Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi tarafından düzenlenen 2020 yılı etkinliklerinden ikincisi Kılıçarslan Konferans Salonunda gerçekleştirildi.
Konya Teknik Üniversitesi Dış İlişkiler Koordinatörü Doç. Dr. Yağmur Küçükbezirci’nin konuşmacı olarak katıldığı konuşma “Ekranlarımız ve Kaybolan Kültür Değerlerimiz” başlığı altında sunuldu.
Bir fotoğraf göstererek Konuşmasına başlayan Yağmur Küçükbezirci, “Evin başköşesine kurulmuş bir divan ve divanın üzerinde torununa bakan bir nine. Bu kendi ninesiymiş. Yağmur hoca, şimdi onun yerine “hop” televizyonu başköşeye oturttuk, ninemizin resmini onun altındaki vitrine yerleştirdik. Ninemizden dinlediğimiz masalların yerini çizgi filimler, diziler aldı dedi. Küçükbezirci sözlerine şöyle devam etti: “Özellikle çizgi filmlerde o kadar güzel jestler vardı ki. Bizim zamanımızda Jetgiller vardı. Bizim için gayet masum sayılabilecek bir çizgi film. İlk etapta bunu göremiyorsunuz. Aslında çizgi filmlerde olmaması gereken bir görüntü var. Ahlakımıza uymayan bir görüntü… Ahlakımızı artık ninelerimizden, dedelerimizden değil ekranlardan öğreniyoruz. Bu da kendi kültürümüze yabancılaşmanın, mankurtlaştırmanın bir adımı…”.
ÇİZGİ FİLMLER
Masum olarak gördüğümüz ve çocuklarımızı baş başa bıraktığımız çizgi filmlerin de düşünüldüğü kadar masum olmadığını söyleyen Küçükbezirci; “Ret Kit bizim zamanımızın en masum çizgi filmlerindendir. Ret-Kit yalnız yaşayan bir atı ve köpeği olan, ağzından sigarası eksik olmayan bir adam… Bir bakıyorsunuz bunun bile vermek istediği bir mesaj var. İnsanı, çocuğu yalnızlaştırmak, yalnız yaşamaya özendirmek. Dünya sağlık örgütü bu çizgi filmde sigarayı yasakladı, o ağzına bir çöp aldı, sigara gibi kullanmaya başladı.
Turkcell reklamında çıkan bir özgür kız reklamı vardı. O da bir nevi yalnız yaşamayı aile ortamına tercih eden bir anlayışın, düşüncenin ürünü.
Taşı delen suyun kuvveti değildir, damlaların sürekliliğidir. İşte biz farkına varsak da varmasak da kültür değerlerimiz bu şekilde medya eliyle yavaş yavaş yozlaştırılıyor.”
Walt Disney’deki çizgi filmlerde haç işareti var. Biz hiçbir dinin simgesine karşı değiliz. Ama Müslüman mahallesinde salyangoz satılmasını da istemeyiz. Bizim çocuklarımız Hıristiyanlaştırmaya çalışıyorlar.
Yağmur Küçükbezirci ambulansın üzerinde hemşirelerin kıyafetini gösteren bir kare gösterdi. Dedi ki “Hepimiz kadınlara yapılan şiddete karşıyız. Kadına şiddet sadece dövmekle, vurmakla olmuyor. Kadının cinsel meta olarak kullanılması da bir şiddettir.”
Çizgi filmlerde zihinleri bulandırmak amacıyla subliminal mesajlar veriyor. Simpson ailesinde masonların kullandığı öğeler sürekli olarak çocukların zihin altına işleniyor” dedi.
YERLİ DİZİLER
Yerli diziler konusuna da temas eden Doç. Dr. Yağmur Küçükbezirci; “Yerli demek, milli anlamına gelmiyor. Daha önce Dallas vardı. Yabancı kültürü yansıtıyor, bizim kültürümüz ile bir alakası yok derdik daha sonra Türk filmleri çıktı yabancı dediğimiz filmlere rahmet okuttu.
Çizgi Film çocuklar için, animasyon büyükler için. “Leylekler” isimli çizgi filmde iki kadının dudaktan öpüşmesi, birlikteliği… Bir başka çizgi filmde erkeğin birlikte olması normalmiş gibi gösteriliyor.
Fırıldak Ailesi, Fırıldak kelimesi her semavi dinde kabul görmeyen bir kelimedir. Türkler Müslüman bir millettir. Bu tip şeyler İslami değerleri hafife almak anlamına gelir. Erkeğin üzerinde kadın kıyafeti var. Çocuk birinde görmezse farklı bir karede yine karşılaşıyor. Çocuklarda, hatta yetişkinlerde cinselliği ön plana çıkartıyor.
Kötü Kedi Şerafettin: Şerafettin, dinin şereflisi, büyüğü demek ancak böyle bir kelimeyi kötü karakterde hayvanlara yüklemek dini değerlerimizi hafife almaktır.
1970’li yıllara gelinceye kadar Şaban kelimesi çocuklara sıkça verilen bir isimdi. Rıfat Ilgaz’ın Ha Babam Sınıfında “İnek Şaban” tiplemesinde sonra bu isim daha az kullanılır olmuştur.
Sonuç, diziler yerli idi, ama millî değildi.
“Bin Bir Gece” Bu dizi de çocuğu hasta olan bir kadın var. Paraya ihtiyacı vardır. Patronuyla bir gecelik aşk yaşamak zorunda kalması normalmiş gibi gösteriliyor.
“Ufak tefek Cinayetler” de evli olan çiftler ayrılıyor, sonra onlar birbirlerinin eşleriyle evleniyor. Birbirlerinin düğünlerine gidiyorlar. Hapsi birbirinin eski sevgilisi. Çok garipsenecek bir durum.” dedi.
SOSYAL MEDYA OKUMALARI
Çocuklarımızı ekran karşısında başıboş bırakmanın tehlikenin başlangıcı olduğunu, bunu önlemenin yolunun okullara Sosyal Medya Okuma derslerinin konulmasından geçtiğine inandığını söyleyen Küçükbezirci, “Çocuklarımız bizim geleceğimizdir, sahip çıkmalıyız” dedi.
Program sonrasında TYB Konya Şubesi Başkan Vekili Prof. Dr. Ahmet Çaycı tarafından Doç. Dr. Yağmur Küçükbezirci’ye bir plaket takdim edildi. Toplu Fotoğraf çektirilmesi ile program sona erdi.