve bürokrasideki görevlerini internetteki bilgilerden tarama yaparak sizler için buraya aktardık.

Ahmet Köseoğlu 1967’de Konya’nın Altınekin’de doğdu. İlk ve ortaöğrenimini Konya’da tamamladı. Selçuk Üniversitesi Ziraat Mühendisliği Fakültesi’nden mezun oldu. 1990-1999 yılları arasında Konya Merhaba Gazetesi ve KON TV’de müessese müdürü, haber müdürlüğü görevlerini yürütmüş. Konya Büyükşehir Belediyesi Basın Müşavirliği, Kültür, Basın ve Sosyal İşler Müdürlüğü’nü ifâ etmiş. 1999 /2004 yılları arasında Konya Meram Belediyesi Başkan Yardımcılığı, 2005-2006 yıllarında Tarım Bakanlığı Yayın Dairesi Başkanlığındaki Müdürlüğün ardından 2009 /2011 yıllarında Niğde Belediye Başkan Yardımcılığı, 2011/2019 yıllarında da Konya Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı görevlerinde bulunmuş. İdari görevlerinin yanı sıra sivil toplum kuruluşları, dernek ve vakıflarda görev almış, 2002 /2010 yılları arasında Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şube Başkanlığı ve Genel Merkez Yönetim Kurulu üyeliğini, Meram Belediyespor Kulüp başkanlığını, Altınekinliler Eğitim ve Yardımlaşma Derneği başkanlığı görevlerini yerine getiren Köseoğlu halen Türk Dünyası Vakfı mütevelli heyeti üyeliğini yapmaktadır. 1994 ve 1999 yılları arasında başta Konya olmak üzere Türkiye‘nin birçok dünya ülkesi ve şehirleri ile iletişimini ve ilişkilerini geliştirebilmeyi hedefleyerek, “Altınbaşak Kültür ve Sanat Etkinliklerini”, “Mevlânâ Kültürel Etkinliklerini”, Birleşmiş Milletler, Kültür Bakanlığı ve Konya Büyükşehir Belediyesi ortaklığında düzenlenen “Global Forumu”, “Meram Festivalini’’, “TYB-Konya’da Düşünce ve Edebiyat Sempozyumu”, “Öykü Sempozyumunu” 2013 yılında da bir yıl süren 30. Ölüm yıldönümünde “NECİP FAZIL “ etkinliklerinin de düzenlenmesinde aktif rol almış. 2011/2019 yılları arasında da

Konya Büyükşehir Belediyesi Meslek Edindirme Kursları (KOMEK) bünyesinde “Hayat Boyu Öğrenme” programları adıyla yetişkin eğitimi ve sanatsal faaliyetleri için binlerce Komek kurslarının açılmasına önderlik etmiş. Konya Bülteni, Merhaba, Yedi İklim, Derin Tarih, Yeni Şafak, İstanbul gibi birçok ulusal dergi ve gazetelerde de yazıları yayınlanmış.(Bu bilgiler internetten derleme)

Kitaplarınızdan bahseder misiniz?

Yurtiçi ve yurtdışı gezilerimizde gittiğimiz yerleri yazıyor bunları dergi ve gazetelerde yayınlıyordum. Kitap olabilecek sayı ve seviyeye gelince bu kaleme aldığım şehirler 2007 yılında kitaba bürünmüş/ dönüşmüş ve “Kendini Koruyan Şehir” adıyla Ebabil yayınevinden çıkmıştı. Şimdilerde mevcudu kalmamış ilavelerle yeniden çıkması da benim ödevlerim aradında olsun. Bunun yanı sıra birçok kitabın editörlüğünü yaptım, yazılarla da katkı sağladığım çalışmalar oldu. Bunlardan bazıları; 1996 yılında yayınlanan “Fotoğraflarla Geçmişte Konya’’, 1997’de ortaya çıkan “Medeniyetlerin Kavşak Noktasında Konya” ve sonraki yıllarda “Gönüllerin Başkenti Konya”, “Bir Başarı Öyküsü” , “Minyatürlerle Nasrettin Hoca”, “Konya’da Kültür ve Hayat” adıyla Konya kültüründe yerini almış oldu. Niğde’de yaptığım görevim sürecinde de Niğde Tarihine katkı sağlayacağını düşündüğüm “Eskimeyen Niğde” adında ki kitabı 2011 yılında çıkardık. Dört Mevsim Niğde diye dergi de çıkarmıştık. Meram Belediyesinde de Eskimeyen Meram eski Fotoğraf albümü ve Dört Mevsimde Meram Dergilerini çıkarmıştık.

Kendini Koruyan Şehir kitabınızla neyi vurguluyorsunuz, nelere dikkat çekiyorsunuz?

(Madem kitabın baskısı bitmiş okuyamayanlara küçük kopye ) Kamudaki görevlerimin içerisinde zaman zaman kültürel sanatsal faaliyetleri/ organizasyonları planlamak organize etmekte vardı. Bendeniz gezdiğim gördüğüm yerlere başka bir açıdan bakmaya, şehirlerin ve ülkelerin ruhuna (varsa) yönelik izlenimler yapmaya biraz da şehircilik yönlerine (işim gereği)bakmaya gayret ettim. O zamanlar bu alanda bir şeyler yazmaya veya karalamaya karar verdim. Şehirler üzerine o zamanlar yazan çok azdı birazda belediyeciliğin mana boyutu ile ilgisini de düşünüyordum. Son 20 ila 25 yılda gittiğim, gördüğüm ve gezdiğim yerleri yazdığım az öz ama nitelikli yazılar diyebileceğim tamamı bana ait olan hiçbir yerden alıntılanmayan imbikten süzülür gibi her bir cümlesine dakikalarımı saatlerimi ayırdığım ‘Kendini Koruyan Şehir’ adıyla çıkan kitabımı yayınlamış oldum. Aslında böylesi bir düşüncemde yoktu Ebabil yayınevindeki bir dostum teşvik etti bu şehir yazılarını kitaplaştıralım dedi öylece kitaba büründü yazılar. Bu anlamda ilk telif eserim diyebilirim. Ama bunun dışında editörlüğünü yaptığım, yayıncılığını yaptığım kendi içinde yazılarımın da var olduğu birçok kitabımızda mevcut. Bu kitapların büyük çoğunluğu Konya kültürü, sanatı, tarihi ve geçmişiyle ilgili kitaplardan oluşmakta. 2 yıl kadar kısa bir süre Niğde’ de Belediye Başkanının Yardımcılığını yürüttüğüm sıralarda Niğde kültürüne ve tarihine faydası olacak eserleri de sunmaya çalıştım. Yani memuriyetimdeki görevimin bir parçası olması sebebiyle kültürel, sanatsal yayınlardan eserlerden belgesellerden Konya kültürüne sanatına geçmişine ışık tutacak filmlerden uzak kalmadım. Yüzlerce çalışmanın editörlüğünü, genel koordinatörlüğünü ya da malzeme bilgi belge noktasında destekçiliğini yaptım. Ve son 30 yıl içerisinde Konya’da kamusal anlamda meydana gelen birçok işin içerisinde bulunmuş oldum.

Yeni TYB başkanlığı döneminizde ne gibi çalışmalarınız oldu ya da ne gibi çalışmalarınız olacak?

Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi, 26 yıldır Konya’da aktif faaliyetlerini yapmaya çalışıyor. 2001 yılından bu yana çok yoğun bir şekilde faaliyetlerini gerçekleştirmeye çalışan Türkiye Yazarlar Birliği, faaliyetlerini her yıl geliştirmekte/ arttırmaktadır. Konya’da ve hatta Türkiye’de bu tip sivil kuruluşlarda nadiren rastladığımız bir şey yapıyor TYB. Tam 19 yıldır ( sivil kuruluşlar da pek görülmemiş bir durum) yıllık takvimini hazırlıyor. Yılın başında hazırlanan ve kamuoyuna sunulan takvim sayesinde sırası gelen program icra ediliyor. Bütün kültür adamları, araştırmacılar, sanatçılar ve yazarların içinde bulunduğu bir istişare heyeti ile programlarımızı takvimlerimizi hazırlıyoruz. Yaptığımız takvimin kendine göre usullerinin olması, kültür muhibbanınca takip edilmesi takdir edilmesi gerekiyor ölçümüz bu. Sergilediğimiz programlarımızda yuvarlak yıl dönümleri, ölüm yıldönümlerini, tarihi anları, günleri, yuvarlak yıldönümleri kaçırmamaya çalışıyoruz. Bu konuların yanı sıra da edebiyata, kültüre ve sanata yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Herhangi bir alana ait ya da düşünceye ait kişileri değil her alana her düşünceye sahip kişilerle eserleri konuşup, tartışabiliyoruz. 2020’nin başında yine takvim hazırlanmasına rağmen Covid-19 sebebi ile sadece 15 Mart tarihine kadar takvimimizi icra edebildik. Bu tarihe kadar birkaç programımız oldu fakat bu tarihten sonra sosyal medya aracılığıyla takvimlerimizi tekrar icra etmeye başladık. Son iki üç hafta içerisinde Konya’da Pandemi süreci yoğunlaştığı için programlarımızı da yeniden tehir etmeye karar verdik. Covid-19 sebebi ile Dünyada, Türkiye’de birçok çalışma faaliyet sekteye uğradığı gibi kültürel, sanatsal alanda da sekteye uğradı.

Konya TYB olarak bu yıl rutin program dışı çalışmalarınız, yürüttüğünüz ya da planlamalarını yaptığınız çalışmalarınız var mıydı şimdi ne durumdalar?

Türkiye Yazarlar Birliği Konya’da istikrarlı fakat mütevazi programlar yapmaya devam ederken bir yandan da faaliyetlerinde iddialı şehrine sorumlu kaygılı olmaya devam ediyor olup ‘Şehre Sözümüz Var’ sloganıyla bu şehrin ruhuna, havasına bir şeyler katmaya çalışıyor. Konya’ya, Türkiye’ye, edebiyatına tarihine sanatına düşünce hayatına ne kadar güzellikler sunabiliriz diye araştırıyoruz. Konya’da imrenilecek bir mevkide ve güzellikte bir merkezimiz ve içerisinde binlerce kitap barındıran kütüphanemiz ve toplantı salonumuz var. Yıllardır burada Konya’nın güzelliklerini, Türkiye’nin güzelliklerini şehrin insanına anlatmaya devam ediyoruz. Bu yıl Yunus Emre yılı olması hasebiyle Yunus Emre’nin bütün yönlerini anlatan uluslararası bir büyük sempozyum yapacaktık genel merkezimizle birlikte. Yine genel merkezimizle birlikte 2019 yılının kültür sanat büyük ödülleri’ne Konya’da verecektik Konya Büyükşehir Belediyesi sponsorluğunda, yanı sıra başka yapabileceğimiz faaliyetlerimizde vardı bunları Pandemi sebebiyle iptal etmiş olduk bunlara da üzüldük tabi hayırlısı diyoruz. Her gelen günün her geçen günden farklı olduğunu ve yeni bir şeyler söylemenin değerini bilmekle birlikte dünü bugünde yaşamanın önemini de anlamak durumundayız.

Türkiye Yazarlar Birliği Konya Başkanlığını yürüten bir kişi olarak yazarlara hangi öğütlerde bulunmak istesiniz?

Öğütcü olmak istemem, Lakin tyb başkanlığını soruya dahil ettiğiniz için bir kaç kelam (öğüt olmaksızın )etmek gerekiyorsa, Mevlana’nın Divan-ı Kebir'de bahsettiği gibi 'İyi söz söylemezsen bin söz söylesen de bir söz sayılmaz; fakat iyi söz söylersen bir tek sözün binlerce söz kadar değeri vardır'. ‘Yazdım ise kendim için yazdım’ denilebilir mi diye kendime soruyorum, cevap denilebilirse o zaman niye yazılarını kitaplaştırıp kamu ile paylaşıyorsun derim, demek ki kendim için yazıyorum diyemezsin diyorum. Kamu için yazdık ise geride hoş sada bırakabilecek mi zaman gösterecek. Sadece kişinin kendisi için, kendini tatmin etmek için yazmasının, edebiyatla uğraşmasının elbette ki kendisi açısından sosyal bir terapi olabileceğini düşünenlerdenim. Ama aynı zaman da kamuya çok ciddi faydalarının olamayacağını da düşünenlerdenim. İletişimin kolaylığı sayesinde bilgiye belgeye çok kolay ulaşabildiğini hatta çok kolay nitelikli çalışmaların dünyanın her bir yanından hızlıca alına bileceği ve dil tercümelerinin de kolayca yapılacağı bu dönemde bu işlerle uğraşan değerli dostlarımız, arkadaşlarımızın daha özverili, daha dikkate değer bir şekilde çalışmalarını yürütmelerini tavsiye edebilirim.  Yaptımsa bende yaptım gibi yapılan işlerin güncelin köpüğü olabileceğini, saman çöpü gibi olduğunu her rüzgârla veya suyla bir yerlere savrulacağını hatta bu uğraşıların bir zaman kaybı olacağını yazmak ısrarı yerine yazmak gibi okumanın da asil bir eylem olduğunu düşünüyorum. Bir şeyi yapacak isek en iyisine talip olacağız en iyisini yapamasak bile talip olmamız şart. Daha doğrusu kişinin kendini şair yazar ilan etmemesi gerekir buna edebiyat çevresinin karar vermesi gerek.

Yazar olmak isteyen fakat nereden başlaması gerektiğini bilmeyen kişilere neleri önerirsiniz?

Elbette ki insan doğuştan bu yöne meyilli olmalı. Her sanat alanında olduğu gibi edebiyat alanında da öncelikle bunun olması gerekir. Dolayısıyla zihninde, gönlünde yazı işleriyle ilgili fırtınaların kopması şarttır. Bunların yanı sıra çok okumadan yazar olabilen insan sayısı çok azdır bu yüzden bolca okumalarını tavsiye ederim. Okumanın yanı sıra iyi ve kendilerini geliştirebilecekleri yazarları da okumaları en doğru seçim olurken yazı yazma teknikleri ve yazma usulleri de işin bir boyutudur. Aslına bakılırsa kişi yazmak istedikleri şeyleri yazmalı ve kamuoyunun kararına bırakmalıdır. Lakin okumadan yazan çok, okumadığı içinde ne yazdığını hangi kalibrede yazdığını da kıyaslayamayabiliyor. Yazmaktan daha önemlidir okumak.

Eklemek istediğiniz hususlar var mıdır?

Konya bin yıllık tarihiyle geçmişte başkentlik yapmış önemli bir şehir olup daima da önemini koruyabilmiştir. Konya bu gücünü güncel enstrümanlardan aldığı gibi tarihinden de almakta. Dolayısıyla Konya’da her alanda yapılan iş Türkiye’yle ve dünya ile de ilişkili olduğu için herkes bunu idrak etmeli sporcusu da sanatçısı da sanayicisi de siyasetçisi de yöneticisi de. Edebiyatta, sanatta, kültürel, sosyal içtimai, tarım, sanayi ve benzeri faaliyetlerde Konya şehir olarak iddiasını sürdürmeli. İki yüz yılın üzerinde ki başkentliğinin yansımalarını bugün de gösterebilmelidir. Her alanda Konya’nın insanı güncelin köpüğüyle değil daha nitelikli daha anlamlı daha manaya ve öze uygun işler, faaliyetler, ürünler yapmak için çaba sarf etmelidir. Son zamanlarda çağın gereği buymuş gibi Dünyadaki yüzeyselleşme hastalığı Türkiye’ye ve tabiki Konya’ya da kısmen bulaşmış gibi görünüyor. Daha çok işin albenisiyle ambalajı ile ilgilenmek daha cazip ve janjanlı geliyor. Oysaki bu tarz çalışmalar geleceğe kalamayacaktır.

YAN YAZI

Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi, 26 yıldır Konya’da aktif faaliyetlerini yapmaya çalışıyor. 2001 yılından bu yana çok yoğun bir şekilde faaliyetlerini gerçekleştirmeye çalışan Türkiye Yazarlar Birliği, faaliyetlerini her yıl geliştirmekte/ arttırmaktadır. Konya’da ve hatta Türkiye’de bu tip sivil kuruluşlarda nadiren rastladığımız bir şey yapıyor TYB. Tam 19 yıldır ( sivil kuruluşlar da pek görülmemiş bir durum) yıllık takvimini hazırlıyor. Yılın başında hazırlanan ve kamuoyuna sunulan takvim sayesinde sırası gelen program icra ediliyor. Bütün kültür adamları, araştırmacılar, sanatçılar ve yazarların içinde bulunduğu bir istişare heyeti ile programlarımızı takvimlerimizi hazırlıyoruz. Yaptığımız takvimin kendine göre usullerinin olması, kültür muhibbanınca takip edilmesi takdir edilmesi gerekiyor ölçümüz bu.

Kaynak: Yeni Meram Gazetesi http://www.yenimeram.com.tr/29-agustos-2020-yeni-meram-gazetesi-432746.htm/7

Röportajlar Haberleri

Ahmet Köseoğlu: ‘Şehre hizmet ibadettir’
‘Gözler Konya’ya çevrildi’
Devletin memuru dayak atardı!
‘Kitap bir uzvum gibi oldu’
‘Çocukluk hissini bilmiyoruz’